Cenab-ı Hak, Kur'an-ı Kerim'de sabır, şükür, kanaat, merhamet, tevazu, tevekkül,
muhabbetullah gibi üstün ahlâki vasıflarla donanmış bir insan tipi anlatmaktadır. Kur'an'da
anlatılan bu ahlâki vasıflara kim sahipse o insan üstündür.
Ahlâk-i hamide dediğimiz bu güzel sıfatların zıddı olan kibir, riya hased, cimrilik, su-i zan vs ise,
mayası nefis dediğimiz kuvvetten kaynaklanır.
İnsanın benliğindeki bu kötü hasletleri iyiliğe tebdil edip, bir başka ifadeyle nefsini temizleyip
Allah'ın istediği sıfatlara bürünmesi, yaradılış sırrının ve kulun imtihanının bir gereğidir.
Bu noktada nefsin temizlenmesi ve ıslahı meselesi ortaya çıkar ki; 'Bu nasıl olacaktır?' sorusunu
beraberinde getirir. Bir mürebbinin, kâmil bir irşad ehlinin terbiyesine girmek suretiyle Allah'ı
zikretmek, Allah'a ibadet etmek nefsin temizlenmesinde İslam tarihinin de şahit olduğu belli
usullerdir. İbadetlerin içinde orucun ise nefsin temizlenmesi ve güzel ahlâkın kazanılmasında
pek ayrı bir yeri vardır.
Cenab-ı Peygamber Efendimiz "Kanın damarlarda yürüdüğü gibi, şeytan da kanın içerisinde
yürür. Onun yollarını açlıkla daraltınız" buyurmaktadır. Hz. Mevlâna'nın babasından sonra
intisab ettiği mürşidi Seyyid Burhaneddin Hazretleri, Mevlâna'ya devamlı oruç ibadeti ile nefsini
tezkiye ettirmiştir. Zira, ârifin kalbindeki marifet nurunun ortaya çıkıp parlayabilmesi için açlık
şarttır.
Tarihte üstün ahlâkıyla, zühd ve takvasıyla şöhret bulmuş pek çok büyük veli hep bu metotla
yetişmişlerdir. Bazıları, Erbain denen 'çile doldurma zamanları'yla, yani 40 günlük eğitim
sistemleri ile terbiye edilmişlerdir. Seyyid Burhaneddin, Yunus Emre, Hacı Bayram-ı Veli bu
zatlardan bir kaçıdır.
Cenab-ı Hakk'ın Hz. Musa'ya hitaben "Zekat vermekle malını, oruç tutmakla da nefsini
temizledin" buyurması da orucun nefsin tezkiyesi üzerinde ne derece önemli olduğunun
işaretidir.
Nefsin arınması, tezkiye olması oruç ibadeti neticesinde insanın Cenab-ı Hakk'ın tecellilerine
mazhar olmasıyla mümkün olur ki, bu vesileyle insan aranılan güzel ahlâki sıfatlara bürünür.
Kendi iç dünyasında birliği hakim kılar.
Çevresiyle ve içinde yaşadığı cemiyetle iyi ilişkiler kurar. Birleştirici olur. Nifak ehli olmaz.
Kimsenin hakkına ve hukukuna tecavüz etmez. Merhametli, hoşgörülü, hoş geçimli,
yardımsever, cömert... olur. Bu insanların meydana getirdiği cemiyetlerde huzur ve barış hakimdir.
Günümüzde, en çok aranılan ve hasret duyulan bu mükemmel insanlar ve cemiyet nizamı değil
midir?
Resûlullah Efendimiz ve onun mübarek Ashab'ı, bundan 14 asır evvel bu emsalsiz cemiyeti
vücuda getirdiler. Bunu, başta Allah'ı zikir, tefekkür, oruç olmak üzere ibadetle nefislerini tezkiye
etmek suretiyle başardılar.
Geçmişteki büyüklerin yetişmesinde bu derece büyük rol oynamış olan ibadetlerle ve özellikle
oruç ibadetiyle bizler de nefsimizi tezkiye edip, nefsî kirlerimizden arınmayı içinde
bulunduğumuz bu ayda Allah-ü Teala'dan niyaz edelim diyor, hayırlar diliyorum.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Haydar Baş / diğer yazıları
- Oruç ve güzel ahlâk / 04.03.2025
- Orucun kazandırdıkları / 03.03.2025
- Tertemiz olma zamanı: Ramazan / 02.03.2025
- Ramazan ayı hayırlara vesile olsun / 01.03.2025
- Türkiye'nin savaşı / 28.02.2025
- Tam bağımsızlığın esasları / 27.02.2025
- Küreselleşmenin düşmanı: Milli oluşum / 26.02.2025
- Sosyal adaleti sağlamak şarttır / 25.02.2025
- İçte sağlanacak birlik liderliğin şartıdır / 24.02.2025
- Herkes üzerine düşeni yapmalı / 23.02.2025
- Orucun kazandırdıkları / 03.03.2025
- Tertemiz olma zamanı: Ramazan / 02.03.2025
- Ramazan ayı hayırlara vesile olsun / 01.03.2025
- Türkiye'nin savaşı / 28.02.2025
- Tam bağımsızlığın esasları / 27.02.2025
- Küreselleşmenin düşmanı: Milli oluşum / 26.02.2025
- Sosyal adaleti sağlamak şarttır / 25.02.2025
- İçte sağlanacak birlik liderliğin şartıdır / 24.02.2025
- Herkes üzerine düşeni yapmalı / 23.02.2025