Türkiye ekonomisi için ele aldığımız her konu, iflasın bir başka boyutunun anlatılmasından öteye gitmiyor. Bunları tek bir cümlede özetleyecek olursak, ekonomimiz batmıştır diyebiliriz. Elbette bundan sonra da ortaya çıkan verileri, açıkları, varsa fazlaları yorumlamaya devam etmek durumundayız, fakat gidişatın verdiği karamsarlık, yapılacak analizlerin bir çöküşün günlüğünü tutmak olacağı düşüncemizi maalesef pekiştiriyor. Türkiye ekonomisini analiz edenleri büyüteç altına aldığımızda çoğunun, 3 Ekim, ABD ile ilişkiler, AB süreci, AB'ye uyum kelimelerini kullanmadan pembe bir tablo çizebilecek bir senaryo üretemediklerini bazen normal bir değerlendirme yapamadıklarını görüyoruz. İnkar etseler bile bu durum ekonomimizin ipinin ucunun kimlerin elinde olduğunun göstergesidir.BTP Lideri Prof. Dr. Haydar Baş'ın, BTP'nin 4. kuruluş yıldönümü için düzenlenen gecede yapmış olduğu konuşmasından da bu yaklaşımı çıkardım. Ülkenin her sorununu en ince detayına kadar teşhis eden BTP Lideri'nin, tamamen yerli orijinal çözümlerinin dünya akademik çevrelerinde yeni bir çığır açtığını biliyoruz. Sayın Baş, ekonomik ayrıntılara girmeden sürdürdüğü konuşmasında, iktidarın günahını saymaya başlarsak sabaha kadar sürer diyerek, yapılan yanlışların tek tek sayılamayacak kadar çok olduğunu vurguladı.Bir liderin en önemli vasıflarından olan, milleti için bir ufuk belirleme özelliğinin yine ortaya çıktığını gördük. İktisatta kesin yargılarda bulunmaktan hemen herkes kaçınır. Yanılma olasılığının yol açacağı prestij kaybını kimse göze almak istemez. Bu sadece ülkemizde değil dünyada da böyledir. Fakat bir lider istisna. Prof Dr. Haydar Baş bırakın kesin yargılarda bulunmayı, dünya ekonomisinin geleceğiyle ilgili yeminle konuşuyor. Bu olacak, şu olmayacak diyebiliyor. Dünyayı sömürmek için kurulan sirki BTP İktidarında dağıtacağının teminatını veriyor, milletin, üzerine kül dökülmüş bağımsızlık karakterini ortaya çıkarıyor, ilmi, dostta güven ve şükür, düşmanda endişe ve korku yaratıyor.Ekim ayında yapılacak, dünyanın her tarafından iktisatçıların katılacağı, yeni çıkacak Milli Ekonomi Modeli kitabının değerlendirileceği iktisat kongresinde dünya ekonomisinin içinde olduğu sorunlar ele alınacak. Milli Ekonomi Modelinin bu sorunları nasıl ortadan kaldırdığı formülleriyle ortaya konulacak. Şimdiden bu kongrenin dünya iktisat tarihi için bir dönüm noktası olacağını söyleyebiliriz.Fazla söze gerek yok. Küresel sürecin dayatması olarak dünyadaki bütün milletlerin diğer değerleri gibi ekonomileri de kuşatılmış.İçerisi de ihmal edilmeyerek iktisat fitnecileri serpiştirilmiş.İşte Milli Ekonomi Modeli'ne biraz da bu açıdan bakmak lazım. Modelin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş Bey yapmış olduğu işleri sadece başarmıyor, her şeye rağmen başarıyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Serdar Peker / diğer yazıları
- Domuz jeltini / 09.07.2012
- Dış ticaret ve futbol endüstrisi / 20.06.2012
- Tüketim kabiliyeti / 03.06.2012
- 21. yüzyıl ve paranın hürriyeti / 25.04.2012
- 21. yüzyıl ve paranın işlevi / 12.04.2012
- Belirleyici olan kabullerdir / 06.03.2012
- MEM presi altında kapitalizm / 18.02.2012
- Ekonomide belirlilik / 23.04.2010
- Reel faiz gerçekten reel mi? / 19.10.2007
- Dolardan Kaçışın Akıbeti / 04.10.2007
- Dış ticaret ve futbol endüstrisi / 20.06.2012
- Tüketim kabiliyeti / 03.06.2012
- 21. yüzyıl ve paranın hürriyeti / 25.04.2012
- 21. yüzyıl ve paranın işlevi / 12.04.2012
- Belirleyici olan kabullerdir / 06.03.2012
- MEM presi altında kapitalizm / 18.02.2012
- Ekonomide belirlilik / 23.04.2010
- Reel faiz gerçekten reel mi? / 19.10.2007
- Dolardan Kaçışın Akıbeti / 04.10.2007