Diploma

Eeee.... 

Şimdi ne olacak ? 

Sus...!  

Meşgul etme, düşünüyorum. 

Ne kadar sürer? 

Belli olmaz... 

Rahmetli Kemal Sunal'ın Yedi Bela Hüsnü filminden bir sahne.

Sevdiği kıza ne yapsa kendini kabul ettiremeyen Hüsnü'nün, Hüsniye'ye olan aşkı için her türlü yola başvurması.

Ama bir türlü ikna edememesinin hikayesi.

Bugünlerde yaşanılanlar da buna benzer düzeyde. 

Bütün CHP'lilerin ağzında bu soru var. 

Eeeee... Şimdi ne olacak ?

Ekrem İmamoğlu'nun diploması iptal edildi. 

İstanbul Üniversitesi Ekrem imamoğlu için 30 yıl sonra yaptığı incelemesinde, "Diploma geçersizdir" diye yeni bir karar verdi.

Haliyle çarşı karıştı.

CHP yönetimi acil toplandı.

"Bu hukuksuzluğa karşı dik duruyoruz" diye açıklamalar yaptılar.

23 Mart Pazar günü yapılacak olan gelecek Cumhurbaşkanlığı seçimi için CHP'nin adayının belirlenmesi maksadı ile partinin üyeleri ile ön seçim yapacaklar.

Tek aday var. Ekrem İmamoğlu.

İnsanlar soruyor; madem tek aday var, neyin ön seçimi? 

Peki, adayın hakkında dava dosyaları var. Seçim olana kadarki sürede siyasi yasak alırsa ne olacak diye düşünürken haber geldi; cumhurbaşkanı seçilebilmek şartı olan üniversite diploması da iptal edildi.

CHP ne diyor? 

"Siyasi baskıya maruz kalıyoruz",

"Yargı eli ile engelleniyoruz",

"Önümüz kesiliyor" falan...

Bunlar hep konuşulan sözler.

Fakat herkes şunu soruyor:

Cumhurbaşkanı seçimi için kimin aday olması gerektiğini, sadece kendi teşkilatınıza sormanız sizi demokrat yapar mı? 

Diğer siyasi partiler bu duruma ne der, nasıl bir yol izlerler?

Sizin kendi başınıza oyunuz yüzde 25'i geçmezken...

Kent uzlaşısı diye oyuna talip olduğunuz yapıdan onların istediği isimleri aday göstererek anca Türkiye geneli aldığınız oy yüzde 37 civarında...

Ama cumhurbaşkanı olmak ve hükümeti kurmak için yüzde 50+1 almanız gerekecek.

Diğer siyasi partilerin desteğini almadan bu oya yaklaşamıyorsunuz ki.

Neden kendi adayınızı diğer siyasi partilerle beraber hareket ederek belirlemiyorsunuz? 

Neden bir oldu bitti ile seçim süreci de yokken aday açıklama ihtiyacı duyuyorsunuz?

Memleketin en büyük derdi seçim mi?

1946'dan bu yana çok partili seçimlerde CHP'ye oy vermiş bir ailenin, sülalenin bir ferdiyim. 

Atatürk'ün partisi diye her seçimde oy vermişiz. 

Çantada keklik oy diye tabir ettiğiniz etnik bir grubun üyesiyim. 

Fakat gelinen noktada toplumun algısında bir CHP zihniyeti var. 

Bu algıyı yıkmadan sadece, "İktidar kötü yönetiyor onları seçmeyin bizi seçin" kısır döngüsüne hapis etmeyin seçmeni.

Sizin yaptığınız anketlerde Sayın Mansur Yavaş Bey önde çıkıyor. 

Neden Ekrem bey diye ısrar ediyordunuz?

Ya da iktidar partisinin dışında kalan partilerin yüzde 30'a yakın oyu varken , diğer partileri yok saymanız, "ben" merkezci yaklaşımlarınız. 

Son üç seçimin sonucunun nelere mal olduğunu toplumun önüne konan acı reçetelerle tecrübe ettik.

Kaldı ki muhtar, belediye meclis üyesi, milletvekili, bakan olmak için diploma ve yaş şartı aranmazken. 

Halk kendini yönetecek kişileri şarta bağlamadan seçiyorken neden cumhurbaşkanı için eski köhne fi tarihinden kalma kurallar kullanılıyor?

Belirleyici halk ise millet iradesine ket vurulamaz ise neden bu dayatmalara maruz kalıyoruz. 

Soru şu: Parlamenter sisteme dönülecek mi? 

Ekonomi nasıl düzelecek? 

Toplumun refahı ve huzuru nasıl yeniden tesis edilecek?

Dış siyasi süreçlerde ne gibi yol haritası izlenecek? 

Olası bir deprem ve afetlere karşı ne gibi tedbirler alacaksınız? 

Toplumun biriken sıkıntılarına nasıl ilaç olacaksınız? 

Halkın sizi tercih etmesi için ne gibi çözümler ortaya koyacaksınız? 

Önce bu sorulara cevap verin, halkı ikna edin de...

Mağdur edebiyatı ile çok ileri gidemez siyasi geleceğiniz. 

Halkın içine girin halkın yanında olun. 

Halkın derdine derman olun. 

Partinin adını kuranlar bu kadar halktan koptuğunuzu görselerdi...

Halktan mahrum bırakmayın kendinizi.. 

Artık kaybetmek istemiyoruz. 

Slogan şu olmalı:

"All together"

"Hep beraber"

Saygılarımla...