Cumhur ittifakı kendi içerisinde bile tutarlı olamıyor.
Devlet Bahçeli'nin, teröristbaşının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde konuşması gerektiği ile ilgili beyanatından sonra CHP'li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in terör örgütü üyeliği suçlaması ile tutuklanması iktidarın kendi yanlışları içerisinde bile çelişkiler yumağı içerisinde olduğunu gösteriyor.
Bahçeli'nin çıkışını Erdoğan çok yüksek perdeden takdir ederken bunu, yepyeni bir dönemin açılması olarak lanse etti.
Yani birilerinin iddia ettiği gibi Erdoğan, Bahçeli'nin sözlerini TV'den falan öğrenmiş değildir.
Belli ki Mart 2024 yerel seçimlerinin kaybedilmesinde başta İstanbul olmak üzere birçok ilde Kürt oylarının belirleyici olması dışında yurt dışı faktörlerin de böyle bir açılım sürecini Cumhur ittifakının başlatmasına sebep oldu.
Eski Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer eğer gerçekten terörle irtibatlı ise tabii ki hukukun gereği yerine getirilmesi gerekir.
Terörle irtibatı ve iktisakı olan herkes bunun cezasını ödemek zorundadır.
Şimdi hukuk terazisini vicdanımızda kurup şu soruyu soralım:
Terörle irtibatlı olduğu iddia edilen Ahmet Özer tutuklandıktan sonra Esenyurt Belediyesi'ne kayyum atanırken terörist başını Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne konuşmaya davet eden Devlet Bahçeli'ye neden herhangi bir yaptırım uygulanmıyor?
Terörle irtibatlı, iltisaklı olmak suç da teröristbaşını Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne konuşmaya davet etmek ne oluyor?
Allah aşkına bir hukukçu bize bunu anlatsın.
Gerçekten öğrenmek istiyorum.
Hatırlayacağımız üzere FETÖ'nün bankasını açanlar halen iktidarda olmasına rağmen FETÖ'nün bankasına para yatıranlar içeride tutuldu.
Hukuk, çifte standart kaldırmayacak kadar hassas dengeler içeriyor.
Eğer hukuksal bütünlük sağlanmazsa yani hukuk yediden yetmişe, siyasiden sokaktaki vatandaşa, first ladyden Ayşe teyzeye kadar herkese eşit mesafede durmazsa ülkenin yönetimi çok sıkıntılı bir sürece doğru itilir.
İktidar her türlü çelişkiyi içinde barındırarak uzun süreli ve sağlıklı bir yolculuk yapamaz.
Şimdi meseleyi iç siyasetin entrikalarından uzak bir şekilde düşünelim.
Önce Bahçeli Öcalan'ın TBMM'de konuşturulması gerektiğini teklif ediyor ama hemen akabinde terör suçlamasıyla Esenyurt Belediye Başkanı tutuklanıyor.
Bunun sokaktaki karşılığını düşünebilir misiniz?
Bu çelişki sadece siyasilerin dün dündür bugün bugündür düşüncesini yansıtmıyor.
Büyük kitlelerin bir fitne ateşinde yakılmasının da önünü açacak bir süreç temelinden reddedilmelidir.
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın ifadesiyle :
"Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Türkiye'de Kürtlerin bazı sorunları vardır. Türkiye'de iktidar ve muhalefet sorunu vardır."
Türkiye'de yoksulluk sorunu vardır.
Türkiye'de üreticinin ürününü satamaması sorunu vardır.
Türkiye'de fakir fukaranın, garip gureba'nın kirasını ödeyememe sorunu vardır.
Türkiye'de ev kadınının, öğrencinin, işçinin, memurun, öğretmenin, gençlerin, çiftçinin ve emeklinin devasa sorunları vardır.
Türkiye'de Kürt'ü de, Türk'ü de, Arap'ı da, Laz'ı da Çerkez'i de hatta turisti de enflasyon canavarının pençesine düşmüş durumdadır.
Dünya iktisat politikası tarihinin bir özetini bir cümleyle özetleyeyim mi?
İktisadi çözümler üretemeyen iktidarlar daima entrikaya başvurmuştur.
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu / 03.11.2024
- Çözüm değil çözülme süreci / 25.10.2024
- Hazine üzerinde oturan dilenci olmayalım / 20.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor -2- / 13.10.2024
- Hizbullah, İsrail'i frenlemeye devam ediyor / 06.10.2024
- Siper savaşları out Siber savaşları in / 23.09.2024
- Açlık sınırı = asgari ücret + 10.268 TL / 19.09.2024
- Lütfen herkes işini yapsın / 14.09.2024
- Trikopis'in kahvesi / 03.09.2024