Bitmeyen yolculuk ifade özgürlüğü bir kez daha durduruldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı şehit cenazesinde selfie çekerken gösteren kapak kompozisyonu nedeniyle Nokta dergisine baskın ve sansür uygulandı. Gerekçe, Cumhurbaşkanı'na hakaret. Hakaret nedeniyle dergi toplatılamaz, bunun hukukta yeri yoktur. Ancak soruşturma başlatılır ilgililer hakkında. Nitekim sorumlu yazıişleri müdürü gözaltına alınmış, sonrasında adli kontrol koşuluyla serbest bırakılmıştır. Derginin toplatılmasına kulp takılmıştır: Terör propagandası yapmak? Bu AKP kafasına akıl erdirmek zor zanaat. Önceleri terörist takımını davul zurnayla karşıladınız, ayaklarına mahkeme gönderdiniz, şımartarak bu milletin tepesine çıkarttınız, ampul-kandil hattını kurdunuz. Bunların hiçbiri suç değil; fikir beyan etmek, eleştiride bulunmak suç. Nokta dergisi, İngiliz gazetesi The Guardian'da yer alan ve dönemin başbakanı Tony Blair'i patlayan bombalar önünde selfie çekerken resmeden kompozisyondan esinlenerek Erdoğan için mizansen hazırlamış. Bugüne kadar 118 asker ve polis kaybımız olmuş. Eleştirel amaçlı ve mizahi yaklaşımla devletin tepesindeki sorumlu kişinin duruşu resmedilmiştir. İngiltere'de Tony Blair, kendisiyle ilgili yayın yapan gazete için dava açmazken, Nokta'nın başına gelenler ortada.Önce şu selfie'den başlayalım. Selfie, bakanların dünyası ile bakılanların dünyası arasındaki hiyerarşik farklılığı ortadan kaldırıyor. Bu durumda asillere, ünlülere, zenginlere, siyasetçilere, film yıldızlarına, medyatik figürlere uzaktan bakıp seyredenlerin kadrajın içinde yer almak istemesiyle bakan ile bakılan arasındaki eşitsiz ilişki altüst oluyor. Sözün özü portrenin demokratikleşmesidir selfie. O nedenledir ki, demokrasi kültürünü sindirememiş bir zihniyet selfie'nin mizahını dahi kaldıramaz.İfade özgürlüğüne gelince; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bir kararında İnternet Yasamız için yaptığı "yasa kalitesinin olmadığı" na dair yorum, hepimizi rahatsız etmeli. Ya da, Avrupa Konseyi ülkeleri arasında hakaret suçunu hapisle cezalandıran nadir ülkelerden biri olmamız, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla insanların tutuklanması, bizi düşündürmelidir.AİHM'in ifade özgürlüğü davalarında sıklıkla kullandığı "caydırıcı etki" tabiri sanki siyasetçi ve yöneticilerimiz için bir esin kaynağı olmuş durumda. AİHM, ifade özgürlüğüne müdahalelerin, insanların düşünce açıklamalarından caymasına, soğumasına neden olmaması gerektiği konusunda tutarlı bir çizgi izliyor. Buna karşılık Türkiye yönetiminde söz sahibi olanlar ise her gün bir yenisini sergiledikleri baskıcı tutumlarıyla, yazarları ve yayıncıları tümüyle susturma gayreti içindeler. Yerel yöneticilerden cumhurbaşkanına kadar yöntem değişmiyor. Her şikâyet her dava, sonuç ne olursa olsun, bir kalemin veya yayımcısının adliyeye sürüklenmesine ve katlanamayacağı giderlere maruz kalmasına neden oluyor.Düşünce özgürlüğünün temel bir insan hakkı olduğu fikri toplumda yerleşmedikçe, bu süreç devam edecek. Bu fikri yayacak, kalıcı kılacak olan da yine sözler, yazılar ve bunların ifade edildiği yayınlar olacaktır.Bizi rahatsız eden her fikrin yasaklanmasını istemek gibi, özellikle iktidarın yaygın bir tavrı var. Bunun kökten değişebilmesi uzun vadede bir iş. Kısa vadede ise baskıcı iktidarın sonlandırılması gerekmektedir.Yaşadığımız an'a damgasını vuran yasaklamaları, kısıtlamaları, engellemeleri, sansürü belgelemek suretiyle iktidarın düşüşünü hızlandırırken yargı önünde hesap sormaya da hazır olalım!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023