AKP hükümeti, bu güne kadar 3 sacayağı üzerinde duruyordu.Kartel medyası, bir. Varlığı ve yokluğu müsavi, hatta AKP'nin payandası "Meclis içi muhalefet", iki. İnadına AKP'yi tek başına iktidara getiren halk üç.Sacayağının biri kopmuş vaziyette; halk AKP'den koptu, millet desteğini çekti, hatta cephe açtı? 4 yılda bir hayır kırıntısı dahi görmedi çünkü.Muhalefet, sağolsun, varlığıyla da, yokluğuyla da AKP'ye pirim kazandırmada bir numara? Kartel medyası üzerinden pirim devşirme işini ise bizzat Başbakan R. T. Erdoğan üstlenmiş. AKP, şimdiki varlığını "muhalefetin içler acısı ahvali"ne ve "kartel ile söz dalaşı"na borçlu.Erdoğan, haftasonu Kastamonu'dan "güya kartel medyası"na salvo atışı yapıyor: "Gazeteler hortumları kesildiği için bu haberleri yapıyorlar. Gazetelere hatırlatıyorum. Bu haberlerin gerçek sebebini yakında açıklayacağım"Erdoğan "gölge boksu" yapıyor.Konu malum? Ali Dibo olayları.Mart başında da benzer salvo atışları yapmıştı havadan. Monte Carlo'ya giderken... O zaman da konu, yolsuzluk iddiaları, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın mahdumunun "mısır ve yumurta işleri"ydi. Nitekim işler, Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu raporlarına bile aksetti. Nitekim DDK, Toprak Mahsulleri Ofisi'nde (TMO) aşırı mısır stokları olaşmasına neden olduğunu belirttiği 2003 ve 2004 yılları mısır dış alımlarının Başbakanlıkça incelenmesi ve gerekirse soruşturulması gerektiğini belirtti. Güya kartele gürleyen Erdoğan, neyi açıkladı? Hiçbir şeyi? Açıklayabilir mi? Asla.Baksana, adam kartel medyasıyla bile kapışıyor canım, imajı vererek güya toplumun gözünü boyamak için esip gürlüyor.Artık milletin bu efelenmelere karnı tok?Kartelin teşvik borçları, vergi borçları, reklam payı borçları, ihale işleri ne alemde?!? İşler tıkırında.AKP ile kartel arasında "pirim artırıcı" danışıklı döğüş sözkonusu.İstanbul Belediyesi seçimlerinde bu "kartel ile kapışma" oyunu tuttu.3 Kasım seçimlerinde de "oyun tuttu"? Ama artık herkesin foyası ortaya çıktı? Erdoğan, "oyun üçtür" diye düşünüyorsa, yanılıyor; millet yutmaz.Millet, bugüne kadar "sıcak kül" yutmuş çünkü.Hem, Erdoğan'ı son derece rahatsız eden "alengirli işler" bugünün meseleleri değil ki? Devleti 27,5 milyon dolar zarara uğratan fatura yolsuzluğu davaları, Yahudi Ofer'e Galataport ihalesi, mahdumun mısır ithaline, yumurta KDV'lerine ve teşviklere dair, kerimenin aracılık ve bilgisayar işleri, BM'nin terörü finanse eden kişiler listesinde yer alan Yasin El Kadı ile fındık tüccarı danışmanın arasındaki para trafiğine ilişkin bir Maliye raporunun sümen altındaki pozisyonu, Ali Dibo olaylarına dair iddialar ve konuşulanlar yeni değil ki.Bunları medyadan önce AKP'li vekiller konuşuyor.Diyelim ki, bu konularda susmayan Mahmut Koçak ve Fuat Geçen'i AKP'den ihraç ettiniz; bu "alengirli işler"den kurtulmuş oldunuz mu? Bu konularda arada sırada çıkış yapan Turhan Çömez AKP vekili değil mi?"Yeter artık Sayın Unakıtan! Bize, partiye ve ülkeye yük oluyorsunuz. Sizi artık taşıyamıyoruz. İstifa edin" diyen Çömez AKP vekili değil mi? Erdoğan'a "Bu olayın üstüne gidin? İşte belgeler. Yoksa hükümetten düşünce, Yüce Divan'a gidersiniz" uyarısı yapan Fuat Geçen, daha birkaç gün önce AKP Hatay vekili idi. "Başbakan Kasımpaşalı gibi konuşmamalı" diyen Mahmut Koçak da birkaç gün önce AKP vekiliydi.AKP'deki koku, içeriden dışarıya sızıyor.Bütün bu kokular, "bir konuşursam yer yerinden oynar" gürlemeleri ile bastırılacak işler değil? Çok iyi hatırlıyorum, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, 2003'ün 10 Mayıs'ında Şereflikoçhisar'da "Yolsuzluğun bir köşesinde siyasetçi, bir köşesinde bürokrat, bir köşesinde işadamı var" diyordu. Erdoğan buna bir de "kartel medyası"nı eklemiş oldu. Ama bu ekleme, ihraç edilen veya henüz edilmeyen AKP'li vekillerin dışarıya yansıttıkları "yolsuzluk"ları örtemeye yetmemektedir.Erdoğan, ne "zaafiyet içindeki muhalefet"in katkılarıyla, ne de "kartel ile danışıklı kapışmalar" ile, artık AKP'nin iktidarda kalamayacağını görmelidir. Çünkü AKP, en büyük destekçisini yitirmiştir, AKP milleti yitirmiştir. Türk Milleti, AKP'yi "kalbine"(!) gömmüştür, şimdi önceki koalisyon ortaklarına yaptığı gibi, sandığa gömmeye hazırlanmaktadır. Bu vakitten sonra AKP'nin, milletin desteğini alacak herhangi bir çözümü, herhangi bir projesi, herhangi bir programı, herhangi bir milli duruşu olamayacağına göre; yapacağı iş, samimiyetle "milletin işlerini ehline teslim" etmek, böylece milletin yarasını daha da kanatmamaktır.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019