Kısa bir fasıladan sonra, yüce Allah’a sonsuz hamd, peygamberlerin şahı Hz. Muhammed Mustafa’ya ve Ehl-i Beytine sayısız salat, siz kıymetli okuyucularımız başta olmak üzere bütün Mü’minlere gönül dolusu selam ile başlayalım…
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızla Ramazan umresi yapma bahtiyarlığını yaşadık. Hep beraber tekrar tekrar bu bereketi yaşatmasını dua ve niyaz ediyorum.
Dünyanın dört bir yanından Mekke’ye-Medine’ye gelen İslam ümmetinin garipliğini, sahipsizliğini ve kimsesizliğini gözlemledik… Böylesi bir ahir zaman sürecinde imanı, ilmi, irfanı, basireti, iz’anı, ikazı ve istikameti ile Haydar Baş hocamızın varlığının bizim için, milletimiz ve İslam alemi için ne büyük bir nimet olduğunu yeniden idrak ettik.
Prof. Dr. Haydar Baş farkını gördük, yaşadık… İslam’ın ve başta milletimiz olmak üzere Müslümanların gerçek sahibine şahit olduk kutsal topraklarda!
Öte yandan Müslümanların garipliği ve kimsesizliği, aç kurtlar gibi İslam coğrafyasına çullanan Amerika ve sair Haçlı dünyasına ortaklık ve eş-başkanlık eden Türkiyeli etkili ve yetkili İslamcı takımının veballerinin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha iliklerimize kadar hissettirdi.
Bunların ahvali ve akıbetlerinden, Allah ve Rasulü’ne sığındık!
Evet, Mekke ve Medine insan seliyle dolup taşıyor.
Lakin bu Hicaz tablosu ile İslam coğrafyasının kanlı vaziyeti çelişiyor.
Vakıayı idrak etmede Rasulüllah’ın şu hikmeti ve izahı imdadımıza yetişiyor:
“Ahir zamanda insanlar üzerine bir devir gelecek ki, ümmetimin zenginleri hacca seyahat için, orta hallileri ise ticaret için, fakirleri dilencilik, kurrâları da riya ve gösteriş için gideceklerdir” (Deylemi, Hz. Enes’ten, V/444, H. No: 8689; Acluni, Keşf’ul Hafa, H. No: 1093).
Hac ve umre, turistik seyahat olmuş, ticari gezi hali almış; Hicaz dolup taşıyor.
Atalarımız, şu hikmetli hatırlatmayı yapıyor:
“Deve hacı olmaz, gitmek ile Mekke’ye,
Eşek derviş olmaz su çekmekle tekkeye!”
Elleri Müslüman kanına boyanmış, dilleri Müslümanların ölümüne dolanmış, gözleri Müslümanlara ölüm kusturulmasıyla dönmüş niceleri, hac ve umre seyahatiyle soluğu Hicaz’da alıyor.
Haçlı ile işbirliği içinde İslam coğrafyasına çullanan İslamcı takımın hayatlarında, ticaretlerinde, icraatlarında, gayret ve niyetlerinde Allah ve Rasulü’nün esamesi okunmaz… Haşa ve kella, Rablerini Beytullah’a, peygamberlerini de Ravza-ı Mutahhara’ya adeta hapsettiler… Hac ve umre dönemlerinde ise ziyaret edip dönüyorlar!
Bu, Batı dünyasının, özellikle Aristo’dan tevarüs eden, ilah anlayışıdır. Bu anlayış, küfürdür, batıldır.
Böylesi bir batılla kalbi ve aklı tutulmuş İslamcı takımdan, İslam coğrafyası hayır görmez. Görse görse Haçlılardan gördüğü gibi, işgal ve kardeş katliamı görür.
Haçlıyı kardeş edinip, Müslümanı düşman kabul edenin kalbi de, kimliği de haçlı olur. İcraatı da Haçlının ameli gibi olur.
Nitekim vakıa budur.
Müslümanlar, Arap baharı sürecinde bu ahvali yaşıyor.
Yarın, Hıristiyan Haçlı kültürünün “insan insanın kurdudur / Homo homini lupus!” anlayışının, nasıl İslamcıların gönlünde kök salıp Arap baharı adıyla terör estirdiğine değinelim.
Prof. Dr. Haydar Baş hocamızla Ramazan umresi yapma bahtiyarlığını yaşadık. Hep beraber tekrar tekrar bu bereketi yaşatmasını dua ve niyaz ediyorum.
Dünyanın dört bir yanından Mekke’ye-Medine’ye gelen İslam ümmetinin garipliğini, sahipsizliğini ve kimsesizliğini gözlemledik… Böylesi bir ahir zaman sürecinde imanı, ilmi, irfanı, basireti, iz’anı, ikazı ve istikameti ile Haydar Baş hocamızın varlığının bizim için, milletimiz ve İslam alemi için ne büyük bir nimet olduğunu yeniden idrak ettik.
Prof. Dr. Haydar Baş farkını gördük, yaşadık… İslam’ın ve başta milletimiz olmak üzere Müslümanların gerçek sahibine şahit olduk kutsal topraklarda!
Öte yandan Müslümanların garipliği ve kimsesizliği, aç kurtlar gibi İslam coğrafyasına çullanan Amerika ve sair Haçlı dünyasına ortaklık ve eş-başkanlık eden Türkiyeli etkili ve yetkili İslamcı takımının veballerinin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha iliklerimize kadar hissettirdi.
Bunların ahvali ve akıbetlerinden, Allah ve Rasulü’ne sığındık!
Evet, Mekke ve Medine insan seliyle dolup taşıyor.
Lakin bu Hicaz tablosu ile İslam coğrafyasının kanlı vaziyeti çelişiyor.
Vakıayı idrak etmede Rasulüllah’ın şu hikmeti ve izahı imdadımıza yetişiyor:
“Ahir zamanda insanlar üzerine bir devir gelecek ki, ümmetimin zenginleri hacca seyahat için, orta hallileri ise ticaret için, fakirleri dilencilik, kurrâları da riya ve gösteriş için gideceklerdir” (Deylemi, Hz. Enes’ten, V/444, H. No: 8689; Acluni, Keşf’ul Hafa, H. No: 1093).
Hac ve umre, turistik seyahat olmuş, ticari gezi hali almış; Hicaz dolup taşıyor.
Atalarımız, şu hikmetli hatırlatmayı yapıyor:
“Deve hacı olmaz, gitmek ile Mekke’ye,
Eşek derviş olmaz su çekmekle tekkeye!”
Elleri Müslüman kanına boyanmış, dilleri Müslümanların ölümüne dolanmış, gözleri Müslümanlara ölüm kusturulmasıyla dönmüş niceleri, hac ve umre seyahatiyle soluğu Hicaz’da alıyor.
Haçlı ile işbirliği içinde İslam coğrafyasına çullanan İslamcı takımın hayatlarında, ticaretlerinde, icraatlarında, gayret ve niyetlerinde Allah ve Rasulü’nün esamesi okunmaz… Haşa ve kella, Rablerini Beytullah’a, peygamberlerini de Ravza-ı Mutahhara’ya adeta hapsettiler… Hac ve umre dönemlerinde ise ziyaret edip dönüyorlar!
Bu, Batı dünyasının, özellikle Aristo’dan tevarüs eden, ilah anlayışıdır. Bu anlayış, küfürdür, batıldır.
Böylesi bir batılla kalbi ve aklı tutulmuş İslamcı takımdan, İslam coğrafyası hayır görmez. Görse görse Haçlılardan gördüğü gibi, işgal ve kardeş katliamı görür.
Haçlıyı kardeş edinip, Müslümanı düşman kabul edenin kalbi de, kimliği de haçlı olur. İcraatı da Haçlının ameli gibi olur.
Nitekim vakıa budur.
Müslümanlar, Arap baharı sürecinde bu ahvali yaşıyor.
Yarın, Hıristiyan Haçlı kültürünün “insan insanın kurdudur / Homo homini lupus!” anlayışının, nasıl İslamcıların gönlünde kök salıp Arap baharı adıyla terör estirdiğine değinelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019