Ehl-i Beyt, İslam semasının parlak yıldızları ve ışık saçan güneşleridirler. Onlar, Resulullah (s.a.a)’e iktida eden (uyan) kâmil insanlık örnekleridirler. Onlar, Hz. Peygamber (s.a.a)’in ilim kaynağından faydalanmış, risalet evinde büyümüş, onun yolunda hareket etmişlerdir. Onlar, ümmeti Allah’ın Kitabı’na ve Hz. Peygamber’in sünnetine sarılmaya davet ederek, kendi yaşantılarında da bunun en güzel örneğini sergilemişlerdir. Onlar, halkı hakka çağırmış, bir an bile haktan uzak kalmamışlardır. Onlar, birçok ayet ve hadisin açıkladığı gibi, hiçbir zaman Kur’an-ı Kerim’den ayrılmamışlar, ayrılmazlar. Onlar, Kur’an-ı Kerim’de açıklanan bütün değerlerin ve yüce makamların en güzel
örnekleridirler.
İnsan-ı kâmilin en önemli özelliklerinden bir tanesi marifettir. Marifet, amellerin kabul olma nedenidir. Zira marifetsiz ameller Allah’ın murat etmediği amellerdir. İnsan için önemli olan da, Allah’ın emrettiği doğrultuda amel etmesidir. İnsanlar içerisinde hiç kimsenin marifeti Ehl-i Beyt’in marifetine ulaşamaz.
Marifet beş harftir ve her bir harfin kendisine özgü manaları vardır.
Mim harfi; nefse karşı mücadele anlamına
gelir.
Ayın harfi; ibadet anlamına gelir. İbadet alanında keyfiyet, kemiyet ve derece açısından kimsenin ibadeti Ehl-i Beyt imamlarının ibadetine ulaşamaz.
Ra harfi; ahiret manasına gelir. İnsanlar arasında kimsenin ahirete olan düşkünlüğü Ehl-i Beyt imamlarının makamına ulaşamaz. Zira Hz. İmam Ali (a.s) mihrapta vurulduğu zaman; “Kâbe’nin Rabbine andolsun ki, ben rahatladım” diye buyurmuştur. İmam Zeyn-ül Abidin (a.s) şöyle buyuruyor; “Şahadet babama yaklaştıkça, babamın yüzü açılıyordu.”
Fa harfi; insanın tüm işlerini Allah’a bırakması manasına gelir. Ehl-i Beyt imamları daima bütün iniş ve çıkışların Allah’tan olduğunu
buyurmuşlardır.
Ta harfi; Allah’tan korkup, ondan başkasından korkmama manasına gelir. Ehl-i Beyt imamları hiçbir zaman halktan korkmadılar. Bu sebepten dolayı onların gerçek dostları da böyledir. Ehl-i Beytin yarenleri ve Kerbela şehitleri buna açık bir örnektir.
Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) imamı tanıma hakkında şöyle buyuruyorlar; “Kim zamanının imamını tanımadan ölürse cahiliye ölümü ile ölmüş olur.”( Bihar-ül Envar, c.23, 35. hadis)
Müslümanlardan birçoğu imamı tanıdıklarını iddia ederler ama imamı tanımaktan maksadın neler olduğunu bilmezler. Marifet ve tanımanın farklı farklı kısım ve çeşitleri vardır;
Marifet bazen cinsi tanıma hakkındadır. Örneğin altını, gümüşü, madeni, demiri ve benzeri şeyleri tanımak. Bunları tanımak için ehline müracaat etmek gerekir. Marifet bazen hüner hakkındadır. Örneğin iyi bir hattat kendi dalında hüner sahibidir ve herkes bunu tanıyamaz. Marifet bazen âlim ve üstadı tanıma hakkındadır. İyi bir âlimi ve üstadı tanımanın yolu onun derslerine, sohbetlerine katılarak, ona sorular sorup cevap almaktır. Marifet bazen Allah’ı tanıma hakkındadır. Bunun ise sayısız kadar yolları vardır. Bu konuda da insanın müracaat edeceği en sağlam kaynak, Kur’anı Kerim, Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt imamlarıdır. Marifet bazen peygamberi tanıma hakkındadır. Peygamberi tanımanın yollarından bir tanesi mucizedir.
Tarihte şöyle bir olay nakledilir: "Bir gün Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) bir yerde oturmuş dinlenirken, oradan geçen bir müşrik kılıcına sarılarak; "şimdi seni benim elimden kim kurtaracak" dedi. Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) yumuşak bir eda ile şöyle buyurdu; "Peygamberlik iddiası olan benim, mucizemin olması gerekir. Benim iddiamın doğru olup olmadığını anlaman için sen benden mucize iste." Çölden avlanmaktan gelen şahıs, elindeki torbasının içinden canlı bir kertenkele çıkardı ve yere attı, ardından şöyle dedi; "Bu hayvan insan lisanı ile senin kim olduğunu söylerse, ben iman getireceğim." Yere atılan kertenkele kaçmaktaydı. Resul-i Ekrem (s.a.a) eliyle kertenkeleye işaret ederek "Allah’ın izniyle dur" dedi. Kertenkele durdu. Resul-i Ekrem ben kimim deyince, kertenkele insan lisanı ile açık bir tarzda şöyle dedi; "Sizin peygamberliğinize şahadet ederim." Bunları gören ve duyan şahıs Resul-i erkem (s.a.a)’in risaletine iman getirdi ve şöyle dedi: "Ben, siz bu kertenkeleyi konuşturduğunuzdan dolayı size iman getirmedim, aksine sizin güzel ahlakınızdan dolayı size iman getirdim dedi."
örnekleridirler.
İnsan-ı kâmilin en önemli özelliklerinden bir tanesi marifettir. Marifet, amellerin kabul olma nedenidir. Zira marifetsiz ameller Allah’ın murat etmediği amellerdir. İnsan için önemli olan da, Allah’ın emrettiği doğrultuda amel etmesidir. İnsanlar içerisinde hiç kimsenin marifeti Ehl-i Beyt’in marifetine ulaşamaz.
Marifet beş harftir ve her bir harfin kendisine özgü manaları vardır.
Mim harfi; nefse karşı mücadele anlamına
gelir.
Ayın harfi; ibadet anlamına gelir. İbadet alanında keyfiyet, kemiyet ve derece açısından kimsenin ibadeti Ehl-i Beyt imamlarının ibadetine ulaşamaz.
Ra harfi; ahiret manasına gelir. İnsanlar arasında kimsenin ahirete olan düşkünlüğü Ehl-i Beyt imamlarının makamına ulaşamaz. Zira Hz. İmam Ali (a.s) mihrapta vurulduğu zaman; “Kâbe’nin Rabbine andolsun ki, ben rahatladım” diye buyurmuştur. İmam Zeyn-ül Abidin (a.s) şöyle buyuruyor; “Şahadet babama yaklaştıkça, babamın yüzü açılıyordu.”
Fa harfi; insanın tüm işlerini Allah’a bırakması manasına gelir. Ehl-i Beyt imamları daima bütün iniş ve çıkışların Allah’tan olduğunu
buyurmuşlardır.
Ta harfi; Allah’tan korkup, ondan başkasından korkmama manasına gelir. Ehl-i Beyt imamları hiçbir zaman halktan korkmadılar. Bu sebepten dolayı onların gerçek dostları da böyledir. Ehl-i Beytin yarenleri ve Kerbela şehitleri buna açık bir örnektir.
Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) imamı tanıma hakkında şöyle buyuruyorlar; “Kim zamanının imamını tanımadan ölürse cahiliye ölümü ile ölmüş olur.”( Bihar-ül Envar, c.23, 35. hadis)
Müslümanlardan birçoğu imamı tanıdıklarını iddia ederler ama imamı tanımaktan maksadın neler olduğunu bilmezler. Marifet ve tanımanın farklı farklı kısım ve çeşitleri vardır;
Marifet bazen cinsi tanıma hakkındadır. Örneğin altını, gümüşü, madeni, demiri ve benzeri şeyleri tanımak. Bunları tanımak için ehline müracaat etmek gerekir. Marifet bazen hüner hakkındadır. Örneğin iyi bir hattat kendi dalında hüner sahibidir ve herkes bunu tanıyamaz. Marifet bazen âlim ve üstadı tanıma hakkındadır. İyi bir âlimi ve üstadı tanımanın yolu onun derslerine, sohbetlerine katılarak, ona sorular sorup cevap almaktır. Marifet bazen Allah’ı tanıma hakkındadır. Bunun ise sayısız kadar yolları vardır. Bu konuda da insanın müracaat edeceği en sağlam kaynak, Kur’anı Kerim, Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt imamlarıdır. Marifet bazen peygamberi tanıma hakkındadır. Peygamberi tanımanın yollarından bir tanesi mucizedir.
Tarihte şöyle bir olay nakledilir: "Bir gün Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) bir yerde oturmuş dinlenirken, oradan geçen bir müşrik kılıcına sarılarak; "şimdi seni benim elimden kim kurtaracak" dedi. Hz. Resul-i Ekrem (s.a.a) yumuşak bir eda ile şöyle buyurdu; "Peygamberlik iddiası olan benim, mucizemin olması gerekir. Benim iddiamın doğru olup olmadığını anlaman için sen benden mucize iste." Çölden avlanmaktan gelen şahıs, elindeki torbasının içinden canlı bir kertenkele çıkardı ve yere attı, ardından şöyle dedi; "Bu hayvan insan lisanı ile senin kim olduğunu söylerse, ben iman getireceğim." Yere atılan kertenkele kaçmaktaydı. Resul-i Ekrem (s.a.a) eliyle kertenkeleye işaret ederek "Allah’ın izniyle dur" dedi. Kertenkele durdu. Resul-i Ekrem ben kimim deyince, kertenkele insan lisanı ile açık bir tarzda şöyle dedi; "Sizin peygamberliğinize şahadet ederim." Bunları gören ve duyan şahıs Resul-i erkem (s.a.a)’in risaletine iman getirdi ve şöyle dedi: "Ben, siz bu kertenkeleyi konuşturduğunuzdan dolayı size iman getirmedim, aksine sizin güzel ahlakınızdan dolayı size iman getirdim dedi."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mehdi Aksu / diğer yazıları
- Eleştiri nedir ve nasıl olmalıdır? / 03.12.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012
- Maruf’a davet terk edilince değerler yozlaşır / 02.12.2012
- Hayırlı ümmetin önemli özelliği / 28.11.2012
- Marufa davet etmenin yöntemleri / 27.11.2012
- Marufa emretme ve münkerden nehyetme / 25.11.2012
- Bu mudur Ehl-i Beyt sevgisi / 22.11.2012
- İmam Hüseyin ve sünnet kavramı / 21.11.2012
- Muharrem aylarında genelde konuşulmayanlar / 20.11.2012
- İmam Hüseyin’i anlayabildik mi? / 19.11.2012
- Sönmeyen ebedi aşkın Hüseyin / 17.11.2012