Pazar gecesi Meltem TV'nin Sahur Vakti programına konuk olan BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş bey, AKP ve besleme mızıkacıları tarafından "Kürt açılımı" diye vaveyla kopartılan süreç hakkında hayatî önemde açıklamalar yaptı. Prof. Dr. Baş, teşhis, tespit ve ikazlarını I. Körfez müdahalesinden, yani 1991'den bu yana yapıyor. Dün ona kulak asmadılar; bugüne kadar olan oldu, oluyor.Prof. Dr. Baş, şu gerçeklerin altını çizdi, şu çözümleriyle devlet ve milletin akl-ı selim sahiplerine seslendi:Bir topluluğun millet olması kolay değildir. Türk milleti de kolayca "millet" olmamıştır.Asırlardan beri, aynı vatan toprakları üzerinde aynı tarihle, aynı kültürle, aynı medeniyetle, aynı imanla, aynı örfe ve adetle mayalandık, yoğrulduk. Aynı acıları, aynı sevinçleri, aynı sevdaları ve aynı idealleri paylaştık. Berbare ağladık, beraber güldük. Birbirimizle hısım olduk, akraba olduk, kız aldık-kız verdik. Asırlar boyunca devam eden bu mayalanma ve harmanlama ile Laz'ı, Kürd'ü, Türk'ü, Çerkez'i, Arab'ı, Acem'i ile tek bir millet olduk; Türk milleti olduk.Eski Cumhurbaşkanı sayın Süleyman Demirel de, bu noktaya dikkat çekti. AKP hükümeti, açılım gürültüsünden önce, yılların devlet tecrübesini yaşamış bu insanlardan neden akıl almıyor, tecrübelerinden istifade etmiyor? Yanlış yapıyor.Laz'ı, Kürd'ü, Türk'ü, Çerkez'i, Arab'ı, Acem'i ile 72 milyonluk Türk milletini, tek millet kabul ediyor, hepsine Türk vatandaşı olarak tanımlıyor. Hak ve hürriyetlere sahip olmada ve bu hakları yaşamada hiçbir ayrım yapmıyor. Ayrımcılık yapmıyor.Bu bağlamda Kürt kardeşlerimiz de Cumhurbaşkanı oluyor, Başbakan oluyor, Bakan oluyor, vekil oluyor. Ticaret yapıyor. Ziraat yapıyor. Türk milletinin diğer fertleri gibi, Kürt kardeşlerimizin de can, mal, namus ve din ve vicdan emniyetini devletin teminatı altındadır.Anayasal ve yasal hiçbir ayrımcılık ve eşitsizlik yoktur, olamaz da?Her bölgede zaman zaman görüldüğü gibi, Güneydoğu bölgemizde de noksanlıklar ve mağduriyetler elbette yaşanmıştır. Bu mağduriyetler, siyasi iktidarların zaafiyetlerinden ve yanlış icraatlarından kaynaklanmıştır. Burada hesaba çekilmesi gereken siyasi iktidarlardır. AKP'nin yapması gereken, geçmişin yanlış siyasi icraatları sebebiyle, devleti töhmet altında bırakmak ve zaafiyet içinde göstermek değil; bilakis yanlış siyasi icraatlara imza atanları ve böylece devlet ile milletimizin arasına nifak sokmaya çalışanları hesaba çekmek, kulağını çekmektir.Apo ve yandaşları, Kürt kardeşlerimizin temsilcileri ve sözcüleri değildir. Nitekim geçmiş yıllarda güneydoğulu kardeşlerimiz, Apo ve PKK'nın terörist faaliyetlerine onay vermedikleri, destek olmadıkları için köyleri basıldı, mezraları yakıldı, çoluk-çocuk demeden bebekleri bile katledildi. Hatırlarsanız, o dönem Apo'ya "bebek katili" dendi. Vaziyet bu iken, Kürt açılımı vaveylasıyla, Apo'nun ağzıyla konuşmak, Apo ve terör yandaşlarının seslendirdiği şeyleri seslendirerek, onları güneydoğulu kardeşlerimizin sözcüsü pozisyonuna sokmak, onlara yapılabilecek en büyük yanlıştır.Açılım-maçılım adı altında getirilecek Anayasal veya yasal imtiyazlar, Kürt kardeşlerimizi azınlık yapmak olur. Bu çok yanlış bir furyadır. Bu furya, milletimizi, AB'nin seslendirdiği 36 etnik parçaya böler. Çünkü, tolumun diğer kesimleri de, madem ki dağa çıkan imtiyaz elde ediyor, o halde biz de dağa çıkalım da imtiyaz ve yeni haklar elde edelim, derse ne olur?! Millet paramparça olur, devlet gider. Müslüman tabanın problemlerini halledeceğim vaatleriyle iktidara gelen AKP, Apo ve yandaşlarının seslendirdiği açılım nümayişlerinde öncü rol üstlenerek mikro-milliyetçilikte baş çekiyor. Milletimizin, Müslümanlıkta ve takvada yarışmasına, dinimizin temel ölçülerini muhafaza ederek yaşamasına da din milliyetçiliği diyerek karşı çıkıyor. AKP, Türk milletine karşı bu yanlıştan vazgeçmelidir.Milleti bölmek kolaydır, ama "millet olmak" kolay değildir; asırlar ister. Bu yanlış süreçten vazgeçilmelidir. Adı ister açılım olsun, ister paket olsun, ne olursa olsun böyle bir adım, hiç kimseye hayır getirmez. Türk milletini böler, ne devlet kalır, ne millet, ne vatan, ne iman, ne de insanlığımız?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019