Milyonlarca Türk evladını, hazine üstündeki dilenciye çevirmek, açlık ve yoksullukla kıvrandırmak, siyaset olamaz, hizmet hiç olmaz. Buna dense dense zulüm denebilir.
Böyle bir zulümde bizim payımız ve reyimiz nedir?
Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı üzere, 18 milyonluk haneden 12 milyon 210 bini haciz ve icra takibinde ise, bu basit bir vebal midir? Milyonlarca insan, evine-barkına gelen haciz ve icralar sebebiyle şeref, haysiyet ve aklını kaybediyor, yuvası dağılıyor, takat yetmez haller yüzünden kafayı yiyip intihara sürükleniyorsa; bu vaziyete destek verilebilir mi? Bu zulüm değilse; zulüm nedir?!
Üzerinde ezan okunan İslam toprakları BOP ekseninde işgalci Amerika ve Haçlı çizmeleriyle çiğneniyor, bu işgallerde milyonlarca Müslüman can vermiş ve can vermeye devam ediyor, yüz binlerce Müslüman kadının namusu kirletiliyor, Müslüman geçinenler de bu işgale ortakçılık yaptıklarını iftiharla ilan ediyor… Bu, zulmün daniskası değil mi? Böyle bir zulme ortakçı olunabilir mi, böyle bir zulme destek ve rey verilebilir m?
Libya’da, Suriye’de veya bir başka İslam beldesinde Müslümanı Müslümana vurdurtmak için Haçlı seferlerinde baş çeken Papa II. Urban edasıyla isyancıları kışkışlamak, ellerine silah tutuşturup kardeşi kardeşe kırdırtmak, zulmün kendisi değilse, zulüm nedir?
Hiç kimse sizi kandırmasın, bunlar Arş-ı Âla’yı titreten, gökleri çatlatan türden zulümlerdir.
Bunların vebali çok ağırdır.
Dünyada ve ahirette bu zulümlerin ve bunları işleyenlere destek verip ortak olmanın faturası çok ağırdır.
“Zulmedenlere meyletmeyin; aksi halde ateş size dokunur yanarsınız… Sizi kurtaracak kimse de olmaz!” (Hud, 11/113) ilahi ikazı, hayati bir ikazdır.
Kendimizi bile bile ateşe atmayalım…
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin yıllardan beri tüm gayret ve çabası, Türk milletinin böylesi bir ağır vebal altında ezilip yok olmaması içindir. Yeniden insanlığa adalet ve huzur dağıtan bir el olması içindir.
Bu ağır veballerden kurtulmak ve insanlık için yeniden kurtarıcı bir el olmak için, tövbenin ta yürekten, içten, çok samimi, çok güçlü ve Kur’an-ı Kerim’in tabiriyle “nasuh” bir şekilde yapılması gerekmektedir.
Başımızı iki elimiz arasına alarak yapacağımız otokritiğe ve tövbemize katalizör olur ümidiyle, Alemlere rahmet Hz. Muhammed’in (sav) birkaç ikazını hatırlayalım:
“Kim, bir kişinin zalim olduğunu bilerek ona yardım eder, zalim ile birlikte olursa, İslâm’dan dışarı çıkmış olur” (İbn Kesir, Tefsir-i Kebir, c. 5, s. 2098, Mâide, 5/2 ayetin tefsiri, Çağrı Yay. İst. 1984).
“Kim, haksız bir mücadeleye yardım eder, zulme destek çıkarsa, (bundan tevbe edip) vazgeçinceye kadar kesintisiz Allah’ın gazabı altındadır” (İbn Mace, Sünen, Ahkam, b.6, Hds. 2320; Ebu Davud, Sünen, Akdiye, b.14, Hds. 3597-3598).
“Kim, bir zalime destek çıkıp yardım ederse, Allah, o zalimi, ona musallat eder (Suyutî, Camiu’s-Sağir, Hds. 8472, Şerhi, c.3 / 3578, İbn Asakir’den)
“Kim ki, temsil ettiği batıl ile bir hakkı ortadan kaldırmak için bir zalime yardım ederse, Allah ve Rasulü’nün eman ve korumasından mahrum kalır (her tür belaya açık olur)” (Suyutî, Cami’us-Sağır, c. 3, s. 334, Hds. 3580; Taberânî, c. l, s. 239, Hds.155).
Bu Nebevî ikazlar ışığında Hüccetu’l-İslâm İmam Gazâlî’nin (rh.a.) yaptığı önemli tahlil ile noktalayalım:
“Kişi, zalimi sözünde tasdik etmeye, işinde tezkiye ile medh-u senaya kadar vardırırsa, onu tasdik etmek ve yardımcı olmak suçları ile de âsî olur. Zira zalimi tezkiye ve onu övmek, isyanda ona yardım etmektir. Bir yarım kelime ile de olsa, isyana yardım, masiyettir… Şayet, zalimi medh-u sena, sevgi derecesine yükselir ve onun bekasını temenni ve ona mülakata iştiyak derecesine varır ve bunu yalan yaparsa, yalancılık ve münafıklık suçu ile suçlanır. Zira onun hakkı, Allah için ona buğz etmektir. Bu ise, vaciptir” (İmam Gazali, İhyâ, Çev. Ahmed Serdaroğlu, c. 2, s. 357-358, Bedir Yay, İst. 1987).
Türk milleti olarak ağır veballerden ve önümüze konacak fatura ve ilahi cezalardan kurtulmak için Hz. Peygamber’in irşadına, İmam Gazali’nin tahliline ve Prof. Dr. Baş’ın ikazlarına kulak vermek, acilen ayıkmak ve ayıktırmak durumundayız…
Ayıkmaz ve ayıktırmaz isek, “İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak eder misin Allahım!” (A’raf, 155) diye ahlanıp sızlanmak da para etmez!
Böyle bir zulümde bizim payımız ve reyimiz nedir?
Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı üzere, 18 milyonluk haneden 12 milyon 210 bini haciz ve icra takibinde ise, bu basit bir vebal midir? Milyonlarca insan, evine-barkına gelen haciz ve icralar sebebiyle şeref, haysiyet ve aklını kaybediyor, yuvası dağılıyor, takat yetmez haller yüzünden kafayı yiyip intihara sürükleniyorsa; bu vaziyete destek verilebilir mi? Bu zulüm değilse; zulüm nedir?!
Üzerinde ezan okunan İslam toprakları BOP ekseninde işgalci Amerika ve Haçlı çizmeleriyle çiğneniyor, bu işgallerde milyonlarca Müslüman can vermiş ve can vermeye devam ediyor, yüz binlerce Müslüman kadının namusu kirletiliyor, Müslüman geçinenler de bu işgale ortakçılık yaptıklarını iftiharla ilan ediyor… Bu, zulmün daniskası değil mi? Böyle bir zulme ortakçı olunabilir mi, böyle bir zulme destek ve rey verilebilir m?
Libya’da, Suriye’de veya bir başka İslam beldesinde Müslümanı Müslümana vurdurtmak için Haçlı seferlerinde baş çeken Papa II. Urban edasıyla isyancıları kışkışlamak, ellerine silah tutuşturup kardeşi kardeşe kırdırtmak, zulmün kendisi değilse, zulüm nedir?
Hiç kimse sizi kandırmasın, bunlar Arş-ı Âla’yı titreten, gökleri çatlatan türden zulümlerdir.
Bunların vebali çok ağırdır.
Dünyada ve ahirette bu zulümlerin ve bunları işleyenlere destek verip ortak olmanın faturası çok ağırdır.
“Zulmedenlere meyletmeyin; aksi halde ateş size dokunur yanarsınız… Sizi kurtaracak kimse de olmaz!” (Hud, 11/113) ilahi ikazı, hayati bir ikazdır.
Kendimizi bile bile ateşe atmayalım…
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş beyin yıllardan beri tüm gayret ve çabası, Türk milletinin böylesi bir ağır vebal altında ezilip yok olmaması içindir. Yeniden insanlığa adalet ve huzur dağıtan bir el olması içindir.
Bu ağır veballerden kurtulmak ve insanlık için yeniden kurtarıcı bir el olmak için, tövbenin ta yürekten, içten, çok samimi, çok güçlü ve Kur’an-ı Kerim’in tabiriyle “nasuh” bir şekilde yapılması gerekmektedir.
Başımızı iki elimiz arasına alarak yapacağımız otokritiğe ve tövbemize katalizör olur ümidiyle, Alemlere rahmet Hz. Muhammed’in (sav) birkaç ikazını hatırlayalım:
“Kim, bir kişinin zalim olduğunu bilerek ona yardım eder, zalim ile birlikte olursa, İslâm’dan dışarı çıkmış olur” (İbn Kesir, Tefsir-i Kebir, c. 5, s. 2098, Mâide, 5/2 ayetin tefsiri, Çağrı Yay. İst. 1984).
“Kim, haksız bir mücadeleye yardım eder, zulme destek çıkarsa, (bundan tevbe edip) vazgeçinceye kadar kesintisiz Allah’ın gazabı altındadır” (İbn Mace, Sünen, Ahkam, b.6, Hds. 2320; Ebu Davud, Sünen, Akdiye, b.14, Hds. 3597-3598).
“Kim, bir zalime destek çıkıp yardım ederse, Allah, o zalimi, ona musallat eder (Suyutî, Camiu’s-Sağir, Hds. 8472, Şerhi, c.3 / 3578, İbn Asakir’den)
“Kim ki, temsil ettiği batıl ile bir hakkı ortadan kaldırmak için bir zalime yardım ederse, Allah ve Rasulü’nün eman ve korumasından mahrum kalır (her tür belaya açık olur)” (Suyutî, Cami’us-Sağır, c. 3, s. 334, Hds. 3580; Taberânî, c. l, s. 239, Hds.155).
Bu Nebevî ikazlar ışığında Hüccetu’l-İslâm İmam Gazâlî’nin (rh.a.) yaptığı önemli tahlil ile noktalayalım:
“Kişi, zalimi sözünde tasdik etmeye, işinde tezkiye ile medh-u senaya kadar vardırırsa, onu tasdik etmek ve yardımcı olmak suçları ile de âsî olur. Zira zalimi tezkiye ve onu övmek, isyanda ona yardım etmektir. Bir yarım kelime ile de olsa, isyana yardım, masiyettir… Şayet, zalimi medh-u sena, sevgi derecesine yükselir ve onun bekasını temenni ve ona mülakata iştiyak derecesine varır ve bunu yalan yaparsa, yalancılık ve münafıklık suçu ile suçlanır. Zira onun hakkı, Allah için ona buğz etmektir. Bu ise, vaciptir” (İmam Gazali, İhyâ, Çev. Ahmed Serdaroğlu, c. 2, s. 357-358, Bedir Yay, İst. 1987).
Türk milleti olarak ağır veballerden ve önümüze konacak fatura ve ilahi cezalardan kurtulmak için Hz. Peygamber’in irşadına, İmam Gazali’nin tahliline ve Prof. Dr. Baş’ın ikazlarına kulak vermek, acilen ayıkmak ve ayıktırmak durumundayız…
Ayıkmaz ve ayıktırmaz isek, “İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak eder misin Allahım!” (A’raf, 155) diye ahlanıp sızlanmak da para etmez!
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019