Milletine adanan bir hayat...
O önce "Mustafa" oldu...
O'ndaki olgunluk, vakur, kabiliyet ve vaad ettiği gelecek, Onu "Mustafa Kemal" yaptı.
Sonra engel tanımayan bir insan oldu... Milletine aşık, yanlışa ve haksızlığa asla boyun eğmeyen bir insan... Hayatı hep milletin mukaddesatına kastedenlere karşı verdiği mücadele ile geçti.
Trablusgarp'ta düşmana karşı verdiği mücadelede bir gözünü neredeyse tamamen kaybetti, cepheyi terk etmedi, savaşa devam etti, durmadı...
Çanakkale'de annesinin hediye ettiği saat vesilesi ile ama esasında aldığı dualarla ve Allah'ın O'na takdir ettiği geleceği yaşamak için yaşadı ve gazi oldu, durmadı...
Düşmandan kaçan askerlere verdiği "süngü tak yere yat" emri ile bütün savaşın gidişatını değiştirdi, Çanakkale Zaferinin mimarı oldu. Bu sözler O'nun, hayatına rehber edindiği Peygamberimiz (s.a.v.)'in Bedir savaşındaki sözlerine o kadar çok benziyor ki…
İşte size bunun ispatı:
Atatürk'ün, Peygamberimizin Bedir Savaşındaki zaferine olan hayranlığı herkes tarafından bilinmektedir.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın 'Hoş Geldin Atatürk' kitabında, "Atatürk'ün Peygamberimiz hakkındaki sözleri" başlıklı bölümünde (1. Baskı s.772) yer alan Bedir Savaşı ile ilgili konunun bir kısmında Atatürk şöyle diyor;
"Kılıçlar ancak son dakikada kullanılacaktı. Müslümanlar Hz. Muhammed'in (s.a.v.) verdiği talimatı dikkatle takip ettiler. Kureyşliler yalın kılıç hücum ettikleri zaman bir ok yağmuru ile karşılandılar. İslamlar intizam muhafaza ettiler. Son safhada askerlerinden biri Hz. Muhammed (s.a.v.)'in yanına koşarak kırılmış silahı gösterdi. Hz. Muhammed (s.a.v.) ona bir sopa vererek, 'bununla vuruş" dedi. Kureyşlilerin bozulması çok seri ve hezimetleri tam oldu. Müsademe esnasında Kureyşlilerin gösterdiği harikulade cesaret Müslümanları dehşet ve hayret içinde bıraktı, hiç kimse O'nun kadar cesur olmadı ve düşmana O'nun kadar yaklaşamadı."
Mustafa Kemal'in verdiği emir Peygamberimizin sözüne ne kadar benziyor değil mi? İşte Prof. Dr. Haydar Baş Bey'in milletiyle buluşturduğu Müslüman, dindar Atatürk bu…
Hayatında hiç savaş kaybetmedi. Hiç geri adım atmadı. Kendisine Peygamberi rehber edinen hiç kaybeder mi? Kaybetmedi…
İngiliz, Fransız, İtalyan, Yunan, yedi düvel milletin namusunu vatanını, mahremini işgal etti. Herkes korktu, umutsuzluğa kapıldı, ama O, pes etmedi. "Geldikleri gibi giderler" dedi ve geldikleri gibi gönderdi.
Hiç yılmadı, en yakın arkadaşlarının bile karşısına geçtiği anlarda, "Manda ve himaye asla kabul edilemez. Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Ya istiklal, ya ölüm" diyerek tek hedefinin bağımsızlık olduğunu haykırdı, durmadı… Çünkü Onun için mesele vatansa gerisi teferruattı...
"Ben size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum" derken tarihin akışını değiştirdi, durmadı...
Hayatının her safhasında olduğu gibi Büyük Taarruza da dua ile başladı; "Ya Rabbi! Sen Türk ordusunu muzaffer et. Türklüğün, Müslümanlığın düşman ayakları altında esaret zincirinde kalmasına müsaade etme" dedi ve taarruz emrini verdi. Türk askeri durmadı, yalnızca dokuz gün sonra düşmanı denize döktü…
Türk Milletinin yüzyıllardır çektiği çile, sıkıntı O'nun kafasını hep meşgul etti. Bunu değiştirmek için düşündü, okudu, okudu, inandı... Ve Milletin makûs talihini değiştirmeyi Allah Ona nasip etti...
Bitti, yıkıldı, yok oluyor artık denilen milleti aldı ve hak ettiği yere tekrar koydu. Türkiye Cumhuriyetini bize hediye etti. Milleti bir bilek, bir yürek yaptı, Alevinin, Sünninin, Kürdün, Türkün, Lazın, Çerkesin öz kardeş olduğunu hatırlattı, bunu da; "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözüyle taçlandırdı.
O, Allah'ın rızasını kazandı, büyüklerin duasını aldı.
"Melekler onların canlarını iyi kimseler olarak alırken, "Selâm size! Yapmış olduğunuz iyi işlere karşılık girin cennete" derler (Nahl Suresi/32) ayetine muhatap olarak son nefesinde kendisini selamlayan meleklere; "Ve aleykümesselam" diyerek karşılık verdi.
Ve Mustafa Kemal; 'Atatürk' oldu.
Bugün 10 Kasım… Prof. Dr. Haydar Baş Hocamızın bize öğrettiği şekilde abdestli olarak Atamızın manevi huzurunda olacağız. Ellerimizi açacak Fatihalar, İhlaslar okuyacak ve hediye edeceğiz. "Allah, Senden razı olsun Büyük Atatürk" diyeceğiz. Allah, Senden razı olsun…
- Atatürk olmasaydı! / 22.09.2023
- Dikkat! Konu Anayasa / 15.09.2023
- Sohbet ‘spaces’ odası izlenimleri / 08.09.2023
- Hatırlıyor musunuz? / 01.09.2023
- Haydar Baş olmak / 14.04.2023
- Kitap, ama hangi kitap? / 15.01.2022
- Bırakın gençler konuşsun… / 08.01.2022
- Gözlerdeki ışıltı / 01.01.2022
- Eserinizle gurur duyabiliyor musunuz? / 29.11.2021