logo
04 MART 2025

Atatürk: ‘Kur’an’a inanmayan kafirdir’

Kütüphanecisi Nuri Ulusu anlatıyor

04.03.2025 02:51:00
Haber Merkezi
Atatürk: ‘Kur’an’a inanmayan kafirdir’
Atatürk: ‘Kur’an’a inanmayan kafirdir’
"Atatürk bazı kereler çalışırken okuduğu tefsirlerin çok tesirinde kalırdı ve de 'Hey büyük Allah'ım... Kur'an'a inanmayan kafirdir, bize nasıl yol gösteriyor? Bunları tüm dünyaya okutmalıyız' diye de söylenirdi.

Sonra o an yanındaki bizlere, 'Okurken ruhum coşuyor, size de oluyor mu?' diye sorardı. Ama o anlarda gözleri hafifçe dalar ve kızarırdı." 

O'nu dinsiz diye anlatan sakallı, cüppeliler acaba Kur'an-ı Kerim'e onun kadar hakim midirler?

Atatürk, Kur'an-ı Kerim'i yanındaki hafızlara doğru okuduğunu teyit ettirecek kadar kurallarına göre okumayı bilen bir hafızdı.

Sadettin Kaynak bu konuda şu anısını paylaşır:

"… Bir gün Dolmabahçe Sarayı'nın büyük muayede salonunda saz takımını toplamıştı. Kanuni Mustafa, Mısırlı İbrahim Nobar, Hafız Kemal, Hafız Rıza, Hafız Fahri hep orada idik.

Atatürk bir imtihan ve tecrübe yapmaya hazırlanmış görünüyordu. Elinde, Cemal Sait'in Türkçe Kur'an tercümesi vardı. Evvela, Hafız Kemal'e verdi, okuttu fakat beğenmedi.

'Ver bana' dedi, 'Ben okuyacağım.'

Hakikaten okudu ama -hâlâ gözümün önündedir-askere kumanda eder, emirler verir gibi bir ahenk ve tavırla okudu. Kendisi de farkına vardı. Elham'ı sırayla dolaştırmaya başladı. Hafızlara birer birer okutuyordu.

Solunda Hafız Kemal, sağında ben vardım. Hepsi okuduktan sonra sıra bana geldi. Hiç unutmam, Elham'ı ötekilere verdiği gibi kapalı değil de açmış, evvelden tespit ettiği sayfanın alt kısmını göstererek, 'Bu işaret ettiğim ayeti okuyacaksın' diyerek vermişti. Nisa süresinin 27. ayetiydi, okumaya başladım."

Saadettin Kaynak, Nisa Süresini okuyup bitirdikten sonra, Atatürk sürede geçen bazı ifadelerin yanlış tercüme edildiğini belirterek itiraz etmiştir.

Atatürk daha sonra konu üzerinde küçük çaplı bir araştırma yaparak, gerçekten de Saadettin Kaynak'ın okuduğu tercümenin hatalı bir tercüme olduğunu ispatlamıştır.

Atatürk Kur'an okurken tespit edip, daha sonra ispatladığı bu yanlışlığın, Kur'an'ın aslından değil, Fransızca tercümesinden kaynaklandığını belirtmiştir."
 
Abdülkerim Paşa'ya yazdığı bir mektupta, Fetih Süresinin 10. ayetini kullanmıştır:

". En güzel ve yakın olan Hüda emrinin tecellisi ile bedbaht ve mazlum asil milletimizin kurtuluş ve selamete mazhar olmasını deryayı rahmet-i izzetten yalvararak bekleriz.

(...) Azizim! 'Yedullahi fevka eydihim/Allah'ın eli her elden üstündür'   fakat bununla beraber müşkülatı ve meseleleri halle girişenlerin kararlaştırılmış bir hedefi olmak gerekir. Millet İlahi azamete ve hilafetpenahinin hakiki emellerine dayanarak ve sığınarak maksadına ulaşacak ve taleplerini temin eyleyecektir).
 
Yine Cemal Sait'in Kur'an-ı Kerim tercümesini okurken Bakara süresinin şu ayetlerini işaretlemiştir:

11- Onlara yeryüzünde fesat çıkarmayın denildiği zaman, 'hayır biz ıslah ediyoruz' derler.

12- Bozgunculuk yaparlar fakat anlamazlar.

13- Kendilerine, herkes gibi iman ediniz denildiği zaman 'biz aptallar gibi mi inanacağız' derler. Halbuki kendileri aptaldır ve fakat bilmezler." 

Atatürk, önemli görerek bu ayetlerin altını boydan boya çizmiştir." 

Dinsiz iftirasına uğrayan Atatürk'ün anılarında Kur'an-ı Kerim'den süreler okuttuğu ve tefsirini bilmeyenlere kendi açıkladığı pek çok örnek vardır.

Eylül 1924'te Trabzon'a ilk ziyaretlerinde, din öğretmenlerinin yetersizliği hakkında tespitlerde bulunduktan sonra, Türkçe meal konusuna ağırlık vermiştir:


"İlk olarak öğretmenler odasına giden Mustafa Kemal, orada bulunan bütün öğretmenlerle birer birer tanışıp bir süre sohbet ettikten sonra sorular sormaya başlıyordu.

Sıra din dersi öğretmeni Ahmet Hamdi Efendi'ye gelmişti. Ondan da, 'Ve't-tini ve'z-zeytun' ayetinin açıklamasını yapmasını istemiş, öğretmenin soruyu cevaplamak için yarım saat süre istemesi üzerine, 'Kaç yıldan beri öğretmenlik yapıyorsunuz?' diye sormuştu.

Öğretmenin, 'On beş yıldan beri' diye cevap vermesi üzerine, 'On beş yıldan beri bu ayetin açıklamasını okumadınız mı?' diye soran Mustafa Kemal'e öğretmen, 'Kendisine haksızlık yapıldığını ve öğretim yönteminden dolayı Rize iline atandığını anlatarak' mazeret beyan ediyordu."
 
Atatürk, Trabzon Lisesi'nde din dersi öğretmenine sorduğu ayet açıklamasına gerekli yanıtı alamadığını, bu durumun genç kuşakların eğitimi açısından önemli bir olumsuzluk olduğunu, bu eksikliğin süratle giderilerek anlaşılabilir bir Türkçe ile eğitim yapılması gerektiğini Trabzon gezisi dönüşü uğradığı Samsun'da İstiklal Ticaret Lisesi'nde yaptığı konuşmada açıklamıştır."
 
"Trabzon'un Kavak Meydanı Ortaokulu'nda birinci sınıfta öğrenciydim. Atatürk bize gelmişti, sınıfımızın kapısı birden açıldı. Kurtuluş Savaşı'mızı zaferle kazandıran eşsiz kahraman karşımızda duruyordu. Hep birlikte ayağa kalktık ve hazır ol durumuna geçtik.

Atatürk'ün sağında Trabzon'un yetiştirdiği din bilgini Tevfik Hoca, arkasında da kendisine eşlik eden kişiler vardı.

Atatürk 'buyurunuz' dedi, Tevfik Hoca'ya yol gösterdi. Tevfik Hoca, 'önce siz buyurunuz Paşam' diye saygıyla eğildi. Atatürk içtenlikli ricasını tekrarladı, önce Tevfik Hoca sonra Atatürk, sonra diğer konuklar sınıfımıza girdiler.

Dersi Vasıf Hoca veriyordu. Atatürk dersin konusunu sordu. Vasıf Hoca, siret-i Nebi ve Kur'an okuttuğunu açıkladı.


Atatürk, bir öğrencinin Kur'an okumasını istedi. Bu ağır görev benim üzerime düştü. Hemen besmele çektim ve okumaya başladım. Okurken alnımda boncuk boncuk ter toplandı. Yüreğim göğüs kafesime durmadan yumruk attı. Kulaklarım boşa dönen bir değirmen gibi uğuldadı.

İyice bunaldığımı gören Atatürk sevecen bir sesle okumamı kesti. Bana, 'Okuduğun sürede Semiun Basir kelimesi geçti. Bu kelime tecvidde ne olur' diye sordu.

Bu soruyu cevaplarken ses tonumu ayarlayamadım. Bütün gücümle, 'Tersine çevrilir' diye haykırdım.

Atatürk,'Niçin?' diye gülümsedi. Yeniden,'Tenvin b'ye uğradığında tersine çevrilir' diye bağırdım.

Büyük Önder, 'Doğru' diye başını salladı, eliyle başımı okşadı. Atatürk benden sonra öğretmenimize döndü ondan İnşirah süresini okumasını ve yorumlamasını istedi.

Vasıf Hoca yeninden heyecana kapıldı, yüzü sarardı. 'Yanımda tefsir kitabı yok. Bu yüzden sizi memnun edecek bir cevap veremem' diye cevap verdi.

Atatürk, 'Birkaç satırlık bir süreyi yorumlamak için, yorum kitabına ne gerek var' diye kaşlarını çattı.

Söz konusu süreyi tecvit kurallarına uyarak kendisi okudu. Süreyi hepimizin anlayacağı Türkçe kelimelerle yorumladı.

Tevfik Hoca'ya, süreyi okurken ve yorumlarken bir yanlışlık yapıp yapmadığını sordu. Tevfik Hoca önce ak sakalını sıvazladı. Atatürk'ün yüzüne, gözlerinin içi gülerek baktı.

Atatürk'ün sorusuna şöyle yanıt verdi: Paşam, kutsal dinimiz yalan söylemeyi ve ikiyüzlülük yapmayı bağışlanmayacak suçlardan sayar. Bu gerçeği göz önünde tutarak konuşuyorum.

İnşirah süresini tecvit kurallarına uyarak ve her kelimenin hakkını vererek okudunuz. Yorumunu da halkımızın konuştuğu arı ve duru Türkçe ile yaptınız. Siz, Allah'ın milletimize armağan ettiği eşsiz bir lidersiniz." 

Laiklik anlayışını da dinsizlik olarak değil; devlet idaresinde dinî hükümlerin "din adına" uygulanmaması olarak anlamakla sınırlı tutmak gerekir. Yoksa dinsiz olmak değildir.

Dinsiz olduğu iddia edilen Atatürk'ün, yakınlarına Kur'an-ı Kerim'ler hediye ettiği bilinen bir hakikattir.

Yine Enver Behnan Şapolyo, Atatürk'ün Kur'an-ı Kerim'e gösterdiği saygı konusunda bakınız nasıl bir örnek anlatır:


"… Ankara uleması, şimdiki Dil Tarih Fakültesi'nin bulunduğu yerde toplanmıştı. Mustafa Kemal yanlarına gelerek hepsinin elini sıktı. Kendisini Ankara'ya davet eden Müftü Rıfat Efendi'ye iltifat etti.

O da arkadaşları adına hoş geldiniz diyerek, kendisiyle birlikte çalışmaya dair azim ve kararlılığını bildirdi.

Seymen alayının idarecilerinden Güvençli İbrahim, bir elinde bayrak, diğer elinde altın işlemeli bir pala olduğu halde alayın önünde duruyordu.

Göğsünde bir hamaylı şeklinde Kur'an-ı Kerim asılı idi. Mustafa Kemal kendisine yaklaşarak, Kur'an-ı Kerim ile bayrağın ucunu öpüp başına koydu."   (Prof. Dr. Haydar Baş Hoş Geldin Atatürk eseri sh: 563-583)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
Beykoz Belediye Başkanı tutuklandı
Alaattin Köseler hakkında karar
'Avrupa Türkiye'siz güvensiz'
Erdoğan büyükelçilere konuştu
Güneş ile galibiyet yok
Trabzonspor'un deplasman kabusu sürüyor
İstanbul'da aile katliamı
3'ü çocuk 5 ölü
Çin'in en büyük siyasi etkinliği başlıyor
İç tüketimi teşvik gündemde
İş insanı İnan Kıraç hakkında
Geçici vasi atandı
AB'ye iltica başvuruları geriledi
En çok başvuru Almanya'ya
Beykoz Belediye Başkanı hakkında
Savcılık tutuklanmasını istedi
Çığ felaketinde arama-kurtarma operasyonu sonlandırıldı
46 işçi kurtarıldı, 8 kişinin ise cansız bedenine ulaşıldı
Hani ateşkes ramazan boyunca sürecekti!
İsrail, Han Yunus'a saldırdı
Beşiktaş 122 yaşında
İlk Türk spor kulübü
Barajlarda bereketlendi
İstanbul'da barajların doluluk oranları sevindirdi
Fiyatı en çok artan ve azalan ürünler açıklandı
Kış ortasında en çok artan ürün dikkat çekti
ENAG'a göre yıllık enflasyon yüzde 79.51
TÜİK ile ENAG farkı 40 puanı aştı
Beykoz Belediye Başkanı tutuklandı
Alaattin Köseler hakkında karar
'Avrupa Türkiye'siz güvensiz'
Erdoğan büyükelçilere konuştu
Güneş ile galibiyet yok
Trabzonspor'un deplasman kabusu sürüyor
İstanbul'da aile katliamı
3'ü çocuk 5 ölü
Çin'in en büyük siyasi etkinliği başlıyor
İç tüketimi teşvik gündemde
İş insanı İnan Kıraç hakkında
Geçici vasi atandı
AB'ye iltica başvuruları geriledi
En çok başvuru Almanya'ya
Beykoz Belediye Başkanı hakkında
Savcılık tutuklanmasını istedi
Çığ felaketinde arama-kurtarma operasyonu sonlandırıldı
46 işçi kurtarıldı, 8 kişinin ise cansız bedenine ulaşıldı
Hani ateşkes ramazan boyunca sürecekti!
İsrail, Han Yunus'a saldırdı
Beşiktaş 122 yaşında
İlk Türk spor kulübü
Barajlarda bereketlendi
İstanbul'da barajların doluluk oranları sevindirdi
Fiyatı en çok artan ve azalan ürünler açıklandı
Kış ortasında en çok artan ürün dikkat çekti
ENAG'a göre yıllık enflasyon yüzde 79.51
TÜİK ile ENAG farkı 40 puanı aştı
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.