Hiç kimse Kıbrıs davasının en kritik noktasında, on binlerce Kıbrıs Türkü'nün, maşeri vicdanın 'mücahid' payesi verdiği pazarlık masasındaki Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın karşısına geçip yuhalayacağını düşünebiliyor muydu? Kim, on binlerce Kıbrıs Türkü'nün 'karşı ittifak' içinde 'Rumlarla aynı politik safta nümayiş' yapacağını hesap ediyordu? Kim, Kıbrıs Türkü'nün bugüne kadar adada kendilerini hep yokluğa mahkum eden, yeyip bitirmek için uğraşan Avrupalıların ağzıyla 'Türk askerini işgalci ilan edebileceğini' aklına getiriyordu?
Hiç kimse...
70 milyonluk milletimizden bugüne kadar böyle bir fotoğrafı hayal eden, edebilecek olan yoktu.
Kimse böyle bir şeyi aklının ucundan bile geçirmiyordu.
Ama olan oldu.
Oldu, demekle iş bitse; tamam. İş orayla sınırlı kalmaz.
O halde bu olanların sebepleri derinlemesine irdelenmeli.
Bu bağlamda İstanbul il kongresinde BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin altını çizdiği 'Kıbrıs gerçekleri'nin ülkemiz için de çok önemli ve tarihi olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum:
Kıbrıs Türklerine aidiyet duygusu maalesef verilemedi. Milli benlik sahibi yapamadık kardeşlerimizi.
Vatanın ne demek olduğunu ortaya koyan maneviyat ve ruh aşılanamadı.
Midelerini doyurduğumuz kardeşlerimizin maalesef zihin ve gönüllerini doyuramadık.
Kıbrıs'ta iş, 'sürpriz bir süreç'te çığırından çıktı.
Tedbirlerini almazsak, korkarım bu kabil 'global mikrop', kısa zamanda Anavatan'ımızda da tesirlerini 'beklenmedik biçimde' gösterecektir.
Bu teşhisler ışığında, özellikle AB sürecinde toplumumuzla ilgili gelişmeleri inceden ipliğe tekrar ele alıp çözüm yolları bulmalıyız.
Kıbrıs'taki 'karşı ittifak' hangi sosyal, kültürel, ekonomik ve dini argümanlarla oluşturuldu, bir hatırlayıverin.
Aynı argümanlarla Türkiye'mizde uzun zamandan beri işler kotarılıyor.
Ülkede olanların vahametini, şu üç-beş sualin cevabı bile ortaya koyar.
AB fonlarından kimler prim aldı, kimler ne için alıyor? ABD kimleri besliyor? Başbakan ve Genelkurmay Başkanı konuya parmak bastılar. Demek ki, az-çok bilgileri var.
Hangi medyacılar, hangi işadamları, hangi din adamları, hangi tüccarlar 'ABD himmeti'yle lobicilik yapıyor? Vatikan kimleri besliyor? Toplumun 'işgalcı Avrupa'ya karşı olan direnci'ni kırmak için kimler, ne adına papayla, papazlarla halvet halindeler? Kimler, yabancı odakların 'yerli para muslukları' halindeki kimi kilise ve kimi papazlarla diyalog halindeler?
Bunların 'toplum üzerindeki aşındırma'larının raporları ne sinyaller veriyor, bilen var mı? Gençlerimiz son dönemde nerelere kayıyor? Milli benlik neden son dönemde aşırı hızla kayboluyor? Bayrak, vatan, din ve devlet bağlılığı, neden ve kimler tarafından özellikle son dönemde elle tutulu biçimde 'Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı' olarak algılanır hale dönüştürüldü?
Bütün bu gelişmelerin oluşturduğu 'toplumsal stres'in, kritik bir zamanda 'ansızın' KKTC'deki gibi 'sosyal bir deprem' ortaya çıkarmayacağına kim garanti verebilir, beyler.
Ben, Prof. Dr. Haydar Baş beyin uyarılarına kulak verelim derim; hatta can kulağımızı verelim, derim.
Allah korusun, KKTC'dekine hiç ama hiç benzemeyeceği şüphesiz olan 'benzer karşı ittifak sürprizleri'ni Türkiye'mizde yaşamamak için...
KKTC'de olan bitenleri çoook iyi tahlil etmemiz şart.
Hiç kimse...
70 milyonluk milletimizden bugüne kadar böyle bir fotoğrafı hayal eden, edebilecek olan yoktu.
Kimse böyle bir şeyi aklının ucundan bile geçirmiyordu.
Ama olan oldu.
Oldu, demekle iş bitse; tamam. İş orayla sınırlı kalmaz.
O halde bu olanların sebepleri derinlemesine irdelenmeli.
Bu bağlamda İstanbul il kongresinde BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin altını çizdiği 'Kıbrıs gerçekleri'nin ülkemiz için de çok önemli ve tarihi olduğunu bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum:
Kıbrıs Türklerine aidiyet duygusu maalesef verilemedi. Milli benlik sahibi yapamadık kardeşlerimizi.
Vatanın ne demek olduğunu ortaya koyan maneviyat ve ruh aşılanamadı.
Midelerini doyurduğumuz kardeşlerimizin maalesef zihin ve gönüllerini doyuramadık.
Kıbrıs'ta iş, 'sürpriz bir süreç'te çığırından çıktı.
Tedbirlerini almazsak, korkarım bu kabil 'global mikrop', kısa zamanda Anavatan'ımızda da tesirlerini 'beklenmedik biçimde' gösterecektir.
Bu teşhisler ışığında, özellikle AB sürecinde toplumumuzla ilgili gelişmeleri inceden ipliğe tekrar ele alıp çözüm yolları bulmalıyız.
Kıbrıs'taki 'karşı ittifak' hangi sosyal, kültürel, ekonomik ve dini argümanlarla oluşturuldu, bir hatırlayıverin.
Aynı argümanlarla Türkiye'mizde uzun zamandan beri işler kotarılıyor.
Ülkede olanların vahametini, şu üç-beş sualin cevabı bile ortaya koyar.
AB fonlarından kimler prim aldı, kimler ne için alıyor? ABD kimleri besliyor? Başbakan ve Genelkurmay Başkanı konuya parmak bastılar. Demek ki, az-çok bilgileri var.
Hangi medyacılar, hangi işadamları, hangi din adamları, hangi tüccarlar 'ABD himmeti'yle lobicilik yapıyor? Vatikan kimleri besliyor? Toplumun 'işgalcı Avrupa'ya karşı olan direnci'ni kırmak için kimler, ne adına papayla, papazlarla halvet halindeler? Kimler, yabancı odakların 'yerli para muslukları' halindeki kimi kilise ve kimi papazlarla diyalog halindeler?
Bunların 'toplum üzerindeki aşındırma'larının raporları ne sinyaller veriyor, bilen var mı? Gençlerimiz son dönemde nerelere kayıyor? Milli benlik neden son dönemde aşırı hızla kayboluyor? Bayrak, vatan, din ve devlet bağlılığı, neden ve kimler tarafından özellikle son dönemde elle tutulu biçimde 'Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı' olarak algılanır hale dönüştürüldü?
Bütün bu gelişmelerin oluşturduğu 'toplumsal stres'in, kritik bir zamanda 'ansızın' KKTC'deki gibi 'sosyal bir deprem' ortaya çıkarmayacağına kim garanti verebilir, beyler.
Ben, Prof. Dr. Haydar Baş beyin uyarılarına kulak verelim derim; hatta can kulağımızı verelim, derim.
Allah korusun, KKTC'dekine hiç ama hiç benzemeyeceği şüphesiz olan 'benzer karşı ittifak sürprizleri'ni Türkiye'mizde yaşamamak için...
KKTC'de olan bitenleri çoook iyi tahlil etmemiz şart.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019