Yaşanan son gelişmeler, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır ifade ettiği gibi, Ortadoğu coğrafyasında vatan hesabı olan ABD'nin, büyük İsrail hesabı olan İsrail'in barış ve siyasi süreçten yana olmadıklarını, kaos ve çatışmadan beslendiklerini açıkça gösterdi.
Önce kimyasal yalan provokasyonlarına sarılan ABD ve ortakları, Soçi Zirvesi'nde "İdlib Gerginliğin Azaltılması Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Mutabakat Zaptı"nın imzalanması ve de bu mutabakatın gereği olarak da, silahdan arındırılmış bir tampon bölge oluşturma kararı ile bu provokasyon hazırlıklarının boşa çıktığını gördüler.
Böylece kimyasal provokasyonlar üzerinden Suriye'yi füzelerle vurma gerekçeleri ortadan kalkmış oldu.
ABD ve İsrail ikilisi gayet iyi biliyor ki, terörün son kalesi olan İdlib'de istikrarın sağlanması, gözlerin ABD'nin 25 üssünün bulunduğu terör örgütü PYD/YPG'nin bölgesine doğru çevrilmesine yol açacak, ABD'nin buradaki illegal varlığı, yani işgali masaya yatırılacak.
Soçi'den çıkan silahdan arındırılmış bölge kararı ABD-İsrail ikilisi ve ortakları dışındaki tüm tarafları memnun etti.
Suriye Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Soçi'deki zirvede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında varılan İdlib'de silahsız bölge mutabakatını memnuniyetle karşılıyoruz" denildi.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Ankara ve Şam'a yaptığı ziyaretlerin, Tahran'daki Türkiye-Rusya-İran zirvesinin ve son olarak Soçi'deki görüşmenin ve aktif diplomasinin İdlib'deki savaşı durdurduğunu ve diplomasinin etkili olduğunu ifade etti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi ise, Soçi'de alınan kararın Suriye'deki terörist kalıntılarının tamamen ortadan kaldırılması için önemli bir adım olduğunu ve siyasi çözüme katkı sağlayabileceğini dile getirdi.
Süreçten, Türkiye'nin garantörü olduğu muhalifler de gayet memnun…
Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Müzakere Yüksek Komitesi Sözcüsü Yahya el Aridi, Rusya ile Türkiye arasında İdlib'de silahsızlaştırılmış bölge oluşturulması konusunda varılan anlaşmanın iki ülke için olacağı gibi, Suriyeli siviller için de yararlı olacağını, kararın 3 milyondan fazla sivili koruyacağını belirtti.
ABD ve ortakları, süreç istedikleri gibi gitmediği zaman hemen saldırıya ya da provokasyona başvuruyorlar. Ve bunu yaparlarken birbirleriyle paslaşıyorlar. ABD, Suriye'de kontrol ettiği bölgeyi koruma adına kirli işlerini ya Fransa'ya yaptırıyor, ya da İsrail'i öne sürüyor. Son provokasyonlarda da aynı şey oldu. Soçi Zirvesi devam ederken, önce Fransa devreye girdi ve Akdeniz'de bulunan Fransa'ya ait bir fırkateynden Lazkiye kentine füzeler ateşlendi. Ancak atılan füzeler Suriye hava sistemleri tarafından imha edildi.
Bu saldırıdan kısa bir süre sonra da İsrail sahneye çıktı. İsrail'e ait 4 savaş uçağının bölgede tespit edildiği ve bir Rus uçağının 15 mürettebatıyla birlikte Lazkiye'de bulunan Hmeymim üssü yakınlarında hava sistemlerinin kontrolünden çıktığı duyuruldu.
Dilerseniz olayın bundan sonraki bölümünü Rus yetkililerden aktaralım.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, "İl-20 uçağımız S-200 sistemi tarafından vuruldu. İsrail tarafından yapılan bu provokasyonu düşmanca olarak nitelendiriyoruz. İsrail askerlerinin sorumsuz davranışı yüzünden 15 Rus askeri öldü. Bu kesinlikle Rusya-İsrail ilişkilerinin ruhuna aykırı" dedi.
Konaşenkov, İsrail pilotlarının Rus uçağını Suriye ordusunun füze savunma sistemlerinin bulunduğu bölgeye, ateş hattına sürüklediğini, uçağı kalkan olarak kullandığını ifade etti. "İsrail hava kontrol sistemleri ve F-16 pilotları Rus uçağını görememiş olamaz, zira uçak 5 kilometre irtifadan sonra inişe geçmişti. Kasıtlı olarak bu provokasyonu yaptılar" diyen Konaşenkov, olanları değerlendirdiklerini ve İsrail'in bu eylemine gerektiği gibi karşılık verme hakkını ellerinde bulundurduklarını vurguladı.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu da, Suriye'de düşen Rus askeri uçağının ve ölen mürettabatın tüm sorumluluğunun İsrail'e ait olduğunu söyledi. Şoygu, İsrail'i daha önce Suriye'deki Rus güçleri için tehlike oluşturmama konusunda uyardıklarını, cevap verme hakkını elinde bulundurduklarını belirtti.
İsrail'in buradaki amacı belli, Rus uçağına tuzak kurarak Suriye savunma sistemlerinin hedefi haline getirmek ve bu şekilde Rusya ile Suriye'nin karşı karşıya gelmesini sağlamak… Tuttu mu? Hayır, Rusya bu tezgahı yutmadı. Hatta bundan sonra Rusya, İsrail'in bu düşmanca tavrını hiç unutmayacaktır, İsrail'in hiç ummadığı bir anda cevabını da verecektir.
Zaten birilerinin, zulmünü açıkça ortaya koyan İsrail'e haddini bildirmesi lazım…
Prof. Dr. Baş, yine yıllardır bölgesel sorunların bölge ülkelerinin birlikteliğiyle, ilişkilerin geliştirilmesiyle çözülebileceğini vurgulamaktadır. Astana süreci ve Soçi zirveleriyle bunun böyle olduğunu görüyoruz. Bölgede kaos ve karmaşa hesabında olanların telaşı da çözümün bölge ülkelerinin diyaloguyla olacağını göstermektedir. İşgalci ABD ve İsrail'in menfur planlarını bozacak olan, hedefte olan ülkelerin birlik ve beraberliğidir.
Önce kimyasal yalan provokasyonlarına sarılan ABD ve ortakları, Soçi Zirvesi'nde "İdlib Gerginliğin Azaltılması Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Mutabakat Zaptı"nın imzalanması ve de bu mutabakatın gereği olarak da, silahdan arındırılmış bir tampon bölge oluşturma kararı ile bu provokasyon hazırlıklarının boşa çıktığını gördüler.
Böylece kimyasal provokasyonlar üzerinden Suriye'yi füzelerle vurma gerekçeleri ortadan kalkmış oldu.
ABD ve İsrail ikilisi gayet iyi biliyor ki, terörün son kalesi olan İdlib'de istikrarın sağlanması, gözlerin ABD'nin 25 üssünün bulunduğu terör örgütü PYD/YPG'nin bölgesine doğru çevrilmesine yol açacak, ABD'nin buradaki illegal varlığı, yani işgali masaya yatırılacak.
Soçi'den çıkan silahdan arındırılmış bölge kararı ABD-İsrail ikilisi ve ortakları dışındaki tüm tarafları memnun etti.
Suriye Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Soçi'deki zirvede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında varılan İdlib'de silahsız bölge mutabakatını memnuniyetle karşılıyoruz" denildi.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Ankara ve Şam'a yaptığı ziyaretlerin, Tahran'daki Türkiye-Rusya-İran zirvesinin ve son olarak Soçi'deki görüşmenin ve aktif diplomasinin İdlib'deki savaşı durdurduğunu ve diplomasinin etkili olduğunu ifade etti.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi ise, Soçi'de alınan kararın Suriye'deki terörist kalıntılarının tamamen ortadan kaldırılması için önemli bir adım olduğunu ve siyasi çözüme katkı sağlayabileceğini dile getirdi.
Süreçten, Türkiye'nin garantörü olduğu muhalifler de gayet memnun…
Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu Müzakere Yüksek Komitesi Sözcüsü Yahya el Aridi, Rusya ile Türkiye arasında İdlib'de silahsızlaştırılmış bölge oluşturulması konusunda varılan anlaşmanın iki ülke için olacağı gibi, Suriyeli siviller için de yararlı olacağını, kararın 3 milyondan fazla sivili koruyacağını belirtti.
ABD ve ortakları, süreç istedikleri gibi gitmediği zaman hemen saldırıya ya da provokasyona başvuruyorlar. Ve bunu yaparlarken birbirleriyle paslaşıyorlar. ABD, Suriye'de kontrol ettiği bölgeyi koruma adına kirli işlerini ya Fransa'ya yaptırıyor, ya da İsrail'i öne sürüyor. Son provokasyonlarda da aynı şey oldu. Soçi Zirvesi devam ederken, önce Fransa devreye girdi ve Akdeniz'de bulunan Fransa'ya ait bir fırkateynden Lazkiye kentine füzeler ateşlendi. Ancak atılan füzeler Suriye hava sistemleri tarafından imha edildi.
Bu saldırıdan kısa bir süre sonra da İsrail sahneye çıktı. İsrail'e ait 4 savaş uçağının bölgede tespit edildiği ve bir Rus uçağının 15 mürettebatıyla birlikte Lazkiye'de bulunan Hmeymim üssü yakınlarında hava sistemlerinin kontrolünden çıktığı duyuruldu.
Dilerseniz olayın bundan sonraki bölümünü Rus yetkililerden aktaralım.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, "İl-20 uçağımız S-200 sistemi tarafından vuruldu. İsrail tarafından yapılan bu provokasyonu düşmanca olarak nitelendiriyoruz. İsrail askerlerinin sorumsuz davranışı yüzünden 15 Rus askeri öldü. Bu kesinlikle Rusya-İsrail ilişkilerinin ruhuna aykırı" dedi.
Konaşenkov, İsrail pilotlarının Rus uçağını Suriye ordusunun füze savunma sistemlerinin bulunduğu bölgeye, ateş hattına sürüklediğini, uçağı kalkan olarak kullandığını ifade etti. "İsrail hava kontrol sistemleri ve F-16 pilotları Rus uçağını görememiş olamaz, zira uçak 5 kilometre irtifadan sonra inişe geçmişti. Kasıtlı olarak bu provokasyonu yaptılar" diyen Konaşenkov, olanları değerlendirdiklerini ve İsrail'in bu eylemine gerektiği gibi karşılık verme hakkını ellerinde bulundurduklarını vurguladı.
Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu da, Suriye'de düşen Rus askeri uçağının ve ölen mürettabatın tüm sorumluluğunun İsrail'e ait olduğunu söyledi. Şoygu, İsrail'i daha önce Suriye'deki Rus güçleri için tehlike oluşturmama konusunda uyardıklarını, cevap verme hakkını elinde bulundurduklarını belirtti.
İsrail'in buradaki amacı belli, Rus uçağına tuzak kurarak Suriye savunma sistemlerinin hedefi haline getirmek ve bu şekilde Rusya ile Suriye'nin karşı karşıya gelmesini sağlamak… Tuttu mu? Hayır, Rusya bu tezgahı yutmadı. Hatta bundan sonra Rusya, İsrail'in bu düşmanca tavrını hiç unutmayacaktır, İsrail'in hiç ummadığı bir anda cevabını da verecektir.
Zaten birilerinin, zulmünü açıkça ortaya koyan İsrail'e haddini bildirmesi lazım…
Prof. Dr. Baş, yine yıllardır bölgesel sorunların bölge ülkelerinin birlikteliğiyle, ilişkilerin geliştirilmesiyle çözülebileceğini vurgulamaktadır. Astana süreci ve Soçi zirveleriyle bunun böyle olduğunu görüyoruz. Bölgede kaos ve karmaşa hesabında olanların telaşı da çözümün bölge ülkelerinin diyaloguyla olacağını göstermektedir. İşgalci ABD ve İsrail'in menfur planlarını bozacak olan, hedefte olan ülkelerin birlik ve beraberliğidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025