Millet açken tok yatan, kendisi için istediğini millet için istemeyen, kendisine yapılmasını istemediği şeyi başkalarına yapılmasına rıza gösteren, söylediğini yapmayan, yapmadığını söyleyen tek parti iktidarı asgari ücreti, 'açlık sınırı' altında takdir etti. Emekliye 1 lirayı bile çok görerek maaşı 14 bin 469 lira olarak açıkladılar.
Vatandaşa para vermeyen iktidar, yandaşa muslukları açtıkça açıyor. İşte biri iki örnek;
Kuzey Marmara Otoyolu'na 208 milyon 50 bin olarak verdikleri araç garantisini 136 milyon 736 bin 665 arttırarak 344 milyon 786 bin 665 olarak yeniden belirlediler.
Bu otoyolu malum Kalyon, Kolin, Cengiz ve Limak şirketleri yaptı, işletiyor.
Türkiye'de yaklaşık 24 milyon araç var. 344 milyon araca nasıl ulaşılacak? Demek ki otoyolu yaptıranlar paralel olarak da hazineye otoban yaptırmışlar.
Şimdi Osmangazi köprüsü gündemde. Garanti edilen araç sayısından 5 milyon daha fazla araç geçmesine rağmen yandaş şirkete güncel kur ile 20 Milyar Lira para aktarıldığını CHP Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz belgeleriyle ortaya koydu. AKP'de cevap olarak son zamları koydu.
Motosiklet ile bu köprüden geçmek için tamı tamına 555 TL ödüyorsun. Kim, kimden geçiyor, karar sizin!
Mehmet Cengiz, ülke gündeminden düşmüyor. Hakkında bin bir iddia var. Bu iddialara Mehmet Cengiz 'kıç' ile cevap veriyor ama Sayın Erdoğan'ın iktidarı tek kelime etmediği gibi hortum boyutlarını da genişletiyor.
Medyaya yansıyan haberlere göre Cengiz Holding'in MERAM, Çamlıbel, Boğaziçi ve Akdeniz şirketlerine 'genel aydınlatma ödemesi' olarak ekim ayında 690,1 milyon TL ödendi. Bunun 568,8 milyon lirasını Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yaptı. Kasım, aralık ve ocak aylarını siz hesaplayın!
Yani yandaşlık, adam kayırma, devletin, milletin, yetimin malını, hakkını peşkeş çekme devir arttırarak devam ediyor.
Nasıl mı? Borçlanarak.
İyi (!) bir ekonomistin yönettiği ülkemiz, Uluslararası Borç Raporu'na göre 2024'ün ilk yarısı itibarıyla Türkiye'nin brüt dış borcu 512 milyar dolar.
Yani Türkiye, Dünya Bankası'nın listelediği 120 ülke arasında en borçlu 5. oldu.
Sayın Erdoğan'ın üç harfli marketlere karşı açtırdığı tarım kredi marketleri fahiş fiyatları yanında yolsuzluklar ile de gündemde.
Özel vakıflarda, dernekler yolsuzluklarla çalkalanıyor. Yöneticileri firar ediyor. Ne garip tesadüf ki, firari isimlerin tamamı AKP'nin ağır toplarıyla yakın ilişkili.
Sınavları derece ile kazanıp atanamayan gençlerimizin intiharları da devam ediyor.
Aile içi şiddet, kadın cinayetleri, toplumsal cinnet vakaları aynen devam ediyor.
Başta uyuşturucu olmak üzere her türlü kaçakçılık aynen devam ediyor.
Terör artık şehirde. Sokaklar, mahalleler mafya ve çetelerin elinde. Günden en az 10 cinayet işleniyor.
Ama iktidar ve ufak ortağı, 'terörsüz Türkiye 'için bebek katilinden yardım istiyor.
Gerçekten terörü bitirmek mi istiyorlar?
Eğer böyle bir dertleri olsaydı 'önce insan' derlerdi. İnsana doğuştan gelen hakları ile kazanılmış haklarını verirlerdi.
Eğitimde fırsat eşitliği sağlar, sağlıkta, 'paran kadar hizmet' mantığını devreye koymazlardı.
Özellikle doğu illerimizde ve de tüm Türkiye'de toprağı olmayan toprak, hayvanı olmayan hayvan, iş kurmak isteyene faizsiz krediler verip, bölgenin ve ülkemizin zenginliklerini devlet-millet ortaklığı ile ekonomiye kazandırıp, insanımızın maddi özgürlüğünü sağlayarak, insanımızı aşiretlerin, din tüccarı tarikatların, emperyalistlere hizmet eden ideolojilerin kulu, kölesi olmaktan kurtarıp, devletin vatandaşı yaparlardı.
Sadece doğu illerimizde yaşayan vatandaşlarımız için değil tüm milletimiz için hiç bir şey yapmadılar.
Efendim! Yollar, köprüler, devasa hastaneler, saraylar, binalar, statlar vs. yaptılar daha doğrusu senden, benden aldıkları paralar ile yaptırdılar.
Bu işler betona, asfalta yatırım ile olsaydı bugün bebek katiline hürmet göstermezlerdi.
Önce insan demediler
Ne demek istediğimi insanı' gönül' olarak tarif eden Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocam şöyle dile getiriyordu;
"Öyle ki başa geçenler, kurumları düzeltmek istese de, hak ve hukuk dağıtmak gayesinde olsa da asıl problemi halledemedikleri için başarılı olamıyorlar.
Her zaman ifade ediyoruz. Önce insan meselesi çözülmelidir. İnsan, 'Hak adına ve kendi yararına' kazanılmadıktan sonra hangi kanunu, nizamı getirseniz, hangi düzenlemeyi yapsanız da işe yaramayacaktır…"
Yaramadığını hep birlikte görüyoruz. Ama iktidar ve ufak ortağı kör olmuş ki, hala anayasayı değiştirmek için bin bir taklalar atıyor.
İmralı canisinin, ülke gündemine sokulmasının asıl sebebi de budur zaten.
- Soykırımda ikinci safha ve Suriye / 17.01.2025
- Bu ülkeyi fırsatçılar mı yönetiyor? / 16.01.2025
- Sürecin adı belli değil ama sahibi belli / 15.01.2025
- Emeklileri hallettiler sıra ailede / 13.01.2025
- ‘Duanız olmasa Rabbim, size ne diye değer versin?’ / 12.01.2025
- Talan edilmiş Anadolu’dan tam bağımsız Türkiye’ye / 11.01.2025
- Devlet Bahçeli’nin bebek katiline ilgisi yeni değilmiş / 10.01.2025
- Papa, Öcalan sürecine dahil olacak mı? / 09.01.2025
- İktidarın hedefi: ‘Herkes sussun’ / 08.01.2025