Önce insan'

"Önce insan" diyor Prof. Dr. Haydar Baş?İşi temelinden yakalıyor.İnsan, onu kötülüklere sürükleyen süfli arzularının esiri olmaktan eğitim ile kurtarılmalı, kendi yararına ve toplum menfaatine kazanılmalı.Ancak böyle kazanılan insandan topluma fayda çıkar, bu insan devletine milletine hakkıyla hizmet eder.İnsan böyle eğitildikten sonra ona istediğin kadar bilgi yükleyebilirsin.Ancak böyle insandan mükemmel bir siyasetçi, mükemmel bir savcı, hakim, avukat, mükemmel bir doktor, mükemmel bir mühendis, mükemmel bir öğretmen, mükemmel bir polis ve mükemmel bir asker olur.  Böyle bir toplumda huzur olur, birlik beraberlik olur.Böyle bir millet gerçek manada hem iç hem de dış tehditlere karşı koyabilir."Girmeden tefrika bir millete düşman giremez, toplu vurdukça yürekler onu top sindiremez" diyor Milli Şair Mehmet Akif?İşte düşmanın giremediği, topların sindiremediği millet, her bir ferdi kendi yararına ve toplum menfaatine kazanılmış insanlardan oluşan millettir.Prof. Dr. Haydar Baş konuşmasında Batı düşünürlerinden Thomas Carley'in şu cümlesini misal veriyor:"İslam'ı yaşayan dünyada bir köy olsa, o köyü gören dünya cennete döner"Türk milletini asırlarca tüm dünyaya örnek yapan işte bu İslam mayasıdır ve daha da ötesi İslam'ın özü olan Ehl-i Beyt anlayışı ve de sevgisidir.Ehl-i Beyt mayası Türk milletinin tarih yazan medeniyetinin temelidir.Eğer sizler bu anlayıştan ve bu anlayışın neticesi olan Türk-İslam medeniyetinden uzaklaşıp, insanımızı kokuşmuş Batı medeniyetinin kucağına atarsanız işte o zaman ülkenin kaynaklarını, milletin değerlerini ecnebilere peşkeş çeken ve yalnız kendi menfaatini düşünen, süfli arzularına esarette zirveyi yaşayan insanlar oluşturursunuz.Onların millete ait olan kaynakları millete pay etmesini beklemeyin.Milletin dertlerine çare olmalarını beklemeyin.Huzurlu bir ortam ve birlik ve beraberlik anlayışının hakim olduğu bir toplum oluşturmalarını beklemeyin.Onların akıl aldığı Batıda kaos, kavga ve karmaşa hakimdir, onlar da bunu ülkemize ithal ederler.Onların eli bereketsizdir. Ya yağmur yağar her taraf sel olur, ya da yağmaz her tarafta kuraklık yaşanır, ortası yoktur.Bereket, önce kendi içinde birliği yaşayanların oluşturduğu bir toplumda yaşanır.Sizler Hz. Yusuf'un hikayesini hiç okumadınız mı?Tüm dünyanın kuraklık içinde yaşadığı bir dönemde, kendi içinde birliği yakalamış ve toplum yararına kazanılmış olan Hz. Yusuf basiretiyle, ferasetiyle, bereketiyle bir anda tüm dünyaya bereket dağıtan biri oluvermiştir.Her devirde Yusuf'lar vardır, ama emanet o Yusuf'larda olacak ki, bereketi, hakkı, hakikati, adil paylaşımı gerçek manada yaşayabilelim. Firavun'ların hakim olduğu bir dünyada asla huzur ve bereket beklemeyin.Yusuf, halk ona meylettiği için kendisine Allah tarafından verilen hünerleri sergileyebilmiştir. Fırsat verilmeyen Yusuf ne yapabilir?Her ne şart olursa olsun Yusuf'lar bir şeyler kaybetmez, kazananlar onlara sahip çıkanlar, kaybedenler ise onlara sırtını dönenlerdir.