"Ruhunu bilirim, kaçak!"

"İlgisiz bilgililerin veya bilgisiz ilgililerin" dikkatlerini çekinceye kadar tekrar tekrar anlatılması gereken bir kıssa:Mimar Sinan'ın; "Ustalığımın eseri" dediği, Selimiye Camii'nin, açılışı yapılacaktır. Padişah ve protokolün gelmesi beklenmektedir. Kalabalık habire artarken Mimar Sinan'a, ahâli arasında caminin minarelerinden birinin eğri olduğu söylentisinin dolaştığı haber verilir! Sinan, söylentinin izini sürerek kaynağına ulaşır. 10-12 yaşlarında bir çocuk; "Bakııın! Şu minâre eğriii!" diye bağırıp çağırarak bir minareyi göstermektedir! Koca Sinan; "Oğlum! Hangi minâre eğri, gösterir misin?" diye sorar ve gösterilen minareyi tesbit ettikten sonra, on hamal çağırır. Minareye bir halat bağlatır ve çocuğun dediği yöne çekmelerini emreder! Herkes Sinan'ın aklını kaçırdığını zanneder ama patron O'dur ve dediği yapılır! Çocuğa; "Minâre düzelince söyle olur mu?" diye rica eder Koca Sinan! Hamallar halata asılır! Çocuk; "Biraz daha! Biraz daha!" diye komut verir ve "Tamam! Düzeldi!" diye sevinçle bağırınca işleme son verilir. Açılış yapılır. Tören tamamlanır ve Mimar Sinan'a; "Usta! Bunun sırrı nedir? Minâre eğri olur mu veya eğriyse çekerek düzeltilir mi?" diye sorarlar. Koca Sinan; "Elbette olmaz! Lâkin o çocuk, ölünceye kadar minareyi eğri görecekti! Bir çocuk bile olsa, hiç kimsenin Sinan'ın minâresi eğri yanılgısına izin veremezdim!" der. Mimar Sinan olmak, kolay değilmiş değil mi?Tarihe bir medeniyyetin mühürleri sayılan eserler bırakarak ölümsüzlüğe terfî eden bir olgunluk âbidesini de kibir ehline hatırlatarak, lisan-ı münasiple bir daha seslenelim!Yapılacak III. Boğaz Köprüsü'ne, adının verileceğinin açıklanmasıyla Taksim Gezi Parkı'ndaki çevreci direnişle patlayan millî öfkenin sebeplerinden biri de, Yavuz Sultan Selim adıdır!Çocukça bir söylentiye bile izin vermeyip "çocukça" müdâhale eden Mimar Sinan'ın muhteşem hoşgörüsünü hatırlatarak Tayyip Erdoğan'a sesleneceğim!BOP Eş Başkanı Başbakan! Haşmetli İleri Demokrat Sultan! Bin yıl önceden, Yusuf Hâs Hâcib, Kutadgu Bilig adlı eserinde; "İnsanların dillerinden düşmeyen iki türlü isim vardır; biri iyi, biri kötüdür. İkisi de unutulmaz. İyiyi överler, kötüye söverler." der!Elbette; kişilere, milletlere göre övülenler ile sövülenler yer değiştirebilirler ama aynı toplumun, aynı milletin mensûplarının övdükleri ve sövdükleri, genellikle aynıdır. Övdükleri ve sövdükleri aynı olmayanlar, farklı kişilerdir yani seninle, Türk Milleti gibi!Sayın Başbakan! Haftada beş gün, tirajı 150.000'i aşmış bir gazetede okurlarıyla buluşan, her gün değişik yer ve mahfillerde sohbetler eden biri olarak, lütfen beni; "Minâre eğri!" diyen çocuğun yerine koyarak, Mimar Sinan'ca dinle becerebilirsen! Yanılıyorsam düzelt! Aksi halde, ben ve benim gibilerin anlatacaklarımızla adın; zâlim olarak, kötü olarak tescîllenir!Aklın varsa -ki akıl, îman eder- îmanının da gereği, Dîn Günü'nden kork! Emr-i Hakk vâki olduğunda âmel defteri kapanır, mühürlenir biliyoruz! Ama Yevm-i kıyâmet'e kadar edilen duâ ve bedduâların, boşa olmadığını da biliyoruz!Israrla direttiğin yanlışlarından dön İleri Demokrat Sultan!"Ben, onun rûhunu bilirim! Kaçacak!" diyen Abdullatif Şener'in, "Kulağından tutar, kapının önüne koyarım!" tarifli, 68 Kuşağı dönen-değişenlerinden Ertuğrul Günay'ın; yıllarca görüşmelerinizi sakladığın, "İspatlamayan şerefsizidir!" diye bağırıp çağırdığın ve "Yol Haritası" na harfiyyen uyduğun Bebek katili psikopatın sözcülerine kulak ver bari!Demokrasinin ne olduğunu bilmeyen kişilerden "İnadına Tayyip" ile kazandığın sıfatlar, ters-yüz oldu! Artık öven bir kişi varsa, söven on binler var, duy!..."Dünyamı kazandım, ahrete karışmam!" diyorsan; Küll-î İrâde'ye karşı cüz-î irâdenle kararındır karışamam ama bir Müslüman olarak ikaz görevimi yapıyorum, duy artık!.."OLLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN" Vesselâm...Selâm, sevgi, duâ...