Bugünkü süreci daha önce hem de DEM'siz yaşamışız meğer. Devlet Bahçeli'nin iktidar ortağı olduğu yıllarda bebek katilini, İmralı'dan F tipi cezaevine çıkarma girişimini Merhum Muhsin Yazıcı'dan öğrendik.
Sayın Erdoğan'ın 2003, 2006 ve 2013 yıllarından bebek katili ve yöneticilerinin etkin pişmanlık yasasından yararlanmaları için girişimlerde bulunduğunu, kanun teklifleri hazırladığını Mansur Yavaş'ın ortaya koyduğu belgelerde gördük.
Bizzat Erdoğan ve Bahçeli'nin 'PKK ile bağlantılı, örgüt üyesi, siyasi ve parasal destek sağlayan, örgüt propagandası' cümlelerinin muhatapları şimdi Meclis koridorlarında barış güvencini gibi dolaşıyor, hürmet görüyor!
Diğer ifade ile 'Bu ülkede, Kürt sorunu, yoktur' diyenler ile 'Kürt sorunu, vardır' diyenler şimdi 'bebek katili' paydasında sorun çözecekmiş!
Bu ülkede 'Kürt sorunu' yoktur. Emperyalistlerin uşaklığını yapan Kürtçüler vardır.
DEM'li eş başkan, 'bebek katili' üzerinden, 'isteklerimiz yerine gelmezse her yer Gazze olur' derken TBMM koridorlarından kapı kapı dolaşan üçlüden S. S. Önder, 'Şu an çözersek iki tarafla çözeceğiz. Eğer bu fırsatı da kaçırırsak 72 taraf bu işe müdahil olacak' sözleriyle bu devleti, bu milleti tehdit ediyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Diyarbakır'da: "Kürt ile Türk'ün arasına ayrımcılık sokan hem Kürt'ün düşmanıdır hem Türk'ün düşmanıdır, en çok da Müslümanın düşmanıdır' sözlerine, 'artık eski Türkiye yok' eklentisi koyuyor.
Haklı! Eski Türkiye'yi, kimse tehdit edemezdi.
Sürecin adı belli değil ama sahibi belli.
Bugün yaşanılanları ve sürecin sahibini, BTP'nin Ebedi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş 2015 yılında şu cümlelerle özetliyordu;
"Yapılacak olan iş, net! Amerika'nın kafası. Ak Parti, Milliyetçi Hareket Partisi… İşte onları beraber yapacak.
Türkiye'yi bölmek senaryosu hayata geçtiğinde el altından üç parti; HADEP, Milliyetçi Hareket Partisi ve Ak Parti bir olup Türkiye'yi bölecekler.
Cumhuriyet Halk Partisi de göstermelik muhalefet yapacak. Tiyatro bu. Ben işin hepsini biliyorum. Yani benim malumum.
Ama millet; ecnebi kafasıyla hareket edenlere 'evet' dedi. Milli olan, dini olan insanların arkasına gitmedi. Ecnebilerin peşine gitti. Bakalım kim yanıldı? Bakalım kim batacak? Bakalım kim çıkacak? Bakalım kimin dediği doğru olacak? Göreceğiz. Ben hodri meydan diyorum."
Haydar Baş Hocamız yine haklı çıktı. Evet, görünüşte bu son süreç Devlet Bahçeli'nin çağrısıyla başladı gibi görünüyor. Ama bu süreç ta Lozan görüşmelerinde masaya konulmuş, 10 yıl öncede sürecin piyonları, Haydar Hocamız tarafından açıklanmıştı.
Lozan görüşlerinde, Kürtleri azınlık olarak kabul ettirmek isteyen emperyalistlere, Merhum Atatürk özetle; 'Bu topraklarda yaşayan ve Müslüman olan herkes kardeştir, bir millettir. O milletin adı da, Türki Milletidir' cevabıyla noktayı koymuştu.
Atatürk'ün bu imanı cevabı ile 'Kürt' kartını ceplerine koyanlar şimdi o kartı yeniden masaya koydular. Hem de çok milliyetçiler, çok dinciler eliyle.
Devlet aklı!
Babasının adeta gölgesi olan, adımlarını izleyen BTP lideri Hüseyin Baş, bugünlerde dillerden düşmeyen 'devlet aklı' tabirini ısrarla, 'devlet aklı, dedikleri şey ABD'nin aklıdır, İngiliz'in aklıdır' şeklinde ifade ediyor.
Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanı Sayın Erdoğan ise, 'emperyalistlerin oyununu bozacağız' diyor.
Hüseyin Baş ise "Burada hedef ne? Buradaki hedef etnik bir kimlik de değil. Buradaki hedef ne Türk, ne Kürt, ne Laz, ne Çerkes, ne Arap, ne başka bir şey.
Hedef Anadolu coğrafyasında, Misak-ı Milli sınırları içerisinde bu topraklara sahip olan, yeraltındaki zenginliğine sahip olan, yerüstündeki tarımına sahip olan, bu insan dokusuna sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Burada bu devletin olmasını istemeyen bazı unsurlar geliyorlar bizim devamlı kafamızı karıştırıyorlar. Asıl mesele bu!
Mesele bizim tarihimiz, medeniyetimiz, kültürümüz, fikrimiz, tarihte başardıklarımız, mesele Anadolu gibi doygun ve zengin bir coğrafyaya sahip olmamız.
Şimdi göz diktikleri yer Anadolu coğrafyası. Bunu onlara, biz yedirir miyiz; hayır yedirmeyiz, asla yedirmeyiz" diyor.
Bugün nasıl ki üzülerek (!) 'keşke Haydar Hoca'yı dinleseydik, haklıymış' diyorsak yarın Hüseyin Baş'ta haklıymış' demek için bu oyunu laf ile tam bağımsız Türkiye ideali olanlar ile çözmemiz şarttır.
- Emeklileri hallettiler sıra ailede / 13.01.2025
- ‘Duanız olmasa Rabbim, size ne diye değer versin?’ / 12.01.2025
- Talan edilmiş Anadolu’dan tam bağımsız Türkiye’ye / 11.01.2025
- Devlet Bahçeli’nin bebek katiline ilgisi yeni değilmiş / 10.01.2025
- Papa, Öcalan sürecine dahil olacak mı? / 09.01.2025
- İktidarın hedefi: ‘Herkes sussun’ / 08.01.2025
- Soru sırası bizde: Bu ülkeyi bu hale kim getirdi? / 06.01.2025
- Zalimin zulmü varsa bizim de duamız var / 05.01.2025
- Sayın Savcım! Yoksa adalet, kadıya göre mi? / 04.01.2025