Türk çiftçisinin bitmeyen sorunları: Kuraklık, yüksek maliyetler, örgütsüzlük
Türkiye’de tarım sektörü, son yıllarda artan sorunlarla boğuşuyor
29.04.2025 00:10:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Türkiye'de tarım sektörü, son yıllarda artan sorunlarla boğuşuyor. Çiftçiler, yüksek maliyetler, düşük ürün fiyatları, doğal afetler ve yapısal problemler nedeniyle geçimlerini sürdürmekte zorlanıyor. İşte Türkiye'de çiftçilerin karşılaştığı başlıca sorunlar ve bu sorunların arka planı:
1. Yüksek girdi maliyetleri ve düşük ürün fiyatları
Çiftçiler, mazot, gübre, tohum ve ilaç gibi tarımsal girdilerin maliyetlerinin hızla artmasından şikayetçi. Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, ayçiçeği, mısır, buğday ve arpa gibi ürünlerin fiyatlarının üç yıldır neredeyse sabit kaldığını, sebze fiyatlarının ise geçen yılın gerisinde olduğunu belirtiyor.
Bu durum, çiftçilerin zarar etmesine neden oluyor. Örneğin, Bursa Karacabey'de domates üreticileri, fabrikaların sözleşmede taahhüt edilen fiyatlardan daha düşük alım yapması nedeniyle eylemler düzenledi. "Çiftçi bu yıl ne üretse zarar etti. Açıklanan alım fiyatları enflasyonun altında ezildi" diyerek bu soruna dikkat çekti.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı ancak sigortası olmayan çiftçilerin zararlarının hasar oranına göre karşılanacağını duyurdu. Ancak CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TARSİM sigortası olmayan çiftçilere destek sağlanmaması durumunda mağduriyetin artacağı uyarısında bulundu.
3. Üretim planlamasındaki eksiklikler

Türkiye'de tarımsal üretimde planlama eksikliği, ürün fiyatlarında dalgalanmalara yol açıyor. Ziraat Mühendisi Bahar Çınar, patates ve soğanda sıkça görülen fiyat dalgalanmalarının artık birçok üründe yaşandığını ifade ediyor.
Bazı yıllar ürün tarlada kalırken, bazı yıllar yüksek fiyatlar tüketicileri zorluyor. Çiftçiler, üretim fazlası nedeniyle düşük fiyatlarla satış yapmak zorunda kalıyor.
Bakan Yumaklı, salçalık domates üretiminde yarım milyon tonluk artışı öngördüklerini ve ihracat kısıtlamalarını kaldırdıklarını belirtse de, çiftçiler sözleşmelere uyulmaması nedeniyle zarar gördüklerini söylüyor.
Çiftçiler, tarladan sofraya uzanan tedarik zincirinde en zayıf halka olarak kalıyor. Tüccarlar, sanayiciler ve zincir marketler, yüksek enflasyon karşısında fiyatlarını maliyetlere göre ayarlarken, çiftçiler bu imkândan yoksun. Bu durum, çiftçilerin gelir kaybına uğramasına ve borç yükünün artmasına neden oluyor.
Artan maliyetler ve düşük gelir nedeniyle çiftçiler borçlarını ödeyemiyor. CHP Yozgat Milletvekili Ali Keven, sel felaketi sonrası Yozgat'taki çiftçilerin borçlarının ertelenmesi için adım atılmadığını ve çiftçilerin haciz korkusuyla yaşadığını belirtti.
Çiftçiler, sorunlarına dikkat çekmek için ülke genelinde eylemler düzenliyor. Balıkesir, İzmir, Aksaray ve Yozgat gibi illerde traktör konvoylarıyla yol kapatma eylemleri yapıldı.
Yozgat'ta çiftçiler, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını protesto için de traktörleriyle sokağa çıktı. Uzmanlar, bu eylemlerin Türkiye'de çiftçi hareketinin kitlesel bir boyuta ulaştığını gösteriyor.
Üretim Planlaması: Uzmanlar, tarımsal üretimde arz-talep dengesini sağlayacak planlamalar yapılmasını öneriyor.
Girdi Maliyetlerinin Düşürülmesi: Mazotta ÖTV'nin kaldırılması, yenilenebilir enerji teşvikleri ve çiftçi eğitimleri gibi adımlar, maliyetleri azaltabilir.
Desteklerin Artırılması: Doğal afetlerden zarar gören çiftçilere tohum, fide ve gübre desteği sağlanmalı. TARSİM sigortası olmayan çiftçiler de kapsayıcı desteklerden faydalanmalı.
Tedarik Zinciri Reformu: Çiftçilerin ürünlerini doğrudan tüketiciye ulaştırabileceği kooperatif modelleri teşvik edilmeli.
Türkiye'de çiftçiler, ekonomik, çevresel ve yapısal sorunların kıskacında. Tarım sektörü, hem çiftçilerin geçimini sürdürebilmesi hem de gıda güvenliği için acil reformlara ihtiyaç duyuyor.
Hükümetin destek paketleri ve çiftçi eylemleri, sorunun ciddiyetini ortaya koyuyor. Ancak kalıcı çözümler için çiftçilerin sesine kulak verilmesi ve tarım politikalarının yeniden şekillendirilmesi şart.
1. Yüksek girdi maliyetleri ve düşük ürün fiyatları
Çiftçiler, mazot, gübre, tohum ve ilaç gibi tarımsal girdilerin maliyetlerinin hızla artmasından şikayetçi. Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, ayçiçeği, mısır, buğday ve arpa gibi ürünlerin fiyatlarının üç yıldır neredeyse sabit kaldığını, sebze fiyatlarının ise geçen yılın gerisinde olduğunu belirtiyor.
Bu durum, çiftçilerin zarar etmesine neden oluyor. Örneğin, Bursa Karacabey'de domates üreticileri, fabrikaların sözleşmede taahhüt edilen fiyatlardan daha düşük alım yapması nedeniyle eylemler düzenledi. "Çiftçi bu yıl ne üretse zarar etti. Açıklanan alım fiyatları enflasyonun altında ezildi" diyerek bu soruna dikkat çekti.
2. Doğal afetler ve iklim krizi
2025 yılında Türkiye, kuraklık ve zirai don gibi doğal afetlerin tarım üzerindeki yıkıcı etkileriyle karşı karşıya kaldı. Nisan ayındaki soğuk hava ve kar yağışı, 36 ilde kayısı, üzüm, elma, kiraz, fındık gibi ürünleri vurdu.Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı ancak sigortası olmayan çiftçilerin zararlarının hasar oranına göre karşılanacağını duyurdu. Ancak CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TARSİM sigortası olmayan çiftçilere destek sağlanmaması durumunda mağduriyetin artacağı uyarısında bulundu.
3. Üretim planlamasındaki eksiklikler

Türkiye'de tarımsal üretimde planlama eksikliği, ürün fiyatlarında dalgalanmalara yol açıyor. Ziraat Mühendisi Bahar Çınar, patates ve soğanda sıkça görülen fiyat dalgalanmalarının artık birçok üründe yaşandığını ifade ediyor.
Bazı yıllar ürün tarlada kalırken, bazı yıllar yüksek fiyatlar tüketicileri zorluyor. Çiftçiler, üretim fazlası nedeniyle düşük fiyatlarla satış yapmak zorunda kalıyor.
Bakan Yumaklı, salçalık domates üretiminde yarım milyon tonluk artışı öngördüklerini ve ihracat kısıtlamalarını kaldırdıklarını belirtse de, çiftçiler sözleşmelere uyulmaması nedeniyle zarar gördüklerini söylüyor.
4. Aracılar ve tedarik zinciri sorunları
Çiftçiler, tarladan sofraya uzanan tedarik zincirinde en zayıf halka olarak kalıyor. Tüccarlar, sanayiciler ve zincir marketler, yüksek enflasyon karşısında fiyatlarını maliyetlere göre ayarlarken, çiftçiler bu imkândan yoksun. Bu durum, çiftçilerin gelir kaybına uğramasına ve borç yükünün artmasına neden oluyor.
5. Borçlar ve haciz korkusu
Artan maliyetler ve düşük gelir nedeniyle çiftçiler borçlarını ödeyemiyor. CHP Yozgat Milletvekili Ali Keven, sel felaketi sonrası Yozgat'taki çiftçilerin borçlarının ertelenmesi için adım atılmadığını ve çiftçilerin haciz korkusuyla yaşadığını belirtti.
Çiftçiler, sorunlarına dikkat çekmek için ülke genelinde eylemler düzenliyor. Balıkesir, İzmir, Aksaray ve Yozgat gibi illerde traktör konvoylarıyla yol kapatma eylemleri yapıldı.
Yozgat'ta çiftçiler, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasını protesto için de traktörleriyle sokağa çıktı. Uzmanlar, bu eylemlerin Türkiye'de çiftçi hareketinin kitlesel bir boyuta ulaştığını gösteriyor.
Çözüm Önerileri

Üretim Planlaması: Uzmanlar, tarımsal üretimde arz-talep dengesini sağlayacak planlamalar yapılmasını öneriyor.
Girdi Maliyetlerinin Düşürülmesi: Mazotta ÖTV'nin kaldırılması, yenilenebilir enerji teşvikleri ve çiftçi eğitimleri gibi adımlar, maliyetleri azaltabilir.
Desteklerin Artırılması: Doğal afetlerden zarar gören çiftçilere tohum, fide ve gübre desteği sağlanmalı. TARSİM sigortası olmayan çiftçiler de kapsayıcı desteklerden faydalanmalı.
Tedarik Zinciri Reformu: Çiftçilerin ürünlerini doğrudan tüketiciye ulaştırabileceği kooperatif modelleri teşvik edilmeli.
Türkiye'de çiftçiler, ekonomik, çevresel ve yapısal sorunların kıskacında. Tarım sektörü, hem çiftçilerin geçimini sürdürebilmesi hem de gıda güvenliği için acil reformlara ihtiyaç duyuyor.
Hükümetin destek paketleri ve çiftçi eylemleri, sorunun ciddiyetini ortaya koyuyor. Ancak kalıcı çözümler için çiftçilerin sesine kulak verilmesi ve tarım politikalarının yeniden şekillendirilmesi şart.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.