Geceyarısı Ekspresi Filmiyle Sıcak(!) Karşılama

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bir kez daha temaslarda bulunmak üzere ABD'ye uçtu.Birçok konuşmasında dış işlerdeki başarısından, Irak konusunda ABD'ye sağladığı lojistik destekten ve ABD'nin stratejik bir müttefik olduğundan bahseden Sayın Gül'e, bu sefer ABD'de şok bir karşılama yapıldı.ABD'nin tanınmış bir TV kanalı, Türkiye'yi karalayan "Midnight Express", yani "Geceyarısı  Ekspresi" filmini tam Sayın Gül'ün ziyaretine denk getirdi.Böylece stratejik müttefik ABD, dostluğunun ve samimiyetinin bir göstergesi olarak kendi şanına(!) yaraşır bir karşılama örneği sundu.Üstelik, ilk gösterime tam 29 yıl önce giren, Türk düşmanlığını aşılayarak, insanların Türklere ve Türkiye'ye karşı kin ve nefret duymasına sebep olan bu film en çok izlenen saatlere konmuştu.ABD acaba niçin böyle sevgi(!) dolu bir karşılama töreni tercih etmiş olabilir?Bunun birçok sebebi olabilir.Bir ülke ki, sahip olduğu milli değerlerine her türlü hakareti serbest bırakma eğiliminde. İçerdekiler bu eğilime sahip olursa, dışarıdakiler neden bundan cesaret almasın?Senin basının, senin yorumcuların, senin siyasetçilerin durmadan küresel güçlerin taşeronluğunu yaparak, en ufak bir olayda bile devletine, milletine, askerine, polisine sövmeyi, suçlu göstermeyi adet haline getirmiş, dışarıdaki adamların senin kurumlarını kötü göstermesi, iftiralar atması normal değil mi?Adamlar içimizdekilerin servis yaptıklarını, malzeme olarak kullanıyorlar.Sen bir hakaret edersen, adamlar cesaret bulur, fırsat bu fırsat deyip iki hakaret eder.Ülke içinde mütarekeci kesim devlet kurumlarımıza, değerlerimize o kadar çok hakaret etmeye, suçlamaya meyilli ki, belki de adamlar bundan hoşlandığımızı falan zannediyordur. Tabii ki bu yorum sadece espri. Ama ülkeyi yabancılara satma konusunda hevesli olanlarımız için bunun gerçek payı var.Onlar vatana, millete, bayrağa sövüldükçe, milletimiz katil ilan edildikçe haz alıyorlar, diriliyorlar. İçlerindeki kin ve nefret onlara hayat veriyor.Zaten millet olarak ne çektiysek, bu içi farklı dışı farklı olanlardan çektik. Gerçi şimdilerde renklerini tam belli ediyorlar, ama neyse o da faydalı. Çünkü millet bilsin kimin ne olduğunu. En azından gerçek dostunu, samimi olanı tanıyor millet, diğerlerini ise yaklaşan seçimler için bir yere not ediyor.Biz yine dönelim şu ABD ziyaretine.Tabii ki bu "Geceyarısı Ekspresi" ile karşılamanın asıl hedefinin, ziyaretin ana  gündem maddeleriyle alakası var.Gündem Irak, Kerkük, PKK ve İran?Esasen asıl konu İran da, yalnız telaffuz edildiğinde dikkat çeker diye diğerleri de çeşni olarak konuyor.ABD'nin Irak konusunda Türkiye'den bir beklentisi yok. Olsaydı alttan girer üstten çıkar mevcut siyasilerimize şu meşhur Mart tezkeresini imzalatırdı. Sırf ABD ve İsrail istedi diye Lübnan'a en çetin yere askerimizi gönderen siyasilerimiz eğer ABD isteseydi Irak'a göndermez miydi?Peki, ABD İran için çağırdıysa niçin Irak için dün yakmadığı yeşil ışığı bugün yakıyor, PKK'ya operasyondan bahsediyor, Kerkük konusunda bizi kışkırtıyor?Hepsi İran'la alakalı. Siyasilerimizin ikna olduğu İran konusunda, askerimizin ve milletimizin kolay kolay ikna olmayacağını iyi biliyor.İran için bir ara formül bulunması gerekiyordu, bu da Türk ordusunun PKK ve Kerkük bahane edilerek Irak'taki cehenneme çekilmesiydi. Çünkü böyle olursa, Türkiye geri dönülmesi mümkün olmayan bir tuzağa düşecekti. Ne Kerkük, ne Musul ne Telafer, ne de PKK? Türkiye hiçbir fayda elde edemeyecekti, ama kendisini sıcak bir harbin içinde bulacaktı. Aynen birinci Dünya Savaşı'nda olduğu gibi.ABD küresel ısınma ile gündeme gelen felaket raporlarını inceledikçe Ortadoğu için iştahı artmakta ve bu coğrafyaya yerleşmek için can atmakta.Şu anki askeri hareketliliğin sebebi de bu. ABD, Irak'taki zeminini kuvvetlendirmek için yeni kanlı bir operasyona hazırlanıyor. Ama bu coğrafyaya yerleşmesine engel olacak asıl unsurlar, İran ve Türkiye hala duruyor. Şimdilerde gerek Türkiye'ye gerekse İran'a her türlü psikolojik, ekonomik baskıyı uyguluyor.Sözde soykırım tasarısı, Hrant Dink cinayeti ile gündeme gelen psikolojik baskı, Geceyarısı Ekspresi ile karşılama, Türkmenlere saldırı ve daha niceleri? Ya ABD'deki Yahudi derneklerinin, soykırım konusunda destek verir gibi gözükmelerindeki asıl gerekçelerine ne demeli?Washington'da etkin üç ayrı Yahudi derneğinin yetkilileri, basına yaptıkları değerlendirmelerde, tasarıya muhalefetlerini, soykırım tezine ilişkin bir tavırla değil; bu tasarının kabulü halinde, "başta İncirlik Üssü'nün Irak bağlantılı kullanımı olmak üzere, Türkiye ile ABD arasındaki işbirliğinin aksayacak olması" ile gerekçelendirdiler.Yahudi lobilerinin ABD için önemini anlatmama gerek yok herhalde.İncirlik üssünün Irak'la alakalı bir kullanım hedefi kalmadığına göre burada bahsedilen "Irak"tan murat sakın İran olmasın?Yükselen koku hiç de hoş değil, manzara oldukça puslu.Devletiyle, milletiyle, askeriyle bu tehlikeli gidişata dur demeliyiz.Siyasilerimizin AB aşkları, ABD dostlukları uğruna bu güzelim vatanı, aziz milletimizin gençlerini heba etmemeliyiz.Her şeyden önemlisi devlet-millet, asker-sivil tek bilek tek yürek olmamızı sürekli telkin eden, bizi tehdit eden bütün tehlikelerden bizleri haberdar eden, üstün öngörüsüyle önceden uyaran, milli projeleriyle ülkemizi herhangi bir bedel ödemeden dimdik ayağa kaldıracak olan Prof. Dr. Haydar Baş'a da fırsat vermeliyiz.