İngilizlerin 19. yüzyılda Hicaz bölgesinde Osmanlı’ya karşı oynadığı oyunları, II. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika Birleşik Devletleri oynamaya başladı.
Bölgemizde ABD’nin 2003’te deklare ettiği Büyük Ortadoğu Projesi oyunları oynanmaya devam ediyor.
Türkiye’nin bu oyunlardan uzak olduğunu düşünenler varsa, yanılıyorlar.
Türkiye, BOP’un tam merkezinde…
Türkiye’yi dönüştürmek ve Türk milletinin kimliğini kendi Haçlı karakterlerine benzeştirmek için 90’lı yıllarda “dinlerarası diyalog” furyası başlattılar.
Müslüman kılıklı, hoca kisveli tipleri satın aldılar. Kimilerine para, kimilerine makam, kimilerine imkan, kimilerine koltuk sağladılar; kimilerinin kollarına da Hicaz bölgesinde İngilizlerin Muhammed Abdulvehhab’ın koluna taktıkları Yahudi asıllı Safiye gibi Safiyeler taktılar. Yetinmediler, gerektiğinde piyasaya sürülmek üzere kasetlerini çektiler. Böylece satın aldıkları kimseleri, Müslümanları Ehl-i Kitab’ın kapısına sürüklemek hususunda papaz gibi, haham gibi kullandılar. Papazların yapamadıklarını bunlar yaptılar.
Bu Haçlı furyasına, Prof. Dr. Haydar Baş bey yazılarıyla, TV konuşmalarıyla, konferanslarıyla, Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler adlı muhteşem eseriyle set çekti.
Ta o günden beri Prof. Dr. Baş’ı hedefe koydular, iftira ve bühtanlara sarıldılar. En aşağılık yöntemlere başvurdular.
Lakin itler ürüdü, kervan yürüdü.
Şimdilerde hepsinin haçlı foyaları ortaya çıktı.
BOP süreci devam ediyor… Afganistan ve Irak’ı işgal ederek milyonlarca Müslümanın canına kast eden, binlerce Müslüman kadının namusunu kirleten, bu ülkelerin petrol ve maden yataklarına çöreklenen küresel sömürgeciler doymadılar.
Tunus’a sıçradılar, Mısır’a, Sudan’a, Cezayir’e, Libya’ya çomak soktular. İçlerine sokuldular. Ne oldu?
Demokrasi adına, insan hakları teranesiyle kardeşi kardeşe kırdırıyorlar. Kan gövdeyi götürüyor. Demokrasi getireceğiz dedikleri ülkelere kardeş katli ve iç savaş getirdiler.
Suriye ve İran’da da benzer oyunu sahneleyeceklerdi.
Bölgemizde Sünni-Şia kavgası çıkartmak, Sünni-Şia kapışması başlatmak istiyorlardı.
Prof. Dr. Baş’ın Ehl-i Beyt Külliyatı yine “Haçlı oyunu”nu bozdu. Suriye ve İran’a yönelik dahilî ve haricî savaş tamtamlarının ayyuka çıktığı anda, Prof. Dr. Baş’ın riyasetinde Bursa’da gerçekleştirilen Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu toplumun her kesiminin aklını başına devşirmesini sağladı, yine Haçlı oyununu bozdu.
Ehl-i Beyt iksiri BOP oyununu bozdu.
ABD’nin BOP eksenin stratejik ortağı olduğunu geçmişte birkaç kere ilan etmek durumunda kalan AKP hükümeti bile, gelişmeleri akl-ı selim ile ele alma ihtiyacı hissetti. Başbakan R. T. Erdoğan, rahatsızlık sürecini de fırsata çevirerek bölgemizdeki gelişmeleri daha akl-ı selim, daha objektif değerlendirdi ve daha “makul bir vaziyet” aldı.
Bölgede aklı başında olan herkes, son gelişmeler ışığında şunu gördü: İşgalcilere el veren, kolunu kaptırıyor, başını kaybediyor.
Bu bağlamda Erdoğan’a yönelik son taarruzlar ve köşeye sıkıştırma operasyonları, hem yakın çevredeki siyasi muhterislerin içlerindekini dışa vurmaları, hem de ülkemizi savaşa sürüklenmek isteyenlerin emellerini gerçekleştirme çırpınışlarıdır.
Haçlı’nın “kirli ve vahşi savaş oyunu”nun oturtulmak istendiği Şii-Sünni çatışmasını, Ehl-i Beyt Külliyatı, Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu ve tarihi makaleleriyle “bölgedeki Müslüman milletlerin birlik ve kardeşliği”ne dönüştüren Prof. Dr. Baş’ı ve külliyatını hedefe oturttular. Beş paralık dünya menfaatine imanlarını satan zavallılar, Ehl-i Beyt’i dillerine dolamaya çalıştılar. Cami duvarını pislediler. Abdulvehhab’a yaptıkları gibi kollarına birkaç Safiye takılan ahmaklar, iftira ve bühtanlara sarıldılar.
Ama çırpınışları boşuna… Tevhid mayası tuttu. Ehl-i Beyt sevdası, zerre kadar iman ve iz’anı olan her gönlü kapladı. Canlar bir oldu.
Türk milleti, Irak’ta, Mısır’da, Tunus’ta, Libya’da demokrasi adına sergilenen Haçlı vahşetini görmeye ve idrak etmeye başladı. Artık bölgemizde kardeşi kardeşe kırdırtma senaryolarını gerçekleştirmek eskisi kadar kolay olmayacaktır.
Bölgemizde ABD’nin 2003’te deklare ettiği Büyük Ortadoğu Projesi oyunları oynanmaya devam ediyor.
Türkiye’nin bu oyunlardan uzak olduğunu düşünenler varsa, yanılıyorlar.
Türkiye, BOP’un tam merkezinde…
Türkiye’yi dönüştürmek ve Türk milletinin kimliğini kendi Haçlı karakterlerine benzeştirmek için 90’lı yıllarda “dinlerarası diyalog” furyası başlattılar.
Müslüman kılıklı, hoca kisveli tipleri satın aldılar. Kimilerine para, kimilerine makam, kimilerine imkan, kimilerine koltuk sağladılar; kimilerinin kollarına da Hicaz bölgesinde İngilizlerin Muhammed Abdulvehhab’ın koluna taktıkları Yahudi asıllı Safiye gibi Safiyeler taktılar. Yetinmediler, gerektiğinde piyasaya sürülmek üzere kasetlerini çektiler. Böylece satın aldıkları kimseleri, Müslümanları Ehl-i Kitab’ın kapısına sürüklemek hususunda papaz gibi, haham gibi kullandılar. Papazların yapamadıklarını bunlar yaptılar.
Bu Haçlı furyasına, Prof. Dr. Haydar Baş bey yazılarıyla, TV konuşmalarıyla, konferanslarıyla, Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler adlı muhteşem eseriyle set çekti.
Ta o günden beri Prof. Dr. Baş’ı hedefe koydular, iftira ve bühtanlara sarıldılar. En aşağılık yöntemlere başvurdular.
Lakin itler ürüdü, kervan yürüdü.
Şimdilerde hepsinin haçlı foyaları ortaya çıktı.
BOP süreci devam ediyor… Afganistan ve Irak’ı işgal ederek milyonlarca Müslümanın canına kast eden, binlerce Müslüman kadının namusunu kirleten, bu ülkelerin petrol ve maden yataklarına çöreklenen küresel sömürgeciler doymadılar.
Tunus’a sıçradılar, Mısır’a, Sudan’a, Cezayir’e, Libya’ya çomak soktular. İçlerine sokuldular. Ne oldu?
Demokrasi adına, insan hakları teranesiyle kardeşi kardeşe kırdırıyorlar. Kan gövdeyi götürüyor. Demokrasi getireceğiz dedikleri ülkelere kardeş katli ve iç savaş getirdiler.
Suriye ve İran’da da benzer oyunu sahneleyeceklerdi.
Bölgemizde Sünni-Şia kavgası çıkartmak, Sünni-Şia kapışması başlatmak istiyorlardı.
Prof. Dr. Baş’ın Ehl-i Beyt Külliyatı yine “Haçlı oyunu”nu bozdu. Suriye ve İran’a yönelik dahilî ve haricî savaş tamtamlarının ayyuka çıktığı anda, Prof. Dr. Baş’ın riyasetinde Bursa’da gerçekleştirilen Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu toplumun her kesiminin aklını başına devşirmesini sağladı, yine Haçlı oyununu bozdu.
Ehl-i Beyt iksiri BOP oyununu bozdu.
ABD’nin BOP eksenin stratejik ortağı olduğunu geçmişte birkaç kere ilan etmek durumunda kalan AKP hükümeti bile, gelişmeleri akl-ı selim ile ele alma ihtiyacı hissetti. Başbakan R. T. Erdoğan, rahatsızlık sürecini de fırsata çevirerek bölgemizdeki gelişmeleri daha akl-ı selim, daha objektif değerlendirdi ve daha “makul bir vaziyet” aldı.
Bölgede aklı başında olan herkes, son gelişmeler ışığında şunu gördü: İşgalcilere el veren, kolunu kaptırıyor, başını kaybediyor.
Bu bağlamda Erdoğan’a yönelik son taarruzlar ve köşeye sıkıştırma operasyonları, hem yakın çevredeki siyasi muhterislerin içlerindekini dışa vurmaları, hem de ülkemizi savaşa sürüklenmek isteyenlerin emellerini gerçekleştirme çırpınışlarıdır.
Haçlı’nın “kirli ve vahşi savaş oyunu”nun oturtulmak istendiği Şii-Sünni çatışmasını, Ehl-i Beyt Külliyatı, Uluslararası Ehl-i Beyt Sempozyumu ve tarihi makaleleriyle “bölgedeki Müslüman milletlerin birlik ve kardeşliği”ne dönüştüren Prof. Dr. Baş’ı ve külliyatını hedefe oturttular. Beş paralık dünya menfaatine imanlarını satan zavallılar, Ehl-i Beyt’i dillerine dolamaya çalıştılar. Cami duvarını pislediler. Abdulvehhab’a yaptıkları gibi kollarına birkaç Safiye takılan ahmaklar, iftira ve bühtanlara sarıldılar.
Ama çırpınışları boşuna… Tevhid mayası tuttu. Ehl-i Beyt sevdası, zerre kadar iman ve iz’anı olan her gönlü kapladı. Canlar bir oldu.
Türk milleti, Irak’ta, Mısır’da, Tunus’ta, Libya’da demokrasi adına sergilenen Haçlı vahşetini görmeye ve idrak etmeye başladı. Artık bölgemizde kardeşi kardeşe kırdırtma senaryolarını gerçekleştirmek eskisi kadar kolay olmayacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019