‘Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir’

Ümmü Seleme'den şöyle nakledilir: 

"Yüce Allah, ancak ve ancak siz Ehl-i Beyt'ten her türlü çirkinliği gidermek ve sizi tertemiz yapmak ister" ayeti inince; Resulüllah (s.a.v.), birini, Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin'in peşine gönderdi ve 'Bunlar, Benim Ehl-i Beyt'imdir' buyurdu. 

Cenab-ı Hak, ayet-i kerime ile Ehl-i Beyt'i anlatırken Peygamber Efendimiz de pratik olarak Ehl-i Beyt'in kimlerden oluştuğunu ifade ediyor.

Tirmizi Sünen'inde Ümmü Seleme'den şöyle rivayet ediyor:

"Resulüllah, abasını Hasan, Hüseyin, Ali ve Fatıma'nın üzerine örterek buyurdu ki, 'Allah'ım bunlar benim Ehl-i Beyt'im ve yakınlarımdır. Onlardan her türlü kötülüğü gider ve onları tertemiz kıl.'

Bunun üzerine Ümmü Seleme diyor ki: 'Ben de onlardan mıyım ya Resulülllah?' diye sordum. Resulüllah, 'Sen hayır üzeresin' buyurdu."

Bu hadis-i şerifte de yine Ehl-i Beyt'in kimlerden oluştuğu açıkça belirtiliyor ve Peygamberimizin zevcelerinden olan Ümmü Seleme validemiz ise bu Ehl-i Beyt'e dahil olamıyor.

Bu konuda daha birçok ayet ve hadis ifade edilebilir ama konunun anlaşılması için bence yeterlidir. 

Daha fazla bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş'ın "İmam Ali" ve "Hz. Fatıma" eserlerini temin edin ve okuyabilirsiniz.

Kısaca Ehl-i Beyt, özel anlamda Hz. Peygamber (s.a.v.), İmam-ı Ali, Hz. Fatıma, İmam-ı Hasan ve İmam-ı Hüseyin'den oluşuyor ve 5 kişiden oluştukları için de Ehl-i Beyt'e "Hamse-i Ali Aba" deniliyor.

Ehl-i Beyt özel olarak sevilmiş ve seçilmiştir. Onlar İslam'ın anlaşılmasında ve yaşanmasında en önemli yapı taşlarıdır. 

Prof. Dr. Haydar Baş'ın ifadesiyle "Onlar Kur'an'ın müşahhas halidir", "Onlar canlı Kur'an'dır".

Dikkat ederseniz bu 5 kişinin içinde Peygamber Efendimizin (s.a.v.) iki kızını alan Hz. Osman yoktur. Yani mesele damat olma meselesi değildir. 

Bu 5 kişinin içinde Peygamber Efendimizin (s.a.v.) eşleri yoktur, yani mesele eş olma meselesi de değildir. 

Bu 5 kişinin içinde dünürleri de yoktur.

Bu 5 kişi bizzat Cenab-ı Hak tarafından seçilmiştir ve Peygamberimiz de bu gerçeği yüzlerce hadisle insanlara ilan etmiştir.

Kur'an-ı Kerim'in dörtte biri Ehl-i Beyt'in önemi hakkındadır. 

Hz. Ali Efendimiz hakkında 300 ayet inmiştir.

Kevser Suresi'nin nüzul sebebi de bir hayli ilginçtir. 

Peygamber Efendimiz ile müşrikler alay ediyorlar, ona haşa, "ebter" yani "soyu tükenmiş" diyorlar. 

Cenab-ı Hak, Kevser Suresi'nde "Muhakkak ki biz sana Kevser'i verdik" diyerek başlıyor, asıl soyu tükenmiş olanların o müşrikler olduğunu bildiriyor. 

Rivayetlerde burada Kevser olarak zikredilen Hz. Fatıma'dır; Hz. Peygamber Efendimizin mübarek neslinin Hz. Fatıma ile devam edeceğini ifade etmektedir.

Hz. Ali'yi tanımak mümkün değil, ama bizler için ne kadar önemli bir şahsiyet olduğunu, Allah ve Habib'i tarafından sevilmiş ve seçilmiş olduğunu ifade etmesi açısından şu hadis-i şerif çok önemlidir:

Resulüllah (s.a.v.) Hz. Ali'ye hitaben; 

"Ya Ali, hiç şüphesiz seni sevenler üç yerde sevineceklerdir: 

Can verdiklerinde; çünkü sen onların yanında hazır olacaksın. 

Kabirlerinde sorgulandıklarında; çünkü sen, onlara (verilecek cevabı) telkin edeceksin. 

Allah'ın huzuruna sunulduklarında; çünkü sen onları tanıtacaksın."

Başka bir rivayette de "Sırat Köprüsünün yanında da onlarla beraber olacaksın" deniliyor. 

Prof. Dr. Haydar Baş, "Kurtuluş Ali kapısındadır" derken boşuna söylemiyor.

Ya Rabbi bizleri Ehl-i Beyt'i gerçek manada sevenlerden eyle, Onların şefaatinden bizleri mahrum eyleme, Amin.