Modern köleler

Modern zamanlarda, hürriyet ve demokrasi dillerde pelesenk olmuş… Ancak geçmişte örneği görülmemiş çeşitlilikte ve yaygın kölelik ve sömürge türleri dünyayı kasıp kavuruyor.
İnsanoğlu, kendisini yaratan Rabbi’nin emir ve tavsiyelerinin dışına çıktığı nispette, farkında olmadan köleleşiyor.
“Gerçek hürriyet, Hakk’a ubudiyettir ” diyor Prof. Dr. Haydar Baş bey.
Hürriyet, Hakk’ın insanoğluna yüklediği emanete riayet etmesi, sahip çıkması ve taşımasıdır.
Göklerin ve yerin yüklenmekten çekindiği emaneti taşımaktır, hürriyet… O emanet, yeryüzünde Allah’ın lütfettiği “güzel insan olma erdemleri”ni yaşamak ve yaşatmaktır.
“Biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, onu yüklenmekten çekindiler de onu insan yüklendi...”  (Ahzâb, 33/72).
Bu “ilahi emanet ve erdem”den uzaklaştıkça insan köleleşiyor.
Hürriyet, alabildiğine başı-boşluk değildir.
Hürriyet başı-bozukluk değildir.
Hür olmak, gerçekten insan olmaktır, Hz. insan!
Prof. Dr. Baş, Milli Ekonomi Modeli tezi ve Sosyal Devlet projeleriyle, fertleri ve devletleri, moderne zamanların yaygın iktisadî köleliğinden kurtaracak çözümler sunuyor.
Doğru-yanlış bellidir.
Hak-batıl apaçıktır.
Tercih insana aittir.
Ancak insan, “ ilahî emanete riayette ve insan olma erdemliliğini kazanmada”, dolayısıyla gerçek hürriyeti yaşama ve yaşatmada yol alamıyor, Kur’an-ı Mübin’in beyanıyla, sarp yokuşu aşamıyor.
“Biz ona iki göz, bir dil ve iki dudak vermedik mi? Ona iki yolu (doğru ve eğriyi / hakkı ve batılı) göstermedik mi?
Fakat o, sarp yokuşu aşamadı.
O sarp yokuş nedir bilir misin?
İnsanı kölelikten kurtarmak, azat etmek veya açlık gününde yakınındaki yetimi yahut aç-açık bir yoksulu doyurmaktır” (Beled Suresi, 8-16).
İnsanlık bir tarafa, bugün, İslam diyenler, Müslüman geçinenler, bu sarp yokuştan geriye doğru hızla kayıyor.
Özellikle Türkiyeli İslamcılar, dünyanın her bir tarafında, her türden fert ve toplumları kendi kölesi, kendi sömürgesi yapmak isteyen vahşi Batı’nın, işgalci Haçlının ve Amerika’nın emir kulu olmuşlar, savaşçı köleleri kesilmişler.
Geçmişte kimi kölelerin boynunda demir tasmalar olurdu.
Kimi kölelerin ise yüreğinde küfür kulpları…
Allah Elçisi, onları İslam ve insan olma erdemleriyle hürriyetlerine kavuşturmuştu.
Modern zamanlarda ise Haçlının köleleştirdiği İslamcıların, başlarında takkeleri, boyunlarında tasma yerine renkli renkli gravatlar dursa da; yüreklerinde Müslümanlara karşı savaş kini, boyunlarında ise gizli haçlar, kasa ve keselerinde faizli krediler ve sıcak paralar bulunuyor.
Müslümanlar, Yüce Allah’ın ve O’nun kutlu elçisi Hz. Peygamber’in evrensel rahmet ölçülerinden uzak düştükleri, istikametten savruldukları nispette köleleştiler.
Allah’ı dinlemez oldular. O’ndan gayrısını, nefislerini, Haçlı şeflerini ve papazları adeta ilah edindiler.
O’nun haram dediğini helal saydılar. O’nun düşman dediğini, dost edindiler.
Rasulü’nu duymaz oldular.
Allah’ın dostlarına ve akl-ı selim mü’minlere kulak asmaz oldular.
Amerika ilahları oldu.
Avrupa İlahları oldu.
Haçlı ilahları oldu.
Nakarat halinde, her sözlerinin akabinde, Amerikasız, Avrupasız olmaz, diyorlar.
Beş paraya, basit dünyalığa, üç-beş gün kurulacakları koltuğa istikametten saptılar. Modern köle oldular.
Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Libya’da, Mısır’da, Sudan’da, Tunus’ta… vs masum ve mağdur Müslümanların canlarına mallarına kast etmek dahil, Haçlı efendilerinin emir ve talimatlarını yerine getirmeye can atıyorlar. Vahşi batı ve işgalci Amerika’nın yüreği yitik köleleri oldular.
Sadece Haçlı şeflerini değil, nefislerini de ilah edinip Müslümanların üzerine çullamaktan zevk alır hale geldiler.
“Hevâ ve hevesini kendisine ilâh edineni gördün mü?
Sen (Rasulüm) ona koruyucu olabilir misin?
Yoksa çoklarının söz dinlediklerini veya akl ettiklerini mi sanırsın?
Hayır, onlar hayvanlar gibidir, belki daha da sapık yolludurlar” (Furkan, 43-44 ).
Prof. Dr. Baş, böyle bir dünya zemininde ekonomi tezi, sosyal devlet projeleri ve iman dolu yüreğiyle, Müslümanları ve insanlığı, modern zamanların köleliklerinden kurtarmaya çalışıyor.
Rusya bu gerçeği idrak etti; Meclisine çağırıyor.
Darısı öncelikle Türk milletinin başına…