İmar barışı ve devamında varlık barışını getiren AKP iktidarı bayram barışını getirebildi mi? Kurban Bayramı'nı onlarca can kaybı, yüzlerce yaralıyla geride bıraktık. Trafik terörü yine önlenemedi. Şiddet ve terör eylemlerini sorarsanız bunlar da hız kesmedi. Toplumdaki şiddeti önleyemeyen, içte ve dışta sürüp giden çatışmayı, ekonomideki krizi yönetemeyen siyasi otorite "barış" etiketiyle suçlulara af çıkararak ortalığı iyice karıştırdı. Lafı eveleyip gevelemeden söyleyelim; asıl bayramı imar suçluları ile kara para suçluları yaşadı?
Önce, imar mevzuatını hiçe sayan, çevreyi umursamayan, yeşili katleden; çarpık yapılaşma ile kentleri tahrip eden ne kadar duyarsız takım varsa, imarın haksız eylemcilerine af getirildi. AKP'nin her seçim döneminde yaptığı yatırımlardan biriydi bu. Sonra da, günah çıkarır gibi itirafta bulunarak, "şehri biz katlettik" diyebiliyorlar. Yani imar suçunun ortaklarıdır bu arkadaşlar. Ahali de bunu çoktan kavradığı için bildiğini okumaya devam etmektedir.
Seçim bitti geçim başladı. Acilen para lazım? Bedelli askerlik devreye sokuldu.
Memleketin yönetim kurulu her yola başvuruyor ya, şimdi de gözünü suç gelirlerine yani kara paraya dikti.
Oysa, "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun", kara paranın aklanmasını yasaklamaktadır.
Yine, 17 Şubat 1997 tarihinde göreve başlayan, Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlı MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu), kara para aklama suçunun araştırılması ve incelenmesiyle görevlidir.
Nedir bu kara para? Uyuşturucu, silah kaçakçılığı, insan kaçakçılığı gibi suçun her türlüsünden elde edilen gelirlerdir. Bu paranın sahipleri kazançlarını aklamak için bin takla atmakta, pek çok aşamalardan geçmektedir ve görüntüde meşru bir meşgalenin arkasına saklanmakta, gelirlerini bu işletme ve yatırımlardan elde ettikleri kanaatini uyandırmaya çalışmaktadırlar.
İşte MASAK bunların foyasını ortaya çıkarmak için vardır.
Hal böyle iken, siyasi otorite, "Paranı Türkiye'ye getir, inceleme yapmayacağız" diyerek, çoğu "vergi cenneti" olarak bilinen adacıklardaki hesaplarda tutulan ve ak mı, kara mı belli olmayan varlıklara barış çağrısında bulunmuştur. Bunun da adı "varlık barışı" olmuştur.
Anlayacağınız ortalık barıştan geçilmiyor.
Ülkenin ihtiyacı var diye denetimsiz, vergisiz, kaynağı belirsiz paraların transferi ne hukuken ne de ahlâken kabul edilebilir. İnancı, ahlâkı kimseye bırakmayan AKP'nin bu tutumu Allah (cc) indinde de kul indinde de hesabı ağır bir kusurdur.
Sosyal ve kültürel iktidarı ele geçiremedik(!) diye sızlanan siyasi otorite barışı da bilmemektedir. Barışı konuşmak için onu bilmek lazım.
Barış eğitiminde, bilincinde, kültüründe, ahlâk ve anlayışında yeteri kadar nasibi olmayanlar, barış isteyenleri hapse tıkarken alenen suç işleyenlere de barış bahşetmektedir.
Önce, imar mevzuatını hiçe sayan, çevreyi umursamayan, yeşili katleden; çarpık yapılaşma ile kentleri tahrip eden ne kadar duyarsız takım varsa, imarın haksız eylemcilerine af getirildi. AKP'nin her seçim döneminde yaptığı yatırımlardan biriydi bu. Sonra da, günah çıkarır gibi itirafta bulunarak, "şehri biz katlettik" diyebiliyorlar. Yani imar suçunun ortaklarıdır bu arkadaşlar. Ahali de bunu çoktan kavradığı için bildiğini okumaya devam etmektedir.
Seçim bitti geçim başladı. Acilen para lazım? Bedelli askerlik devreye sokuldu.
Memleketin yönetim kurulu her yola başvuruyor ya, şimdi de gözünü suç gelirlerine yani kara paraya dikti.
Oysa, "Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun", kara paranın aklanmasını yasaklamaktadır.
Yine, 17 Şubat 1997 tarihinde göreve başlayan, Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlı MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu), kara para aklama suçunun araştırılması ve incelenmesiyle görevlidir.
Nedir bu kara para? Uyuşturucu, silah kaçakçılığı, insan kaçakçılığı gibi suçun her türlüsünden elde edilen gelirlerdir. Bu paranın sahipleri kazançlarını aklamak için bin takla atmakta, pek çok aşamalardan geçmektedir ve görüntüde meşru bir meşgalenin arkasına saklanmakta, gelirlerini bu işletme ve yatırımlardan elde ettikleri kanaatini uyandırmaya çalışmaktadırlar.
İşte MASAK bunların foyasını ortaya çıkarmak için vardır.
Hal böyle iken, siyasi otorite, "Paranı Türkiye'ye getir, inceleme yapmayacağız" diyerek, çoğu "vergi cenneti" olarak bilinen adacıklardaki hesaplarda tutulan ve ak mı, kara mı belli olmayan varlıklara barış çağrısında bulunmuştur. Bunun da adı "varlık barışı" olmuştur.
Anlayacağınız ortalık barıştan geçilmiyor.
Ülkenin ihtiyacı var diye denetimsiz, vergisiz, kaynağı belirsiz paraların transferi ne hukuken ne de ahlâken kabul edilebilir. İnancı, ahlâkı kimseye bırakmayan AKP'nin bu tutumu Allah (cc) indinde de kul indinde de hesabı ağır bir kusurdur.
Sosyal ve kültürel iktidarı ele geçiremedik(!) diye sızlanan siyasi otorite barışı da bilmemektedir. Barışı konuşmak için onu bilmek lazım.
Barış eğitiminde, bilincinde, kültüründe, ahlâk ve anlayışında yeteri kadar nasibi olmayanlar, barış isteyenleri hapse tıkarken alenen suç işleyenlere de barış bahşetmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Ali Ünal Emiroğlu / diğer yazıları
- Terör / 01.02.2024
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023