Hepsi aynı çanağa tükürüyor

Ekrana bakan, gazetelere göz atan vatandaş şaşırıyor. Devlet dahil her şeyin çivisi çıktı, demekten kendini alamıyor. "Yazık; her şeyin çivisi çıktı" cümlesi, 70 milyonun dilinde pelesenk oldu. Bu durum, öylesine bir evham, öylesine bir kuruntu veya sebepsiz kaygı değildir. Devlet kurumlarının ve bu kurumlardaki yetki ve etki sahiplerinin birbirleriyle olan "ilişkileri" ortadadır.Türkiye, yakın geçmiş zamanın yaygın argo tabiriyle BBG (Biri Bizi Gözetliyor) evi halini almıştır.Medyaya yansıyanlara bakılırsa, iş bu raddeyi de aşmıştır.Eskiden "derin ilişki, derin devlet" vs. olarak tabir olunurdu. Şimdilerde her şey artık dışa vurdu, yüzeye çıktı. Derinlik kalmadı. Devletin neyi kaldı ki, derinliği olsun! Dünün derin dalaşı, derin çekişmesi, derin kapışması, karaya vurmuş vaziyettedir.Türkiye, adeta çifut çarşısı halini almıştır? Bu onun peşine adam takmış. O buna tuzak kurmuş. Ötekisi berikisine suikast hazırlığı yapmış. Diğeri bunu gözetletmiş. Ötekisi berikisini yok etme düzeneği oluşturmuş. Kimisi kimisini vurmuş-vurdutmuş. Cümlesi birbirini dinlemiş-dinletmiş.Zamana ve zemine uyum halinde münavebeli olarak kamu gücü, medya gücü, apolet gücü, sivil toplum gücü veya şahsî güçler kapışması yaşanmış, yaşanıyor.Taraflar, güç bende diyor.Olan ise millete oluyor, devlete oluyor.Millet aç kalıyor, işsiz kalıyor, işletmelerini, kaynaklarını ecnebilere kaptırıyor. Birliği gidiyor, geleceği kararıyor. Milletin evladı can veriyor. Devlet gücünü-güvenini yitiriyor, bağımsızlığını kaybediyor. Devlet-millet bütünlüğü yok oluyor.Bu arada kim kazanıyor.AB kazanıyor, ABD kazanıyor, IMF kazanıyor, küresel sermayedarlar kazanıyor, gayr-ı Müslim azınlıklar kazanıyor. PKK ve sair terör odakları fink atıyor. Devlet kademeleri ve kurumlarındaki kapışmanın tarafları, maalesef zaten yıllardan beri yabancı odakların aklıyla yürüyor, onların plan ve projelerinin adamı olarak iş görüyorlar. Milletimizin gözünü boyamak üzere güya en İslamcı, en muhafazakar, en mücahit görüneni, "Ben Amerika'nın stratejik ortağıyım, misyon üstlendim" diye iftihar ediyor, boynundan "dinler arası diyalog haçı" sallandırıyor.Dolayısıyla bugün duruşma salonlarından mahkeme dosyalarına, derin kapışma ifşaatlarından sümenaltı evraklarına kadar birçok yerden dışa vuran ve yüzeye çıkan "derinliksiz vaziyet"in tarafları, maalesef AB, ABD, Vatikan ve küresel sermayedarların emir erleri ve yerli hizmetkârları olarak boy gösteriyorlar.Dolayısıyla cereyan eden işler, eskinin Amerikancıları ve AB'cileriyle, yeni yetme Amerikancılar ve AB'ciler arasındaki "güç bende, biz onların daha maharetli hizmetkârlarıyız" kapışmasıdır. Gerçekte hepsinin temel karakterleri üç aşağı-beş yukarı aynıdır, birbirlerine rakip, farklı ve hasım gibi görünseler de hepsi aynı çanağa tükürüyorlar.Türk milleti, bu tabloyu böyle okumalıdır.Bu vaziyetin millete, devlete hayrı yoktur; olmayacaktır. O halde bu vaziyet karşısında Türk milletinin acilen yapması gereken iş, aklını, iradesini, kafasını ve gücünü Türk devleti ve milletinin yararına kullanacak; gücünü ve icazetini milletinden alan donanımlı kadroları devlet ve millet işine koymaktır, işbaşına getirmektir. BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş ve kadroları dışında böylesi vasıfları, hazırlığı ve vizyonu olan varsa, buyursun beri gelsin!