İlginç bir karşılaşma

İzmir geçen gün ilginç bir karşılaşmaya sahne oldu.

AKP'nin almayı çok istediği İzmir Belediyesi'nin adayı Hamza Dağ,  girdiği dükkânda Bağımsız Türkiye Partisi Menemen Belediye Başkan adayı Yılmaz Gökçe ile karşılaşınca aralarında geçen diyalogdan dolayı adeta şok oldu.

Normal şartlarda ağzı iyi laf yapan ve mangalda kül bırakmayan Hamza Dağ dut yemiş bülbüle dönerek dükkânı terk etmek zorunda kaldı.

AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hamza Dağ, esnaf ziyaretinde BTP Menemen Belediye Başkan adayı Yılmaz Gökçe'ye rastladı.

BTP adayı Yılmaz Gökçe, seçildiği takdirde Hamza Dağ ile beraber dükkâna giren AKP Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan'dan yaptığı yanlışın hesabını soracağını söyleyince ortam bir anda buz kesti.

BTP Menemen Belediye Başkan adayı Yılmaz Gökçe'nin iddiasına göre AKP'li Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan,  Menemen'de toplam 2000 dönüm arazi satmış.

BTP adayı Yılmaz Gökçe seçildiği takdirde Hamza Dağ ile birlikte dükkâna giren AKP Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan'dan hesap soracağını söyledi.  Gökçe "Kazandığım takdirde başkandan 4 milyar 700 milyon lira 2023 yılı bütçesinin hesabını soracağım. Yüzüne söylüyorum. Arkasından değil. 2000 dönüm arazi sattı. Seyrek köyünde ve Emrialem'de onun da hesabını soracağım"  deyince Hamza Dağ, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan ile beraber büyük bir şaşkınlığa uğrayarak dükkânı hemen terk ettiler. 

Esasında bu karşılaşma bizlere demokrasinin ne kadar güzel bir yönetim olduğunu göstermesi açısından ibretlik bir tablodur.

Diğer taraftan Bağımsız Türkiye Partisi'nin adayı daha kazanmadan hesap sormaya ve de rakiplerini baskı altında tutmaya başlamış bile.

Zaten demokrasi halk adına hesap sorma ve bir kontrol mekanizması oluşturma rejimi değil midir?

Bu karşılaşma üzerine BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş da sosyal medyada yayılan bu video ile ilgili "Daha nelerin hesabını soracağız. Hiç merak etmeyin"  yorumunu yaptı.

Esasında demokrasinin işlediği ülkelerde muhalefet partileri, basın, yargı ve hatta halkın kendisi dahi denetim faaliyetlerine katılabilir ve yöneticilerden,  idarecilerden kolaylıkla hesap sorabilir.

"Kontrol güvene mani değildir" ilkesi ile hareket etmek gerekiyor. Yani dünyanın en güvenilir insanı dahi olsanız bir kontrol mekanizmasına aslında ihtiyaç vardır.

Çünkü insanoğlu hep kendi tarafına yontmaya dönük kendi menfaatlerine ve kazancına çok düşkün bir varlıktır.

Bu sebeple insanın devamlı iç ve dış kontrole ihtiyacı vardır.

Kendi otokontrol mekanizmasını geliştiremeyenler yöneticilik açısından uygun insanlar değildir.

Otokontrol mekanizması geliştirmiş insanların bile ciddi anlamda bir denetime ihtiyaçları vardır.

Mahkeme kadıya mülk olmadığı gibi belediye de başkana mülk değildir.

Halk adına halkın işlerini yürütmek için o makama seçilen belediye başkanları kral olmadığı gibi her kafasına estiği icraatı da yapamazlar.

Dolayısıyla burada Bağımsız Türkiye Partisi Menemen Belediye Başkan adayı Yılmaz Gökçe de eline geçirdiği fırsatı çok iyi kullanmış ve halk adına bir soru sormuş.

Ben şahsen gerek Hamza Dağ'ın gerekse Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan'ın Yılmaz Gökçe'yi belediyeye davet edip bu konuda gerekli bilgilendirmeleri yapmalarını beklerdim.

Fakat bunu yapmak yerine Yılmaz Gökçe'ye alaycı bir şekilde seçim sonrasını kastederek "1 Nisan'da görüşürüz" diyerek dükkândan uzaklaşmaları Yılmaz Gökçe'nin iddialarını daha da güçlendiriyor.

Menemen halkı kendisine tutulmuş balık muamelesi yapan CHP'ye ve AKP'yi nadasa bırakıp bu seçimde BTP'li Yılmaz Gökçe'yi başkan seçerse eminim hem yönetim kalitesi artacak hem de şeffaf bir belediyecilik anlayışıyla halkın tamamı bu işten kazançlı çıkacaktır.