Karpuz Üretimi: Bereketli topraklar, çözülmeyi bekleyen sorunlar
Türkiye, dünya karpuz üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada yer alıyor ve yıllık yaklaşık 3.5 milyon ton karpuz üretimiyle global talebin %10’unu karşılıyor
30.04.2025 00:09:00
Abdülkadir Gündoğdu
Abdülkadir Gündoğdu





Türkiye, dünya karpuz üretiminde Çin'den sonra ikinci sırada yer alıyor ve yıllık yaklaşık 3.5 milyon ton karpuz üretimiyle global talebin %10'unu karşılıyor.
Özellikle Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde yoğunlaşan karpuz üretimi, ekonomik açıdan önemli bir gelir kaynağı.
Ancak, üreticiler artan maliyetler, düşük fiyatlar ve ithalat gibi sorunlarla mücadele ediyor. İşte Türkiye'de karpuz üretiminin mevcut durumu ve karşılaşılan zorluklara dair bir haber:
Karpuz Üretiminde Türkiye'nin Gücü
Türkiye, iklim ve toprak yapısı sayesinde karpuz yetiştiriciliğinde avantajlı bir konuma sahip. Diyarbakır, karpuzun anavatanı olarak biliniyor ve büyük, tatlı meyveleriyle öne çıkıyor.
Adana, toplam üretimin yaklaşık %25'ini sağlayarak lider konumda. Çukurova Bölgesi, örtü altı yetiştiricilikle erken hasat imkânı sunarken, Serik'te 2025 için 37 bin ton üretim bekleniyor. Çankırı, Ankara ve diğer İç Anadolu illeri de önemli üretim merkezleri arasında.
Karpuz, sıcak ve ılıman iklimlerde yetişiyor; toprak sıcaklığının 12°C üzerinde olması ve don riskinin bulunmaması gerekiyor. Kumlutınlı, iyi drenajlı topraklar ideal. Sulama, gübreleme ve budama gibi uygulamalar, verim ve kaliteyi doğrudan etkiliyor. Çiftçiler, aşılı fideler ve modern sulama sistemleri kullanarak üretimi artırmaya çalışıyor.
Üreticilerin Karşılaştığı Sorunlar
Türkiye'nin karpuz üretiminde lider konumda olmasına rağmen, çiftçiler ciddi sorunlarla boğuşuyor:
Yüksek Üretim Maliyetleri ve Düşük Fiyatlar

Girdi maliyetlerindeki artış, karpuz üreticilerini zorluyor. Mazot, gübre, tohum, sulama ve işçilik giderleri, dönüm başına 20-30 bin TL'ye ulaşıyor. Ancak tüccarların sunduğu fiyatlar, çoğu zaman bu maliyetleri karşılamıyor.
Alıcı Bulamama ve Ürün İsrafı
2024'te birçok bölgede karpuzlar tarlada kaldı. Örneğin, bir üretici 50 dönüm karpuz ektiğini, ancak alıcı bulamadığını ve ürünlerin çürüdüğünü belirtti. Bu durum, çiftçilerin tarlaları sürmek zorunda kalmasına yol açıyor.
Hastalıklar ve İklim Zorlukları
Karpuz, nemli ortamlarda hastalıklara yatkın. Antraknoz ve külleme gibi fungal hastalıklar, özellikle nem oranı yüksek bölgelerde verimi düşürüyor. Ayrıca, iklim değişikliği kaynaklı kuraklık ve düzensiz yağışlar, sulama maliyetlerini artırıyor. Patates üretiminde görülen hastalıklar, karpuz tarlalarını da etkiliyor.
Çiftçi Sayısındaki Azalma
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'na (TEPAV) göre, çiftçi sayısı son yıllarda %13,2 azaldı. Yüksek maliyetler, düşük kâr marjları ve desteklerin yetersizliği, çiftçileri tarımdan uzaklaştırıyor. Bu durum, uzun vadede karpuz üretimini tehdit edebilir.
Çözüm Önerileri ve Umutlu Adımlar
Çiftçiler, sorunların çözümü için şu önerileri dile getiriyor:
Desteklerin Artırılması: Girdi maliyetlerini düşürmek için mazot, gübre ve tohum destekleri artırılmalı. Tarım ve Orman Bakanlığı'na bu konuda talepler iletiliyor.
İthalat Kontrolü: Yerli üretim varken ithalatın kısıtlanması, çiftçilerin piyasada tutunmasını sağlayabilir.
Pazarlama ve Kooperatifçilik: Ürünlerin doğrudan tüketiciye ulaştırılacağı kooperatif modelleri, aracıların düşük fiyat dayatmasını önleyebilir.
Modern Tarım Teknikleri: Pulluksuz tarım gibi onarıcı tarım yöntemleri, toprak verimliliğini artırarak maliyetleri düşürebilir. Konya Sarayönü'nde pulluksuz tarımın başarıları umut veriyor.
Gıda Güvenliği ve Denetim: İhraç edilen ürünlerin tarım zehirleri nedeniyle geri dönmesi, denetimlerin artırılması gerektiğini gösteriyor.
2025 Sezonunda Beklentiler
Çukurova'da karpuz hasadı Mayıs'ta başlıyor ve üreticiler bu sezondan umutlu. Serik'teki 37 bin tonluk üretim hedefi, bölge ekonomisine katkı sağlayacak. Ancak, çiftçilerin sesine kulak verilmesi ve yapısal sorunların çözülmesi gerekiyor. Aksi takdirde, tarlada çürüyen karpuzlar ve zarar eden üreticiler, Türkiye'nin tarımsal potansiyelini gölgeleyebilir.
Sonuç: Türkiye, karpuz üretiminde dünya liderlerinden biri olsa da, çiftçilerin karşılaştığı ekonomik ve yapısal sorunlar acil çözüm bekliyor. Yerli üretimi destekleyen politikalar, modern tarım teknikleri ve adil bir pazarlama sistemi, bu bereketli sektörün geleceğini güçlendirebilir.
Özellikle Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, Ege ve Marmara bölgelerinde yoğunlaşan karpuz üretimi, ekonomik açıdan önemli bir gelir kaynağı.
Ancak, üreticiler artan maliyetler, düşük fiyatlar ve ithalat gibi sorunlarla mücadele ediyor. İşte Türkiye'de karpuz üretiminin mevcut durumu ve karşılaşılan zorluklara dair bir haber:
Karpuz Üretiminde Türkiye'nin Gücü
Türkiye, iklim ve toprak yapısı sayesinde karpuz yetiştiriciliğinde avantajlı bir konuma sahip. Diyarbakır, karpuzun anavatanı olarak biliniyor ve büyük, tatlı meyveleriyle öne çıkıyor.
Adana, toplam üretimin yaklaşık %25'ini sağlayarak lider konumda. Çukurova Bölgesi, örtü altı yetiştiricilikle erken hasat imkânı sunarken, Serik'te 2025 için 37 bin ton üretim bekleniyor. Çankırı, Ankara ve diğer İç Anadolu illeri de önemli üretim merkezleri arasında.
Karpuz, sıcak ve ılıman iklimlerde yetişiyor; toprak sıcaklığının 12°C üzerinde olması ve don riskinin bulunmaması gerekiyor. Kumlutınlı, iyi drenajlı topraklar ideal. Sulama, gübreleme ve budama gibi uygulamalar, verim ve kaliteyi doğrudan etkiliyor. Çiftçiler, aşılı fideler ve modern sulama sistemleri kullanarak üretimi artırmaya çalışıyor.
Üreticilerin Karşılaştığı Sorunlar
Türkiye'nin karpuz üretiminde lider konumda olmasına rağmen, çiftçiler ciddi sorunlarla boğuşuyor:
Yüksek Üretim Maliyetleri ve Düşük Fiyatlar

Girdi maliyetlerindeki artış, karpuz üreticilerini zorluyor. Mazot, gübre, tohum, sulama ve işçilik giderleri, dönüm başına 20-30 bin TL'ye ulaşıyor. Ancak tüccarların sunduğu fiyatlar, çoğu zaman bu maliyetleri karşılamıyor.
Alıcı Bulamama ve Ürün İsrafı
2024'te birçok bölgede karpuzlar tarlada kaldı. Örneğin, bir üretici 50 dönüm karpuz ektiğini, ancak alıcı bulamadığını ve ürünlerin çürüdüğünü belirtti. Bu durum, çiftçilerin tarlaları sürmek zorunda kalmasına yol açıyor.
Hastalıklar ve İklim Zorlukları
Karpuz, nemli ortamlarda hastalıklara yatkın. Antraknoz ve külleme gibi fungal hastalıklar, özellikle nem oranı yüksek bölgelerde verimi düşürüyor. Ayrıca, iklim değişikliği kaynaklı kuraklık ve düzensiz yağışlar, sulama maliyetlerini artırıyor. Patates üretiminde görülen hastalıklar, karpuz tarlalarını da etkiliyor.
Çiftçi Sayısındaki Azalma
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'na (TEPAV) göre, çiftçi sayısı son yıllarda %13,2 azaldı. Yüksek maliyetler, düşük kâr marjları ve desteklerin yetersizliği, çiftçileri tarımdan uzaklaştırıyor. Bu durum, uzun vadede karpuz üretimini tehdit edebilir.
Çözüm Önerileri ve Umutlu Adımlar
Çiftçiler, sorunların çözümü için şu önerileri dile getiriyor:
Desteklerin Artırılması: Girdi maliyetlerini düşürmek için mazot, gübre ve tohum destekleri artırılmalı. Tarım ve Orman Bakanlığı'na bu konuda talepler iletiliyor.
İthalat Kontrolü: Yerli üretim varken ithalatın kısıtlanması, çiftçilerin piyasada tutunmasını sağlayabilir.
Pazarlama ve Kooperatifçilik: Ürünlerin doğrudan tüketiciye ulaştırılacağı kooperatif modelleri, aracıların düşük fiyat dayatmasını önleyebilir.
Modern Tarım Teknikleri: Pulluksuz tarım gibi onarıcı tarım yöntemleri, toprak verimliliğini artırarak maliyetleri düşürebilir. Konya Sarayönü'nde pulluksuz tarımın başarıları umut veriyor.
Gıda Güvenliği ve Denetim: İhraç edilen ürünlerin tarım zehirleri nedeniyle geri dönmesi, denetimlerin artırılması gerektiğini gösteriyor.
2025 Sezonunda Beklentiler
Çukurova'da karpuz hasadı Mayıs'ta başlıyor ve üreticiler bu sezondan umutlu. Serik'teki 37 bin tonluk üretim hedefi, bölge ekonomisine katkı sağlayacak. Ancak, çiftçilerin sesine kulak verilmesi ve yapısal sorunların çözülmesi gerekiyor. Aksi takdirde, tarlada çürüyen karpuzlar ve zarar eden üreticiler, Türkiye'nin tarımsal potansiyelini gölgeleyebilir.
Sonuç: Türkiye, karpuz üretiminde dünya liderlerinden biri olsa da, çiftçilerin karşılaştığı ekonomik ve yapısal sorunlar acil çözüm bekliyor. Yerli üretimi destekleyen politikalar, modern tarım teknikleri ve adil bir pazarlama sistemi, bu bereketli sektörün geleceğini güçlendirebilir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.