Gerçeklerle yüzleşmeliyiz

ABD, İsrail ve AB troykası, Ortadoğu gündeminde İran'a kilitlenmiş durumda. Her türlü yolu, yöntemi deniyorlar, ama bir türlü muvaffak olamıyorlar.İran oldukça güçlü bir diplomasi yürütüyor.Gözleri işgal hırsıyla kararmış olan Batılılar sık sık şahince açıklamalarda bulunuyorlar, ama İran bu atılan yemlere gayet olgun bir tavırla cevap vererek onların manevralarını geri püskürtüyor.Bu sefer troyka yine koyuna dönüp, müzakere masasına oturmak zorunda kalıyor. Bu müzakelerde sürekli ileri doğru adım atan İran oluyor. Batılılar İran'ın son adımını her zaman kabullenmek durumunda kalıyorlar.Bu soğuk savaş böyle devam edip duruyor.Ama görünen o ki, ne ABD, ne İsrail ne de AB, Ortadoğu ve İran sevdasından vazgeçmeyecekler.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllar önce yaptığı şu önemli tespitini yeniden hatırlatalım:"Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) mimarı israil, taşeronu ABD'dir."Dolayısıyla AB de hem ABD'nin, hem de İsrail'in taşeronu oluyor ya da olmaya zorlanıyor. Projenin mimarı olan İsrail'in Ortadoğu ve İran inadı ekonomik ya da siyasi sebeplerden kaynaklanmıyor, hepinizin malumu bu bir "arzı mevut" projesidir ve binlerce yıllık mazisi vardır.Olaya inanç boyutundan yaklaşan bir ülkeyi emelinden vazgeçirmek mümkün değildir, yapılması gereken sadece onun önünü kesmek ve mücadele etmektir.İran da bunu yapıyor ve kendisini savunmak için ne gerekiyorsa önlemini alıyor. Son yapılan açıklama da oldukça önemli.İran'ın dini lideri Ali Hamaney'in danışmanı Mücteba Zolnur, "Eğer Amerika veya İsrail ateş açar ya da ülkemize füze atarsa, İran silahlı kuvvetleri İsrail'in kalbini ve bölgedeki 32 Amerikan üssünü, bu saldırının tek bir kumu yere düşmeden hedefleyecektir" dedi. İran, karşı taraftan gelebilecek herhangi bir saldırıya kadar herhangi bir tepki vermeyecek. Son ana kadar diplomasinin bütün kademelerini yerine getiriyor ve bunda da başarılı. Bu durum troykayı çıldırtıyor.ABD, İsrail ve AB üçlüsü herhangi bir destek almadan İran'ı asla işgal edemeyeceklerdir. Bu gerçeği ABD'li yetkililer de -hem de askeri-  sık sık ifade ediyorlar. Çıkış noktası arıyorlar ve en büyük çıkış noktasını da Türkiye olarak görüyorlar. Bu gerçeği de asla gizlemiyorlar.Bir şekilde Türkiye-İran çatışmasınının fitilini ateşlemek istiyorlar.Bir taraftan İran'ı sürekli dürtüyorlar, diğer taraftan da İran'ın hedefinin Türkiye olması için her türlü adımı siyasilerimize attırıyorlar.Örneğin Hakkari'ye kurulacak, İran'a yönelik ABD füze kalkanı; İncirlik üssünün ABD'nin kullanımında olması;  İran'ın müttefiklerini İsrail'le kaynaştırma, ABD ile yapılan ikili anlaşmalar ve benzeri adımlar maalesef ateşlenecek olan fitilin zeminini hazırlıyor. Fitil hazır olunca iş sadece kıvılcıma kalacak.İran kendisine yapılacak olan saldırıya cevap vereceğini açıklıyor, bizler ise ABD ve İsrail'e stratejik müttefiklik adına daha fazla hedef olmanın adımlarını atıyoruz.Siyasilerimiz ülkemizi bile bile büyük bir karanlığın içine doğru taşıyorlar.Gerçeklerle yüzleştiğimiz zaman "biz demiştik" demek hiç de hoşuma gitmeyecek.