Türkiye'de sanayinin rotası bozuk
TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, İstanbulda'da düzenlenen etkinlikte, Türkiye'de uzun yıllar boyu düşük finansmanla dönen bir sistemin, verimlilik, katma değer konularından uzaklaşmış bir reel kesimin mevcut olduğuna işaret ederek, "Bu da ülkemizin rekabet gücünü tamamen azaltmış durumda" dedi.
17.01.2025 21:21:00
AHMET TURAN YİĞİT
AHMET TURAN YİĞİT
TÜSİAD ve Koç Üniversitesi ortaklığı ile oluşturulan Ekonomik Araştırma Forumu (EAF), 17 Ocak'ta İstanbul'da "2025 Yılında Türkiye Ekonomisi" başlıklı hibrit (fiziki katılım ve online) bir seminer düzenledi. Hande Demirel'in moderatörlüğünde gerçekleşen "2025 Yılında Türkiye Ekonomisi" panelinde TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara ve Emekli Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız konuşmacı olarak yer aldı.
Konuşmasına 2024'ün enflasyonla mücadelede aşama kaydedilen bir yıl olduğu halde enflasyondaki düşüşün yavaş olduğunu ifade ederek başlayan TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç şunları söyledi: "Sadece para politikası üzerine oturan bir programdan ziyade çok daha kapsamlı, uzun soluklu ve içinde reform adımları barındıran bir yapılanmaya ihtiyacımız var. Enflasyonla mücadelenin maliyetli olduğunu zaten biliyorduk. Özellikle reel kesim bilançolarında belirgin baskı görüyoruz. Elbette uzun yıllar boyu düşük finansmanla dönen bir sistem ve verimlilik, katma değer konularından uzaklaşmış bir reel kesim mevcut. Bu da ülkemizin rekabet gücünü tamamen azaltmış durumda. TÜSİAD olarak bu konu üzerine bir süredir çalışıyoruz. Her ne kadar reel kesim kur ve faiz tartışsa da aslında maliyet yapısını topyekûn ele alan, küresel piyasalarda rekabet gücümüzü ölçen bir bilimsel çalışmaya, endekse ihtiyaç vardı. Mart ayıyla beraber TÜSİAD Rekabet Gücü Endeksi'ni yayınlamaya başlıyoruz. Umuyorum ki hem politika önerileri açısındanhem de süreci doğru analiz edebilmede veri sağlama açısından önemli bir açığı kapatıyor olacağız."
Vatandaş enflasyonda çarşı pazara bakıyor
Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp ise şu değerlendirmelerde bulundu: "2024 yılında Koç Üniversitesi bünyesinde yapmaya başladığımız hane halkı enflasyon beklenti anketi, enflasyonun ineceğine hane halkının pek ikna olmadığını gösteriyor. Veriyi incelediğimizde enflasyon beklentilerini oluşturan temel faktörün kişisel tecrübeler, yani çarşı pazarda takip edilen fiyatlardaki artışlar olduğunu gözlemliyoruz. Buradan yola çıkarak enflasyon beklentilerini düşürmenin temel şartının enflasyonu düşürmek olduğunu görüyoruz.
Kişisel tecrübeler enflasyon beklentilerine bir baz oluştururken siyasi tercihlerle ve takip edilen medya kanalları da bu beklentileri etkiliyor. Siyasi tercihini iktidar yanlısı kullanan katılımcıların ileriye yönelik enflasyon beklentileri daha düşük olmakla birlikte, bu grubun beklentileri bile yüzde 70 alt sınırının çok altına düşmüyor."
Enflasyonu düşürmede başarı sınırlı
Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Kara uygulanan ekonomi politikalarının bir ödemeler dengesi krizi riskini önemli ölçüde azalttığını ancak enflasyonla mücadelede yeterince başarılı olamadığını kaydetti. Hakan Kara sözlerine şöyle devam etti: "Bunun en temel nedenleri parasal sıkılaştırmaya geç başlanması ve bütçe harcamalarının kısılamaması. 2025 yılında da maliye politikasında önemli bir sıkılaşma beklenmiyor. Yönetilen fiyat artışları da muhtemelen enflasyon hedefinin üzerinde gerçekleşecek. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde enflasyon düşmeye devam etse de iyileşme resmi tahminlerden daha sınırlı olacak gibi görünüyor."
Bütçe faize gidiyor
Emekli Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız ise enflasyonla mücadelenin önemli araçlarından birinin de kamu harcamalarını kısıtlamak olduğunu belirterek şunları ifade etti: "Ancak yapısal değişikliklere gidilmediği sürece, bütçede harcamaları hızlıca ayarlayabilecek esneklik bulunmuyor. 2024'te bütçe disiplini bir miktar sağlanmış gibi gözüküyor ancak kamu borç stoku sebebiyle faiz yükü yüksek. Bundan sonraki süreçte faiz ödemeleri, bütçe açığı incelenirken daha da önemli hale gelecek."