Gerçekler ve Gerçek Diye Yutturulanlar

Küresel güçlerle işbirliği halinde olan siyasilerin ve medya kuruluşlarının seçim hileleri, seçimlere yaklaştığımız şu günlerde artıyor.Dilerseniz şahit olduğum bir hadiseyi naklederek bu gerçeği ortaya koyayım.Bağımsız Türkiye Partisi Bayrampaşa İlçe Teşkilatı'nın daveti üzerine esnaf ziyaretine katıldık. Yer Bağlar caddesi ve öğlen saatleri.CNN Türk muhabiri ve kameramanı da bu çalışmayı görüntülüyor, bir taraftan da geçen halk ile röportaj yapıyor. "BTP bu projeleri yapabilir mi?" sorusuna halkın çoğu "evet yapabilir" cevabını veriyor, sadece iki vatandaş olumsuz cevap veriyor. 1 gün sonra CNN Türk'te haberleri izliyorum. Ne göreyim, sadece olumsuz düşünen iki kişinin konuşmaları yayınlandı, olumlular ise sümenaltı edildi. Kendi kendime, "bu kadarına da pes doğrusu" demek zorunda kaldım.Yüzde 80 olumlu olan bir tablo bu kadar eksik ve taraflı ortaya konulabilirdi.Ne de olsa bazı medya kuruluşlarının mahir olduğu konu da buydu. İmamın keçisi çalınırdı, "imam keçi çaldı" haberiyle bu duyurulurdu.Anadolu yakasında ikamet eden Eyüp Ayhan adında bir arkadaşım bana başından geçen şöyle bir olayı nakletti:Eyüp, bir iş sebebiyle Kadıköy sahile gidiyor. BTP'li gençler Prof. Dr. Haydar Baş'ın taahhütnamelerini vatandaşlara dağıtıyor. Broşürü alan vatandaş yere atmadan cebine koyuyor.O sıralarda malum medya kuruluşlarından bir kameraman ve muhabir gelen geçenle röportaj yapıyor.Sorduğu hemen hemen herkes cebinden taahhütnameyi çıkararak, "Bu sefer bu partiye, Haydar Baş'a vereceğiz" diyorlar.Üç beş röportajdan sonra kameraman kamerayı kapatıyor ve "Burada bize iş yok" diyerek çekip gidiyorlar.İşte güzide(!) basınımızın tarafsızlığı(!)?Bu yaşanan hadiseleri çoğaltmak mümkün. Şimdi anlıyor musunuz taşeron medyada yayınlanan anketlerin hangi mantıkla ve nasıl hazırlandığını?2002 seçimlerinde de taşeron siyaset-medya koalisyonu benzer senaryoları devreye koymuştu.Fitneler, dedikodular, yanıltmalar, saptırmalar havalarda uçuşuyordu. Yetmedi, sandıktaki oylar bile yer değiştirdi.Ankara'dan bir okurumuz mail gönderiyor. "Ben" diyor, "2002 seçimlerinde falanca partinin sandık müşahidiydim. Bizim sandıkta BTP'nin müşahidi yoktu. "BTP'nin oyları bize helaldir" diyerek 40 oyu diğer müşahitlerle paylaştık. Şimdi pişmanım".İstanbul Ayazağı'nda ikamet eden bir arkadaşımızla görüşüyoruz. "2002 seçimleri sonrası, yakınımızdaki ormandan içinde resmi oyların bulunduğu sandıklar bulundu" dedi. Yani sandıklarda da ciddi oynamalar yapılmıştı.Daha ne tür oyunlar oynandı bilemiyoruz.Ülkeyi geleceğe taşıyacak, milletin temsilcilerini seçiyoruz, ama alavere dalaverenin haddi hesabı yok.Bunları neden anlatıyorum, ülkemizin geleceği için, nesillerimize sağlıklı ve güçlü bir ülke bırakabilmemiz için lütfen oynanan oyunlara kanmayalım.Oyumuza ve sandığımıza sahip çıkalım.Bu seçimlerde de mutlaka milletimizin çözümle buluşmasını engellemeye çalışacaklardır. Bu onların görevi, ya millet olarak bizim görevimiz ne?Emin adımlarla, hiç kimsenin fitnesine kanmadan, hatta fitnecilerin haddini de bildirerek, milli çözümü, projesi ve modeli olan lidere ve kadrosuna ülkeyi emanet etmektir. Artık kaybedecek zamanımız da kalmadı.