Değişen dünya dengeleriyle şekillenen yeni düzende, Türkiye üzerine oynanan oyunlar da artarak devam etmektedir.
Güneydoğu'muzda her an patlak vermesi muhtemel bir savaş; ve bu savaşın sınırlarımıza sıçrama riski bir yana, kendi elimizle yasalaştırdığımız pek çok dinamit hüküm, AB'ye üyelik uğruna ülkeyi parçalama tehlikesi taşımaktadır.
Yine AB sürecine paralel olarak yoğun şekilde gündem edilen kültürel ve sosyal yozlaştırma faaliyetleri ile dini bütünlüğü hedef alan misyonerlik çalışmaları, son sürat devam etmektedir.
Tüm bu tehlikelere karşı Türk milleti bir, beraber ve ayık olmak zorundadır.
Zira, birlik; düşmanlarımız ve üzerimizde hesabı olan çevreler için caydırıcı unsurdur.
Yine, bir tehlike anında gerekli savunmaya en kısa sürede geçebilmek için, ülkede istikrarın bulunması esastır. İstikrarı sağlayan temel unsur birliktir.
Bugün, Avrupa Devletleri, bir din etrafında (Hıristiyanlık) ve bir medeniyet etrafında (Avrupa medeniyeti) birleşme yolunu seçmişlerdir.
Bu hakikat; birliğin, milletlerin geleceğinde ve bugünün şekillenmesindeki önemini en bariz şekilde ortaya koymaktadır.
Türk Milleti de bunu yapmalıdır.
Medeniyetinin temeli İslam dini etrafında kenetlenmeli, kültürü ve tarihi bir olan Türkî Cumhuriyetlerle birlikteliklere gidilmelidir. Neticesi güç birliği ve iktisadi birlik olacak böyle bir birleşme, Türkiye'yi ilk etapta bölgesinde lider konuma getireceği gibi, dünya sahnesindeki yerini güçlendirecek, düşmanlarına göz dağı verecektir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, önce içteki birliğini tam anlamıyla sağladıktan sonra, Türkî Devletlerle, AB benzeri birlikteliklere yönelmeli, Avrupa'nın fark ettiği bu harcı kendisi için de kullanmalıdır.
Güneydoğu'muzda her an patlak vermesi muhtemel bir savaş; ve bu savaşın sınırlarımıza sıçrama riski bir yana, kendi elimizle yasalaştırdığımız pek çok dinamit hüküm, AB'ye üyelik uğruna ülkeyi parçalama tehlikesi taşımaktadır.
Yine AB sürecine paralel olarak yoğun şekilde gündem edilen kültürel ve sosyal yozlaştırma faaliyetleri ile dini bütünlüğü hedef alan misyonerlik çalışmaları, son sürat devam etmektedir.
Tüm bu tehlikelere karşı Türk milleti bir, beraber ve ayık olmak zorundadır.
Zira, birlik; düşmanlarımız ve üzerimizde hesabı olan çevreler için caydırıcı unsurdur.
Yine, bir tehlike anında gerekli savunmaya en kısa sürede geçebilmek için, ülkede istikrarın bulunması esastır. İstikrarı sağlayan temel unsur birliktir.
Bugün, Avrupa Devletleri, bir din etrafında (Hıristiyanlık) ve bir medeniyet etrafında (Avrupa medeniyeti) birleşme yolunu seçmişlerdir.
Bu hakikat; birliğin, milletlerin geleceğinde ve bugünün şekillenmesindeki önemini en bariz şekilde ortaya koymaktadır.
Türk Milleti de bunu yapmalıdır.
Medeniyetinin temeli İslam dini etrafında kenetlenmeli, kültürü ve tarihi bir olan Türkî Cumhuriyetlerle birlikteliklere gidilmelidir. Neticesi güç birliği ve iktisadi birlik olacak böyle bir birleşme, Türkiye'yi ilk etapta bölgesinde lider konuma getireceği gibi, dünya sahnesindeki yerini güçlendirecek, düşmanlarına göz dağı verecektir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, önce içteki birliğini tam anlamıyla sağladıktan sonra, Türkî Devletlerle, AB benzeri birlikteliklere yönelmeli, Avrupa'nın fark ettiği bu harcı kendisi için de kullanmalıdır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Hüseyin Kibarlı / diğer yazıları
- Başlıksız... / 19.01.2003
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002
- Küreselleşme milliliği bitirir / 17.01.2003
- Kıbrıs'ta milli bütünlük dini bütünlükten geçer / 16.01.2003
- Asıl hedef başka / 15.01.2003
- Ekonomide kalıcı çözüm için / 11.01.2003
- Türkiye güçlü olmaya mecburdur / 09.01.2003
- Türkiye, savaşı önleyebilecek güçtedir / 08.01.2003
- Yabancılara el açmaktan kurtulmalıyız / 24.11.2002
- Türkiye yol ayrımında / 23.11.2002
- IMF ile bu iş olmaz / 19.11.2002