İmam Cafer’e ‘İhlas Suresini’ sordular
Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: Yahudiler, Resulullah sallallahu aleyhi ve âlih'e sordular; dediler ki: " Rabbini bize tanımla. "Resulullah üç gece bekledi ve onlara cevap vermedi
29.04.2025 00:10:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: Yahudiler, Resulullah sallallahu aleyhi ve âlih'e sordular; dediler ki: " Rabbini bize tanımla. "Resulullah üç gece bekledi ve onlara cevap vermedi. Sonra: "Kul huvallâhu ehad" (İhlâs Suresi) sonuna kadar nazil oldu.
Bu hadisi, Muhammed bin Yahya da Ahmed bin Muhammed'den, Ali bin Hakem'den, Ebu Eyyub'dan rivayet etmiştir.
Hammad bin Amr en-Nesîbî'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'a "Kul huvallâhu ehad" (İhlâs Suresi) hakkında sordum.
Buyurdular ki: "Allah'ın, yaratıklarıyla olan orantı, ilişkisidir (bu surede beyan edilen). O, Ehad'dir (tektir), Samed'dir (ihtiyaçsızdır), ezelîdir (ilksizdir, başlangıçsızdır), Samedi'dir (daimidir).
O'nu saklayan bir gölgesi (cismi) yoktur; bütün her şeyi gölgeleriyle (cisimleriyle) birlikte saklayan O'dur. Bilinmeyen, tanınmayanı bilir, tanır.
Her cahilin yanında da bilinen, tanınandır. Birdir. Ne yaratıkları O'ndadır, ne de O yaratıklarındadır.
Duyularla algılanamaz, elle dokunulamaz, gözler O'nu görmez. Yükselip de yakınlaştı, yakınlaşıp da uzaklaştı. Emrine karşı gelindi, bağışladı, itaat edildi, karşılığını verdi. Yeri O'nu ihtiva etmez, gökleri O'nu taşımaz. O, her şeyi kudretiyle taşır.
Daimîdir, ezelidir. Unutmaz, avunmaz, gafil olmaz, yanlış yapmaz, oyun oynamaz, iradesi kesintiye uğratılamaz. Hükmü karşılıktır, emri vakidir. Doğurmamış ki varisi olsun, doğrulmamış ki ortağı bulunsun. "Ve hiçbir kimse, O'nun dengi değildir."
Asım bin Humeyd'den, dedi ki: (İmam Cafer Sadık) dedi ki: Ali bin Hüseyin (İmam Zeynulabidin) aleyhisselam'a tevhid hakkında soruldu.
Buyurdular ki: "Allah Azze ve Celle, ahir zamanda derinlemesine düşünen kavimlerin olacağını biliyordu. Bunun için Allah Tealâ, 'De ki, O tektir.' (İhlâs Suresi) ile Hadîd Suresi'nden 'O, gönüllerde olanı bilir'e (Hadid/6.) kadarki ayetlerini indirdi. Kim bunun ötesine geçerse, helâk olur."
Abdülaziz bin Mühtedi'den, dedi ki: Hz. (İmam) Rıza aleyhisselam'a tevhid hakkında sordum.
Buyurdular ki: "Kul huvallâhu ehad" Suresini okuyan ve ona iman eden herkes, tevhidi tanımış, demektir." "Onu nasıl okur?" dedim.
"İnsanlar onu nasıl okuyorsa (öyle okur)." buyurdular; sonra da ona: "Rabbim olan Allah işte böyledir. Rabbim olan Allah işte böyledir." cümlesini eklediler."
Ebu Besîr'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Allah'ın yaratığı hakkında konuşun; Allah hakkında konuşmayın. Çünkü Allah hakkında konuşmak, sahibine (konuşana) şaşkınlığını artırmaktan başka bir şey kazandırmaz."
Harîz'den nakledilen bir başka rivayette ise şöyle geçer: "Her şey hakkında konuşun, ama Allah'ın zatı hakkında konuşmayın."
Süleyman bin Halid'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselâm şöyle buyurdular: "Allah Azze ve Celle: 'Ve şüphesiz en son varış senin Rabbinedir.' buyuruyor. O halde söz Allah'a vardığında artık durun (konuşmayın)."
Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Ey Muhammed! İnsanlar, sürekli söz eder hatta Allah hakkında dahi konuşurlar. Onlardan bunu duyduğunuz zaman siz: "Allah'tan başka ilâh yoktur; birdir, O'nun gibi bir şey yoktur." söyleyiniz."
Ebu Ubeyde el-Hazza'dan, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Ey Ziyad! Düşmanlık uyandıran tartışmalardan kaçın! Çünkü o şüphe doğurur; ameli düşürür ve sahibini helâk eder. Şayet bir söz söyler de artık bağışlanmaz.
Geçmiş zamanda bir kavim vardı ki, yükümlü kılındıkları şeyin bilgisini bırakıp, sakındırıldıkları şeyin bilgisini aradılar. Derken sözleri Allah'a vardı da sapıttılar. Öyle ki birisine, önünden çağrıldığında dönüp arkasına cevap veriyordu; arkasından seslenildiğinde ise önüne cevap veriyordu."
Başka bir rivayette ise şöyle denmiştir: "Öyle ki şaşkın şaşkın yeryüzünü dolaşmaya koyuldular."
Zürare bin A'yün'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah(İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kadri yüce bir padişah, meclisinde Rab Tebareke ve Tealâ hakkında yakışıksız bir söz söyledi de kayboldu. Artık nerede olduğu bilinmedi."
Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Sakın Allah hakkında düşünmeyesiniz! Ama Allah'ın azametine (ululuğuna, büyüklüğüne) bakmak istediğinizde, O'nun yaratıklarının büyüklüğüne bakın."
Bu hadisi, Muhammed bin Yahya da Ahmed bin Muhammed'den, Ali bin Hakem'den, Ebu Eyyub'dan rivayet etmiştir.
Hammad bin Amr en-Nesîbî'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam'a "Kul huvallâhu ehad" (İhlâs Suresi) hakkında sordum.
Buyurdular ki: "Allah'ın, yaratıklarıyla olan orantı, ilişkisidir (bu surede beyan edilen). O, Ehad'dir (tektir), Samed'dir (ihtiyaçsızdır), ezelîdir (ilksizdir, başlangıçsızdır), Samedi'dir (daimidir).
O'nu saklayan bir gölgesi (cismi) yoktur; bütün her şeyi gölgeleriyle (cisimleriyle) birlikte saklayan O'dur. Bilinmeyen, tanınmayanı bilir, tanır.
Her cahilin yanında da bilinen, tanınandır. Birdir. Ne yaratıkları O'ndadır, ne de O yaratıklarındadır.
Duyularla algılanamaz, elle dokunulamaz, gözler O'nu görmez. Yükselip de yakınlaştı, yakınlaşıp da uzaklaştı. Emrine karşı gelindi, bağışladı, itaat edildi, karşılığını verdi. Yeri O'nu ihtiva etmez, gökleri O'nu taşımaz. O, her şeyi kudretiyle taşır.
Daimîdir, ezelidir. Unutmaz, avunmaz, gafil olmaz, yanlış yapmaz, oyun oynamaz, iradesi kesintiye uğratılamaz. Hükmü karşılıktır, emri vakidir. Doğurmamış ki varisi olsun, doğrulmamış ki ortağı bulunsun. "Ve hiçbir kimse, O'nun dengi değildir."
Asım bin Humeyd'den, dedi ki: (İmam Cafer Sadık) dedi ki: Ali bin Hüseyin (İmam Zeynulabidin) aleyhisselam'a tevhid hakkında soruldu.
Buyurdular ki: "Allah Azze ve Celle, ahir zamanda derinlemesine düşünen kavimlerin olacağını biliyordu. Bunun için Allah Tealâ, 'De ki, O tektir.' (İhlâs Suresi) ile Hadîd Suresi'nden 'O, gönüllerde olanı bilir'e (Hadid/6.) kadarki ayetlerini indirdi. Kim bunun ötesine geçerse, helâk olur."
Abdülaziz bin Mühtedi'den, dedi ki: Hz. (İmam) Rıza aleyhisselam'a tevhid hakkında sordum.
Buyurdular ki: "Kul huvallâhu ehad" Suresini okuyan ve ona iman eden herkes, tevhidi tanımış, demektir." "Onu nasıl okur?" dedim.
"İnsanlar onu nasıl okuyorsa (öyle okur)." buyurdular; sonra da ona: "Rabbim olan Allah işte böyledir. Rabbim olan Allah işte böyledir." cümlesini eklediler."
Ebu Besîr'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Allah'ın yaratığı hakkında konuşun; Allah hakkında konuşmayın. Çünkü Allah hakkında konuşmak, sahibine (konuşana) şaşkınlığını artırmaktan başka bir şey kazandırmaz."
Harîz'den nakledilen bir başka rivayette ise şöyle geçer: "Her şey hakkında konuşun, ama Allah'ın zatı hakkında konuşmayın."
Süleyman bin Halid'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselâm şöyle buyurdular: "Allah Azze ve Celle: 'Ve şüphesiz en son varış senin Rabbinedir.' buyuruyor. O halde söz Allah'a vardığında artık durun (konuşmayın)."
Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah (İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Ey Muhammed! İnsanlar, sürekli söz eder hatta Allah hakkında dahi konuşurlar. Onlardan bunu duyduğunuz zaman siz: "Allah'tan başka ilâh yoktur; birdir, O'nun gibi bir şey yoktur." söyleyiniz."
Ebu Ubeyde el-Hazza'dan, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Ey Ziyad! Düşmanlık uyandıran tartışmalardan kaçın! Çünkü o şüphe doğurur; ameli düşürür ve sahibini helâk eder. Şayet bir söz söyler de artık bağışlanmaz.
Geçmiş zamanda bir kavim vardı ki, yükümlü kılındıkları şeyin bilgisini bırakıp, sakındırıldıkları şeyin bilgisini aradılar. Derken sözleri Allah'a vardı da sapıttılar. Öyle ki birisine, önünden çağrıldığında dönüp arkasına cevap veriyordu; arkasından seslenildiğinde ise önüne cevap veriyordu."
Başka bir rivayette ise şöyle denmiştir: "Öyle ki şaşkın şaşkın yeryüzünü dolaşmaya koyuldular."
Zürare bin A'yün'den, dedi ki: Hz. Ebu Abdullah(İmam Cafer Sadık) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Kadri yüce bir padişah, meclisinde Rab Tebareke ve Tealâ hakkında yakışıksız bir söz söyledi de kayboldu. Artık nerede olduğu bilinmedi."
Muhammed bin Müslim'den, dedi ki: Hz. Ebu Cafer (İmam Muhammed Bâkır) aleyhisselam şöyle buyurdular: "Sakın Allah hakkında düşünmeyesiniz! Ama Allah'ın azametine (ululuğuna, büyüklüğüne) bakmak istediğinizde, O'nun yaratıklarının büyüklüğüne bakın."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.