15 Eylül'de 16 milyon 400 bin öğrenci, 900 bine yakın öğretmen ders başı yapabildi mi? Umut yok! Temel eğitimden ortaöğretime geçişte velilerin verdiği kayıt-nakil meydan savaşından ve de kontenjan molasından kalan sağlarla bu hafta ders yapılacağı umudu suya düşmese de, çıkmaz sokaklara düştü.Oysa, açılımı koluna takmış korsan okullar, beraber yürüdükleri yollarda engel tanımaz bir arsızlıkla ânında ders başı kalkışmasında bulunabildiler.Okulların açılacağı tarih belli, Diyarbakır'da korsan okulların inşa edildiği de besbelli! Belli olmayan orada devlet otoritesinin var olup olmadığı. İlde devleti temsil eden en büyük mülkî âmir olan valiye, korsan okul meselesi sorulduğunda, bize müracaat edilmedi, şeklinde cevap veriyor. Tut kelin perçeminden! Arkadaş, sen bir vali olarak hangi korsan harekette resmî başvuruda bulunulduğunu gördün ki böyle çok gerilerde kalmış cevap verebiliyorsun! Korsan müracaatta bulunmaz, doğrudan eyleme geçer; müracaat varsa zaten korsan olmaz. İşte devletin hâli pür melâli. Açılan Kürtçe okullar, Türk Milleti'nin tepkisinden korkularak, şimdilik, mühürlense bile ilgili bakanlığın sırtındaki millî forma yırtılmıştır. Gerçi "millî" kavramından, "Türk" adından rahatsız olduklarını her fırsatta dillendiren, Çankaya'ya taşıdıkları liderlerinin ağzından milliyetçiliği ayaklarının altına aldıklarını haykıran tayfanın çok da umurunda ya? "Millî"si örselenmiş Eğitim Bakanlığı.Nereden nereye? Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim alanında yaptığı inkılâpları ve bunun Türk siyasî, sosyal ve ekonomik hayatında meydana getirdiği olumlu değişiklikleri görmek istemeyenlere, hatta tüm bunları sıfırlamak isteyenlere eğitim ve kültür inkılâbını gözlerine sokarcasına, ihtaren bildirme noktasındayız.Dönelim tarihe; Osmanlı devlet yöneticileri Batılılaşma amacıyla yeni kurumlar oluşturdular, askeri eğitim ve devlet destekli sivil eğitim alanında okullar açıldı. Bunların yanında azınlıkların, yabancı devletlerin ve misyonerlerin giderek artan okulları da farklı dünya görüşlerine sahip insanların yetişmesine neden oluyordu? Cins cins adamlar sökün ediyordu.Mustafa Kemal daha Milli Mücadele yıllarında bu çoklu öğretimin ortadan kaldırılacağını, tüm memleket evlâdının yükseköğretime kadar birlikte okutulacağını belirtiyordu.Yeni Türk Devletinin ve Türk toplumunun birlik içinde gelişip ilerleyebilmesi için öğretim birliğinin sağlanması gerektiği, eğitimciler tarafından da benimseniyordu.Öğretim birliğini sağlamada gecikmenin telâfisi mümkün olmayan büyük zararlar doğuracağı için, 3 Mart 1924 tarihinde "Tevhid-i Tedrisat Kanunu" çıkartıldı. Bu yasayla, Tanzimat'tan beri süregelen eğitim karmaşasına son verilecek, modern bir millet yetiştirecek "millî eğitim sistemi" kurulacaktı.Öğretimin millî olması, Türk eğitiminin ana ilkelerinin başında gelir. Öğretimin bir bütün olması (tevhid-i tedrisat) Türk milletinin bireyleri arasında bölünme ve farklılıkları, ayrışmayı önleyecek, birlik ve beraberlik duygularını geliştirecektir; aydın fikirli, ülke ve ulusu çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmaya çalışan bir gençlik yetiştirilecektir.Millî eğitimden amaç buysa, Hükûmetin açılım politikasındaki hedef "Tevhid-i Tedrisat"ın temeline dinamit koymaktır. Nitekim iş Kürtçe okulların açılmasına kadar gelip dayanmıştır."Ba de harab-ül Basra" ya da millî eğitim yerle bir olduktan sonra vur başını taşlara!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023