18 Kasım 2011 Cuma günlü bir yazım...Yedi buçuk sene yazdığım Gazetenin arşivindeki yazılarıma da -nedense- tahammülleri olmadığı için, orada yayınlanmış yazımı; kendi arşivimden çıkarıp tekrarlayacağım! Bir iki ufak müdahale ile...Beş yılı aşan tutukluluktan sonra tahliye edildiğini, daha doğrusu çok zor bir nöbetten de alnı açık, yüzü ak döndüğü haberini, muştusunu aldığım; Türk gönüllerin Paşası, sayısız ödüllü, madalyalı, her ananın doğamayacağı bir Türkoğlu'nun; sevincinin, kızgınlığının ve başkaları adına duyduğu utancının paylaşıldığını belli etmek için sadece...Gözümüz aydın Yiğidim! Tarih sorguladığında, utanması gerekenler utansın...Kalkın, selâma durun! Mustafa Levent GÖKTAŞ geldi..."KALKIN! SELÂMA DURUN!Başarılı memurun ödüllendirilmesi, kurum yönetmeliklerine göredir. Sivil memurlar genellikle ya terfi, ya da ikramiye ile ödüllendirilirler. Askerin ödülü ise madalyadır.Adı zorla "Ergenekon" edilen ve milliyetçileri, vatanseverleri, emekli ve muvazzaf Türk Subaylarını 21.yy. Maltası Silivri'de zalimce tutan uygulamayı, nerdeyse unut/muş/tuk! "Bir şiir okudum diye!" anlatarak mazlûm rolüne yatanların ceberrûtluğunda; basılmamış ama bombadan daha tehlikeli kitap yazarları, neyle suçlandıklarını bilmeyen düşünce sahipleri cezaevinde unutul/muş/dular!Pensilvanya'dan; "Özkök Genelkurmay başkanı olduğunda..." kehânetiyle başlatılan TSK'ni itibarsızlaştırma "asimetrik operasyonlar"ı hayretle; PKK'ya karşı kahramanca görev yapan yiğitlerin, madalya aldıkları başarılarından dolayı yargılanmalarını öfkeyle izle/miş/dik, izliyoruz! "Unutursam, unutturursam!" diye iri bir sözüm var! Sözüme sâdığım!21.yy. Maltası'nda üç yıldır tutuklulukla cezalandırılan bir Yiğitten bahsedeceğim, unutulmasına rızâm olmadığı için!Bir silah arkadaşını savunurken; "Cudi Dağı'nın tepesine yaklaştığımızda tepe zirvesinden üzerimize doğru teröristlerin yoğun ateşine maruz kaldık. Ben diz altından ayağımdan sıyrıkla yaralanırken Emek'in göğsü kan içinde kalmıştı. Kan yüzüme fışkırıyordu! Kan gelen yere harp paketi sarıp üzerine de baskı yapsın diye taş koydum!" diye anlattığı 1500'den fazla çatışmaların her birinden destanlar fışkıran bir Yiğitten bahsedeceğim!Bu Yiğit Türk'ten bahsederken, "Bin yıllık komşumuz Kürtlerimiz"le diğer dinsizler arasındaki farka da vurgu yapacağım ve "Bizim PKK'lılarımız" diyeceğim ki şaşıran da şaşırsın! Düşmanın yiğidine saygı da Türk özelliğidir çünkü!Başkaları, hatta PKK'lılar tarafından da anlatılmış müthîş bir yiğitlik sahnesi:Suriye'nin PKK'yı koruduğu dönemler! Henüz Irak'a demokratik bombalar yağmamış, Müslüman kadınlara-kızlara demokratik tecavüzler gerçekleşmemiş!Şiddetli ve saatlerce süren bir çatışmanın ateşkes anları! Epeyce PKK'lı itlâf edilmiş, çok sayıda PKK'lı yaralı! PKK'lıların sahasında bir Şehîdimiz kalmış! Almak gerek! Telsiz irtibatı kurulur. PKK'lılar, adını duyduklarında titredikleri Tim Komutanı tek gelirse ve yaralıları için âcil yardım malzemesi bırakılırsa ateş etmeyeceklerini söylerler! Iraklı, Suriyeli, kiralık katil taşeron PKK'lıların yaptığı gibi yaralıların; "Kafasına sıkın, kaçın!" demeyen Türk'ün Kürtleri'nden bunlar!Timdeki rütbeliler ve askerler, Komutanlarının tuzağa çekilmek istendiği düşüncesiyle itiraz ederler! Komutan kararlıdır; Şehîdini ya alacak, ya da can verecektir! PKK'lılar da ısrarla sadece O'nun almasını istemektedir!Telsizle varılan anlaşmaya göre Komutan, tek başına 200-300 ilerdeki Şehîde doğru yokuş aşağı ilerler! Üzeri, tehlike anında infilak etmeye hazır bombalarla doludur! PKK'lılar da, Mehmetçik de bu cesâret karşısında şaşkındır!Yiğit Komutan, Şehîdini omuzlayarak yokuşu tırmanmaya başladığında güneş batmak üzeredir. Arkadan vuran loş ışıktaki cesâmet ve heybet akıllara zarar bir ihtişâmdadır! PKK'lıların 10 metre yakınından geçerken bütün seyredenleri şaşırtan bir davranış izlenir!PKK'lılar, bu kahraman Türk Subayını ayakta esas duruşta selamlayarak izlemektedir!Niye "Bizim Kürdümüz" dediğim anlaşıldı mı?PKK'lılardan selam alan bu Yiğitin, 3 Üstün Cesâret ve Ferâgat Madalyası, 6 Üstün Birlik Yetiştirme Beratı, 180 Takdirnamesi, sayısız Şerit'i, Rozeti var! Şimdi bu ödüller, suç belgesi!"Özel Kuvvetler'de göreve başladığımda 60 kişiydik. Şimdi 15 kişi kaldık! Diğerleri öldü! Onlardan tek sağlam kalan benimle Fikret Emek. İkimiz de tutukluyuz!" diyen, kendini "ülkesine ibâdet vecdi ile bağlı" diye tarif eden bu Kahraman Türk Evlâdı, Emekli Albay ve 21.yy. Maltası sürgünü Mustafa Levent GÖKTAŞ'tır!Kalkın! Selâma durun!Unutursam, unutturursam nâmertim vesselâm..."TÜRK'ÜM. BU AD, HER ÛNVANDAN ÜSTÜNDÜR."Selâm, sevgi, dua...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017