Genelde yerele, dünyada ve ülkemizde bütün meselelerin özünde ekonomik sıkıntılar yatıyor.
Aslında dünyadaki bütün kavgaların ve savaşların temeli de ekonomi.
Daha doğrusu zalim kapitalist düzenin devamı için güçlü kaynakların sömürülmesi de işin başka bir yönü.
Nereden bakarsak bakalım, ekonomik sosyal, siyasal ve daha birçok alanda çözüm hep aynı kapıya çıkıyor.
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir anket araştırmasında, Türkiye gündemi vatandaşa soruldu. 9782 kişiyle yapılan araştırmada katılımcıların yüzde 45.7'si Türkiye'nin temel sorununun ekonomi olduğunu belirtti. "Önümüzdeki 1 yıl içerisinde Türkiye'nin ekonomisi sizce nasıl olur?" sorusuna katılımcıların yüzde 62,9 "daha kötü olur" diye cevap verdi.
Aynı araştırmada ikinci temel soru adalet ve akabinde eğitim geliyor.
Türk tarihinde yeri dolmayacak olan bir isim Prof. Dr. Haydar Baş.
Ülkemizdeki ekonomik sorunlarında çözüm adresi Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli.
Sosyal devlet ancak MEM ile hayat bulabilir.
Milli Ekonomi Modeli tam bir sosyal devlet anlayışını hayata geçirecek tek sistemdir.
Birçok dünya ülkesinin uyguladığı, peşinden koştuğu sistem.
Tabi görene!
Yanlış örnek, doğru adres!
Maalesef birçok konuda örnek almaya çalışılan Avrupa, sosyal devlet olma vasfını kaybetmeye başladı.
Aldığından daha fazlasını milletine hizmet olarak verebilen "sosyal devlet" anlayışının var olması, ancak istikrarlı bir ekonomi sistemi ile sağlanabilir.
Bunun da adresi MEM'dir.
-Tam istihdam
-Sürekli büyüme
-Adil gelir dağılımı
Temeli yukarda ifade ettiğimiz tez "Milli Ekonomi Modeli" ile ancak ve ancak mümkün olacaktır.
MEM ve Sosyal devlet projelerinden bazı örnekler:
- Gençlere uzun vadeli faizsiz evlenme kredisi verilecektir.
- Ev kadınları işçi statüsünde emekli edilecektir.
- Emeklilerin maaşlarından vergi ve kesintiler kaldırılacaktır.
- Doğum yapan her anneye doğum ikramiyesi verilecektir.
- Üniversite harçları kaldırılacaktır.
Aslında bu projelerin özünde sosyal devlet anlayışı ile tüketen kesim desteklenerek aile yapısının güçlenmesi sağlanacaktır.
Sosyal Devlet projeleri ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, özenilecek bir sıfat ve kimlik haline getirilecektir. Böylece milletimiz, başka milletleri örnek almayacak, askeri-sivili, kentlisi-köylüsü, genci-yaşlısı ile bir ve beraber olacaktır.
Üç ana kurum!
Devleti devlet yapan üç ana kurum olmazsa olmazdır. Milletin bekası, geleceğimizin teminatı için bu üç kurumun çok güçlü olması gerekiyor.
Milli devlet; güçlü devlet, güçlü ordu ve sağlam aile yapısı olmadan milletlerin varlıklarını devam ettirmeleri mümkün değildir.
Aile hayatından yalnızlığa!
Geçtiğimiz günlerde TÜİK'in (Türkiye istatistik kurumu) raporlarını incelerken gerçekten ciddi anlamda endişelenmemek mümkün değil.
Özellikle, çok büyük umutlarla kurulan yuvalar, kısa zaman sonra adliye koridorlarında boşanmalarla yıkılan yuvalar haline nasıl dönüşür.
Sadece 2023 yılında boşanma sayısı 173 bin 342 iken, bu rakam % 8.7 artarak, 2024 yılında 187 bin 343 oldu.
2024 yılında evlenenlerin sayısı 568 bin 395. Neredeyse boşanma oranları üçte bir seviyesinde. Bu da bize acı tabloyu gösteriyor.
Ülkemizde, bir taraftan evlilik yaşı artarken erkeklerde 28, kadınlarda 26'lı rakamlara dayanırken, yalnız yaşamlar da giderek artıyor.
Rakamlarla da ifade etmeye çalıştığımız bu manzara sonrası şunu sormak gerekiyor. İki, üç, beş, on yıllık bir aile hangi gerekçelerle mutlu yuvasını yıkar. Özellikle çocuklu ailelerdeki çocukların halini düşünemiyorum.
İşte tam burada aynı şeyi soralım. Neden? Asıl gerekçe nedir? Baba devlet bunları araştırıp masaya yatırıp, ona göre bir çözüm üretmelidir.
Aile hayatından yalnızlığa giden bu yolun temel sebeplerini bulmalıdır.
Bu arada yalnızlaşan insanların birçoğunun binlercesinin büyük şehirlerde yaşadığını da ifade edelim.
Bu yalnızlığın toplumdaki sosyal etkenlerini de düşünmek gerekiyor.
Tabii bu sürecin devamı da, yalnızlaşan toplumundan, tek kişilik hanelere, yaşlanan bir Türkiye manzarasına dönüşüyor.
Baştan beri ısrarla vurguladığımız gibi yine bu işin temeli de ekonomiye dayanıyor.
O yüzden yukarıda ifade etmeye çalıştığımız öz reçete, tam istihdam, sürekli büyüme, adil gelir dağılımı. Bunu sağlayacak olan sistem Milli Ekonomi Modeli ve onu da uygulayacak siyasi irade Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
Milletimiz ayıkana kadar.
Bağımsız Türkiye… Bağımsız Türkiye…
Aslında dünyadaki bütün kavgaların ve savaşların temeli de ekonomi.
Daha doğrusu zalim kapitalist düzenin devamı için güçlü kaynakların sömürülmesi de işin başka bir yönü.
Nereden bakarsak bakalım, ekonomik sosyal, siyasal ve daha birçok alanda çözüm hep aynı kapıya çıkıyor.
Geçtiğimiz günlerde yapılan bir anket araştırmasında, Türkiye gündemi vatandaşa soruldu. 9782 kişiyle yapılan araştırmada katılımcıların yüzde 45.7'si Türkiye'nin temel sorununun ekonomi olduğunu belirtti. "Önümüzdeki 1 yıl içerisinde Türkiye'nin ekonomisi sizce nasıl olur?" sorusuna katılımcıların yüzde 62,9 "daha kötü olur" diye cevap verdi.
Aynı araştırmada ikinci temel soru adalet ve akabinde eğitim geliyor.
Türk tarihinde yeri dolmayacak olan bir isim Prof. Dr. Haydar Baş.
Ülkemizdeki ekonomik sorunlarında çözüm adresi Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli.
Sosyal devlet ancak MEM ile hayat bulabilir.
Milli Ekonomi Modeli tam bir sosyal devlet anlayışını hayata geçirecek tek sistemdir.
Birçok dünya ülkesinin uyguladığı, peşinden koştuğu sistem.
Tabi görene!
Yanlış örnek, doğru adres!
Maalesef birçok konuda örnek almaya çalışılan Avrupa, sosyal devlet olma vasfını kaybetmeye başladı.
Aldığından daha fazlasını milletine hizmet olarak verebilen "sosyal devlet" anlayışının var olması, ancak istikrarlı bir ekonomi sistemi ile sağlanabilir.
Bunun da adresi MEM'dir.
-Tam istihdam
-Sürekli büyüme
-Adil gelir dağılımı
Temeli yukarda ifade ettiğimiz tez "Milli Ekonomi Modeli" ile ancak ve ancak mümkün olacaktır.
MEM ve Sosyal devlet projelerinden bazı örnekler:
- Gençlere uzun vadeli faizsiz evlenme kredisi verilecektir.
- Ev kadınları işçi statüsünde emekli edilecektir.
- Emeklilerin maaşlarından vergi ve kesintiler kaldırılacaktır.
- Doğum yapan her anneye doğum ikramiyesi verilecektir.
- Üniversite harçları kaldırılacaktır.
Aslında bu projelerin özünde sosyal devlet anlayışı ile tüketen kesim desteklenerek aile yapısının güçlenmesi sağlanacaktır.
Sosyal Devlet projeleri ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak, özenilecek bir sıfat ve kimlik haline getirilecektir. Böylece milletimiz, başka milletleri örnek almayacak, askeri-sivili, kentlisi-köylüsü, genci-yaşlısı ile bir ve beraber olacaktır.
Üç ana kurum!
Devleti devlet yapan üç ana kurum olmazsa olmazdır. Milletin bekası, geleceğimizin teminatı için bu üç kurumun çok güçlü olması gerekiyor.
Milli devlet; güçlü devlet, güçlü ordu ve sağlam aile yapısı olmadan milletlerin varlıklarını devam ettirmeleri mümkün değildir.
Aile hayatından yalnızlığa!
Geçtiğimiz günlerde TÜİK'in (Türkiye istatistik kurumu) raporlarını incelerken gerçekten ciddi anlamda endişelenmemek mümkün değil.
Özellikle, çok büyük umutlarla kurulan yuvalar, kısa zaman sonra adliye koridorlarında boşanmalarla yıkılan yuvalar haline nasıl dönüşür.
Sadece 2023 yılında boşanma sayısı 173 bin 342 iken, bu rakam % 8.7 artarak, 2024 yılında 187 bin 343 oldu.
2024 yılında evlenenlerin sayısı 568 bin 395. Neredeyse boşanma oranları üçte bir seviyesinde. Bu da bize acı tabloyu gösteriyor.
Ülkemizde, bir taraftan evlilik yaşı artarken erkeklerde 28, kadınlarda 26'lı rakamlara dayanırken, yalnız yaşamlar da giderek artıyor.
Rakamlarla da ifade etmeye çalıştığımız bu manzara sonrası şunu sormak gerekiyor. İki, üç, beş, on yıllık bir aile hangi gerekçelerle mutlu yuvasını yıkar. Özellikle çocuklu ailelerdeki çocukların halini düşünemiyorum.
İşte tam burada aynı şeyi soralım. Neden? Asıl gerekçe nedir? Baba devlet bunları araştırıp masaya yatırıp, ona göre bir çözüm üretmelidir.
Aile hayatından yalnızlığa giden bu yolun temel sebeplerini bulmalıdır.
Bu arada yalnızlaşan insanların birçoğunun binlercesinin büyük şehirlerde yaşadığını da ifade edelim.
Bu yalnızlığın toplumdaki sosyal etkenlerini de düşünmek gerekiyor.
Tabii bu sürecin devamı da, yalnızlaşan toplumundan, tek kişilik hanelere, yaşlanan bir Türkiye manzarasına dönüşüyor.
Baştan beri ısrarla vurguladığımız gibi yine bu işin temeli de ekonomiye dayanıyor.
O yüzden yukarıda ifade etmeye çalıştığımız öz reçete, tam istihdam, sürekli büyüme, adil gelir dağılımı. Bunu sağlayacak olan sistem Milli Ekonomi Modeli ve onu da uygulayacak siyasi irade Bağımsız Türkiye Partisi'dir.
Milletimiz ayıkana kadar.
Bağımsız Türkiye… Bağımsız Türkiye…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Nuri Okumuş / diğer yazıları
- Milletimiz ayıkana kadar / 04.03.2025
- Çözüm, Milli Ekonomi Modeli / 26.02.2025
- Neden herkes mutsuz? / 10.02.2025
- Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz / 15.01.2025
- 2024’ten 2025’e bakış! / 31.12.2024
- Trabzon’da BTP rüzgârı / 24.12.2024
- Ne zaman ayıkacağız? / 17.12.2024
- Kendi düşen ağlasın! / 22.11.2024
- Seviyoruz seni adam! / 06.11.2024
- 1987’den 2024’e Gençliğe Mesaj! / 22.10.2024
- Çözüm, Milli Ekonomi Modeli / 26.02.2025
- Neden herkes mutsuz? / 10.02.2025
- Milli Ekonomi Modeli uygulanmadan Türkiye kurtulamaz / 15.01.2025
- 2024’ten 2025’e bakış! / 31.12.2024
- Trabzon’da BTP rüzgârı / 24.12.2024
- Ne zaman ayıkacağız? / 17.12.2024
- Kendi düşen ağlasın! / 22.11.2024
- Seviyoruz seni adam! / 06.11.2024
- 1987’den 2024’e Gençliğe Mesaj! / 22.10.2024