Galatasaray bu sezon ilk kez deplasmanda puan kaybetti. Maç 1-1 berabere bitti.
Maçta yazılacak çok şey var. Önce şöyle 32. dakikaya gidebiliriz.
Bu dakikada sanırım Kilama ceza sahasında net bir şekilde topla eli ile oynadı. Bu maçta VAR hakemi Belçikalı bir yabancı hakemdi.
Hadi hakem görmedi diyelim. Hakem görmediğine göre VAR'ın elinde net bir görüntü yok muydu ki hakemi monitöre çağırmadı.
Bakın bu verilmeyen net penaltı ile lig manipüle mi ediliyor diye insanlar sorar? İnsanlar yeteri kadar kuşkucu.
Bu hata insana bunu düşündürüyor işin açıkçası. Neler oluyor insanın anlaması mümkün değil.
Ne yapılsa bir şüphe var ve buna çözüm yok.
Maça gelirsek. Maçın ilk yarısı seyredenlere yeterli zevki ve heyecanı vermemiş olması muhakkak.
İlk yarı genelinde düşük tempo ve nispeten Galatasaray hakimiyetinde geçti.
Şimdi geçen hafta Sara'nın yerinde oynayan daha doğrusu oynayamayan Kerem Demirbay yerine bu hafta Berken Kutlu kadrodaydı.
Ne var ki Galatasaray Gabriel Sara'yı çok arıyor. Berkan Kutlu Hatayspor karşısında döküldü.
Maçın hemen başlarında bir iki pozisyon ileri çıkıp arkadaşları ile oyun kurdu ama hepsi o.
Bunun devamı gelmediği gibi öyle anlar vardı ki Berkan oyunun içinde mi değil mi belli değildi.
Mesela 41'de bir aksiyonda ikinci bölgede boş boş dolanırken 15-20 metre ötesinde Hataylı oyuncu topu ileri taşıyordu.
Yani Berkan'ın kötü futbolu ile ilk yarı orta sahada topu tutamayan Galatasaray kalesinde golü de gördü.
Oyun Galatasaray'a meyletse de birkaç cılız hücumdan Hatayspor golü buldu.
İyi başlayanlardan biri de Yunus idi. Benim yakaladığım 9, 15 ve 44 inisiyatif alarak hücum organize etti.
Fakat şu söylenebilir 15-44 arası o da sahada yoktu.
Düşük tempo, Berkan'nın kötü futbolu, 32'de izahı mümkün olmayan ve her türlü şüpheyi uyandıran verilmemiş bir penaltı ilk yarının hikayesini anlatır.
İkinci yarı bambaşka bir Galatasaray vardı.
Bakın Galatasaray çok yüksek tempolu bir takım değil.
Mertens ve Sara gibi oyuncular çok hızlı oyuncular değil.
Fakat sıkışınca Hatay karşısında muazzam bir tempo yapan Galatasaray yüksek tempoya rağmen iyi bir futbol da oynadı.
Bu devrede öne çıkan olgu Barış Alper Yılmaz'ın bir türlü atamadığı goldü.
Kaç pozisyonda top ayağına oturmadı ben sayamadım.
Fakat kaçan bu goller Galatasaray'ı bir galibiyetten etti.
Mesela bir örnek 61'de Barış bomboş Kerem Demirbay'ı görmedi. Anlamsız şut ile pozisyonu harcadı.
Fakat 52'de Barış, Mertens'e çok iyi bir pas verdi. Mertens bu sefer bir şut ile hücumu golle sonlandıramadı.
65'te de Barış artık at dedirtecek bir pozisyonu kaçırdı.
Bu yarıda futbol adına böyle yüksek bir tempoda nasıl oynanacağını gösteren bir oyuncu da vardı. O da Victor Osimhen idi.
Dar alanda oynayabilme kabiliyeti dışında birçok aksiyonda hücumları başlatan pasları verdi ve organizasyonlar yaptı.
Osimhen'in önemli futbolculuğu bu yüksek tempoda ortaya çıktı.
Fakat onun çabası da yeterli olmadı. O bile 65'te bir pozisyonda kafa vuruşunu kaleciye nişanladı.
81. dakikada Barış'ın atmadığı bir şut var. Artık şut lazım. Fakat Barış tercih hatası yapıp Yunus'a pas verdi.
Yunus da pozisyon alamadığı için top gerisine düştü.
79'da Barış çok büyük dikkatsizlik yaptı. Ayağının ucu ile ofsaytta idi.
Profesyonel bir futbolcunun bu pozisyonda kendini ofsayttan sakınması gerekmez miydi?
Bütün bu hatalar son anlarda Hatay'ın direncini arttırdı. 75-80'den sonra Hatayspor kendi lehine olacak şekilde tempoyu bile düşürdü.
Son on dakikada top bir bu kalede bir o kaldeydi.
90+3'te ise Kerem Demirbay birinci bölgede ayağındaki topu Hataylı rakibine kaptırdı. Hücum kornerle sonuçlandı.
Bakın şimdi çekişmeli bir şampiyonluk yarışı içindesiniz ve maçın bitmesine birkaç dakika kalmış.
Ayağındaki topu kaptırarak ne yapıyorsun. Böyle dikkatsizlik olur mu?
Bakın bu puan kaybı önemli. Fenerbahçe kazanırsa puan farkı azalacak. Üstelik Konya karşısındaki Fenerbahçe derli toplu bir felsefe ile oynayan görüntü vermişti.
Fenerbahçe'nin yükselişi ile bu puan kaybı bir arada giderse lig başka bir hâl alabilir.
Bakalım izleyip göreceğiz.
Maçta yazılacak çok şey var. Önce şöyle 32. dakikaya gidebiliriz.
Bu dakikada sanırım Kilama ceza sahasında net bir şekilde topla eli ile oynadı. Bu maçta VAR hakemi Belçikalı bir yabancı hakemdi.
Hadi hakem görmedi diyelim. Hakem görmediğine göre VAR'ın elinde net bir görüntü yok muydu ki hakemi monitöre çağırmadı.
Bakın bu verilmeyen net penaltı ile lig manipüle mi ediliyor diye insanlar sorar? İnsanlar yeteri kadar kuşkucu.
Bu hata insana bunu düşündürüyor işin açıkçası. Neler oluyor insanın anlaması mümkün değil.
Ne yapılsa bir şüphe var ve buna çözüm yok.
Maça gelirsek. Maçın ilk yarısı seyredenlere yeterli zevki ve heyecanı vermemiş olması muhakkak.
İlk yarı genelinde düşük tempo ve nispeten Galatasaray hakimiyetinde geçti.
Şimdi geçen hafta Sara'nın yerinde oynayan daha doğrusu oynayamayan Kerem Demirbay yerine bu hafta Berken Kutlu kadrodaydı.
Ne var ki Galatasaray Gabriel Sara'yı çok arıyor. Berkan Kutlu Hatayspor karşısında döküldü.
Maçın hemen başlarında bir iki pozisyon ileri çıkıp arkadaşları ile oyun kurdu ama hepsi o.
Bunun devamı gelmediği gibi öyle anlar vardı ki Berkan oyunun içinde mi değil mi belli değildi.
Mesela 41'de bir aksiyonda ikinci bölgede boş boş dolanırken 15-20 metre ötesinde Hataylı oyuncu topu ileri taşıyordu.
Yani Berkan'ın kötü futbolu ile ilk yarı orta sahada topu tutamayan Galatasaray kalesinde golü de gördü.
Oyun Galatasaray'a meyletse de birkaç cılız hücumdan Hatayspor golü buldu.
İyi başlayanlardan biri de Yunus idi. Benim yakaladığım 9, 15 ve 44 inisiyatif alarak hücum organize etti.
Fakat şu söylenebilir 15-44 arası o da sahada yoktu.
Düşük tempo, Berkan'nın kötü futbolu, 32'de izahı mümkün olmayan ve her türlü şüpheyi uyandıran verilmemiş bir penaltı ilk yarının hikayesini anlatır.
İkinci yarı bambaşka bir Galatasaray vardı.
Bakın Galatasaray çok yüksek tempolu bir takım değil.
Mertens ve Sara gibi oyuncular çok hızlı oyuncular değil.
Fakat sıkışınca Hatay karşısında muazzam bir tempo yapan Galatasaray yüksek tempoya rağmen iyi bir futbol da oynadı.
Bu devrede öne çıkan olgu Barış Alper Yılmaz'ın bir türlü atamadığı goldü.
Kaç pozisyonda top ayağına oturmadı ben sayamadım.
Fakat kaçan bu goller Galatasaray'ı bir galibiyetten etti.
Mesela bir örnek 61'de Barış bomboş Kerem Demirbay'ı görmedi. Anlamsız şut ile pozisyonu harcadı.
Fakat 52'de Barış, Mertens'e çok iyi bir pas verdi. Mertens bu sefer bir şut ile hücumu golle sonlandıramadı.
65'te de Barış artık at dedirtecek bir pozisyonu kaçırdı.
Bu yarıda futbol adına böyle yüksek bir tempoda nasıl oynanacağını gösteren bir oyuncu da vardı. O da Victor Osimhen idi.
Dar alanda oynayabilme kabiliyeti dışında birçok aksiyonda hücumları başlatan pasları verdi ve organizasyonlar yaptı.
Osimhen'in önemli futbolculuğu bu yüksek tempoda ortaya çıktı.
Fakat onun çabası da yeterli olmadı. O bile 65'te bir pozisyonda kafa vuruşunu kaleciye nişanladı.
81. dakikada Barış'ın atmadığı bir şut var. Artık şut lazım. Fakat Barış tercih hatası yapıp Yunus'a pas verdi.
Yunus da pozisyon alamadığı için top gerisine düştü.
79'da Barış çok büyük dikkatsizlik yaptı. Ayağının ucu ile ofsaytta idi.
Profesyonel bir futbolcunun bu pozisyonda kendini ofsayttan sakınması gerekmez miydi?
Bütün bu hatalar son anlarda Hatay'ın direncini arttırdı. 75-80'den sonra Hatayspor kendi lehine olacak şekilde tempoyu bile düşürdü.
Son on dakikada top bir bu kalede bir o kaldeydi.
90+3'te ise Kerem Demirbay birinci bölgede ayağındaki topu Hataylı rakibine kaptırdı. Hücum kornerle sonuçlandı.
Bakın şimdi çekişmeli bir şampiyonluk yarışı içindesiniz ve maçın bitmesine birkaç dakika kalmış.
Ayağındaki topu kaptırarak ne yapıyorsun. Böyle dikkatsizlik olur mu?
Bakın bu puan kaybı önemli. Fenerbahçe kazanırsa puan farkı azalacak. Üstelik Konya karşısındaki Fenerbahçe derli toplu bir felsefe ile oynayan görüntü vermişti.
Fenerbahçe'nin yükselişi ile bu puan kaybı bir arada giderse lig başka bir hâl alabilir.
Bakalım izleyip göreceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Şampiyonluk hayal değil / 27.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025
- Uğursuz gün / 22.01.2025
- Fenerbahçe'de işler yolunda / 20.01.2025
- Muazzam ikinci yarı / 18.01.2025
- Dağılmadan ve sıkılmadan / 14.01.2025
- Kötü hava kötü futbol / 13.01.2025
- Tatmin etmez / 12.01.2025
- Dermansız Fenerbahçe / 06.01.2025
- Galatasaray çok zorlandı / 26.01.2025
- Mourinho total futbola inanıyor / 24.01.2025
- Uğursuz gün / 22.01.2025
- Fenerbahçe'de işler yolunda / 20.01.2025
- Muazzam ikinci yarı / 18.01.2025
- Dağılmadan ve sıkılmadan / 14.01.2025
- Kötü hava kötü futbol / 13.01.2025
- Tatmin etmez / 12.01.2025
- Dermansız Fenerbahçe / 06.01.2025