İslam'ı sarık, şalvar ve cübbe üçgenine sıkıştıran ve kendisini de hoca, şeyh gibi ifadelerle tanımlayan bir takım insan söyledikleri saçmalıklarla, yaptıkları şaklabanlıkla her gün gündem olmayı başarıyor.
Örneğin bir tanesi, "cennette kahvaltı 70 sene sürecek; bir adam sabah kahvaltısında 50 ton yiyebilecek…" diye anlatıyor, bu konuşmayı sosyal medyaya servis ediyor.
Sonra İslam'a saldırmak için fırsat kollayanlar bu paylaşımın altında toplanıyor ve ağza alınmayacak sözlerle saldırıya geçiyor.
Bir başkası tövbe seansı adı altında video yayınlıyor. Görüntülerde bir kişi elinde tuttuğu ipleri uzatmış, onlarca kişi bu ipin bir yerinden tutuyor ve başlıyor onların ifadesiyle tövbe vermeye!
Hiç gecikmeden bu paylaşımın da altına üşüşen fırsatçılar Allah'a, Peygamberimize ve ne kadar kutsalımız varsa hepsine saldırıya başlıyor.
Öne çıkan özelliği insanları kin ve nefrete teşvik ederek milletin ayrışmasını sağlamak olan bir başka sözde hoca(!) da çıkmış 'ülkede kim kâfir kim Müslüman tespit edelim, herkesin ne olduğu belli olsun' diyerek başka taraftan saldırıyor.
Bu konuşma da sosyal medyaya özellikle servis ediliyor ve sonuç malum!
Anlayacağınız bu sözde hocalar pas atıyor ve diğerleri de gelen pası gole çevirmek için harekete geçiyorlar. Sanki birbirleriyle anlaşmışlar!
Benzeri örnekler o kadar çok ki, insan kahroluyor.
Bunları yapanların, yaptıklarının, söylediklerinin bizim inanç dünyamızla ilgisinin olmadığı aşikâr. Ama toplumdaki algı öyle değil. Toplumun çoğunluğu ne yazık ki dinimizi bunların dediklerine göre yorumluyor.
Peki, neden bir takım zevat bu saçmalıkları yapmakta ısrar ediyor? Çünkü yüzlerinde maskeyle geziyorlar. Yanlış anlamayın bu maske virüsten korunmak için taktığımızdan değil, bizzat virüsü yaymak için takılan, karanlık yüzleri gizlemek için kullanılan maske…
Ortalık bu sahtekârla dolu. Koyunlarında kim bilir neler taşıyorlar. Başına sarığı, sırtına cübbeyi geçiren şaklabanlar, Allah'ı ve Peygamberi kendilerine kalkan yaparak milletin inancını fesada uğratmak için gece gündüz çalışıyor.
'Olaylar neticesiyle ölçülür' diye bir söz var. Bu sahtekârların yaptıklarının neticesinde milletin inancında çözülmeler başlıyor, millet zarar görüyor ve inanç zafiyeti oluşuyorsa yapılanlar kesinlikle masum olamaz.
Cenab-ı Hakk Maide suresi 63. ayette şöyle buyuruyor; "Din adamları ve âlimleri onları, günah olan sözleri söylemekten ve haram yemekten menetselerdi ya! Yaptıkları şey ne kötüdür!"
Ayet-i Kerime bunları ne kadar güzel anlatıyor değil mi? Evet, ama aynı zamanda burada hepimize mesaj var.
Kıymetli okurlar, siz sessiz kalırsanız, ben sessiz kalırsam karanlıkları aydınlığa çıkaramayız. Meydan boş kalırsa sahtekârların, hokkabazların oyun alanları genişler.
- Atatürk olmasaydı! / 22.09.2023
- Dikkat! Konu Anayasa / 15.09.2023
- Sohbet ‘spaces’ odası izlenimleri / 08.09.2023
- Hatırlıyor musunuz? / 01.09.2023
- Haydar Baş olmak / 14.04.2023
- Kitap, ama hangi kitap? / 15.01.2022
- Bırakın gençler konuşsun… / 08.01.2022
- Gözlerdeki ışıltı / 01.01.2022
- Eserinizle gurur duyabiliyor musunuz? / 29.11.2021