Prof. Dr. Haydar Baş’ın geçtiğimiz gün yazdığı bir makaleden önemine binaen bir alıntı yaparak yazıma başlamak istiyorum.
“İslam’ı anlamada ve yaşamada İmam Ali sevdasında, Hz. Fatıma’da, Hz. Hasan’da, Hz. Hüseyin’de buluşmak şart ve de yeterlidir. Ehl-i Beyt’i sevmek, Hz. Ebubekir’i, Hz. Ömer’i, Hz. Osman’ı inkar etmek değil, bilakis onların da içinde olmak istediği Ehl-i Beyt çizgisinde bir bilek ve bir yürek olmaktır.
İmam Ali’yi ve Hz. Fatıma’yı anlamak ve dava etmek ne Hz. Ebubekir’e, ne Hz. Ömer’e, ne de Hz. Osman’a karşı olmak değil, bilakis onlarla bütünleşmektir. Hz. Ebubekir’in vefatından sonra Hz. Esma annemizin İmam Ali’nin yanında olması ve Ebubekir’in oğlu Muhammed’i de Hz. Ali’nin Ehl-i Beyt çizgisinde yetiştirmesi ve Muhammed’in de Hz. Ali’ye bir baba gibi sahip çıkması bu İslam kardeşliğinin ortaya çıkan görüntüsüdür.”
Prof. Dr. Haydar Baş’ın bu ifadeleri, Ehl-i Beyt sempozyumu ve Ehl-i Beyt külliyatı ile verilmek istenen mesajı anlamaktan aciz kalıp, olayı art niyetli bir şekilde farklı yerlere çekmeye çalışanlara mükemmel bir cevaptı.
“Onların da içinde olmak istediği Ehl-i Beyt çizgisinde bir bilek ve bir yürek olmaktır” ifadesi oldukça önemli…
Bu cümlede ifade edilen gerçeği Hz. Fatıma’nın evliliğinde açıkça görmekteyiz.
Hatırlayalım. Hz. Fatıma, Peygamber Efendimizin (SAV) nezdinde o kadar mümtaz bir yere sahip ki, evlenme aşamasına geldiğinde Onunla evlenebilmek için birçok Sahabi sıraya giriyor. Bunların içerisinde Hz. Ebubekir var, Hz. Ömer ve Hz. Osman var ve daha birçokları…
Hz. Ali ise çekindiği için önce müracaat edemiyor sonra bazı Sahabilerin ısrarıyla cesaret bulup o da Allah Resulü’ne (SAV) müracaat ediyor. Herkes Ehl-i Beyt olmaya talip ama o makamın sahipleri Bezm-i Elest’ten belli… Ehl-i Beyt’in birinci ismi Hz. Peygamber (SAV), ikinci ismi Hz. Fatıma annemiz, üçüncü isim için en büyük Sahabiler sırada…
Sonuç, hutbede açıklanıyor. Peygamber Efendimiz (SAV) bizzat Cenab-ı Hakk’ın belirlediği üçüncü ismi Cebrail (AS) vasıtasıyla Peygamber Efendimize bildiriyor.
Peygamber Efendimizin (SAV) mübarek soyunu devam ettirecek, “Kevser” süresinin nüzul sebebi olan Hz. Fatıma ile hayatlarını birleştirecek ve İslam’ın kıyamete kadar anlaşılmasında ve yaşanmasında ölçü sahibi imamları dünyaya getirecek olan o mübarek üçüncü isim, bizzat Hz. Peygamber’in (SAV) mübarek ağızlarından “İmam Ali” olarak ilan ediliyor.
Mekke’nin, Medine’nin seçilmişliği Cidde’nin değerini düşürmez. Kadir Gecesi’nin seçilmişliği diğer gecelerin kötü olduğu anlamına gelmez. Seçilmişlik Allah’ın lütfünün gereğidir, gazabının değil. Allah Kadir Gecesi’ni seçmiştir, çünkü insanlar o gün yaptığı ibadetle 1000 ay yaptığından daha fazla sevap kazanır. Allah Kadir Gecesi’ni seçti de şu günü niye seçmedi demek, Allah’ın kuluna sunduğu büyük ihsanı sorgulamaktır.
Bu gerçek Allah’ın sevip seçtiği her şey için geçerlidir.
Bu açıdan da bakıldığında Hz. Ali’nin Ehl-i Beyt’in bir mensubu olarak seçilmişliği, ilmin kapısı, velayetin şahı olması, imam olarak atanması insanlar için Allah’ın bir zulmü değil bir nimetidir. Bu, “Siz başıboş yaratıldığınızı mı zannettiniz” ayetinin Peygamber Efendimizden (SAV) sonraki tezahürüdür. Cenab-ı Hak Peygamber Efendimizi “Hatem’ü-l Enbiya” olarak göndermiştir ama insanları asla başıboş bırakmamıştır.
Ehl-i Beyt ve bizzat Cenab-ı Hak tarafından tayin edilen, Peygamber Efendimizin de Gadir Hum hutbesinde beyan ettiği Hz. Ali’nin evlatları, 12 İmam, Peygamber Efendimizden sonra İslam’ın Allah’ın murad ettiği şekilde anlaşılmasının ve yaşanmasının örnekleridir, önderleridir.
Bunu reddeden kimse kendine zulmetmektedir. Kendi heva ve hevesini Allah’ın muradının üstüne çıkarmaktadır. Bu sebeple Ehl-i Beyt gemisi Nuh’un gemisi gibidir, ona binen kurtulur, binmeyen helak olur gider.
“İslam’ı anlamada ve yaşamada İmam Ali sevdasında, Hz. Fatıma’da, Hz. Hasan’da, Hz. Hüseyin’de buluşmak şart ve de yeterlidir. Ehl-i Beyt’i sevmek, Hz. Ebubekir’i, Hz. Ömer’i, Hz. Osman’ı inkar etmek değil, bilakis onların da içinde olmak istediği Ehl-i Beyt çizgisinde bir bilek ve bir yürek olmaktır.
İmam Ali’yi ve Hz. Fatıma’yı anlamak ve dava etmek ne Hz. Ebubekir’e, ne Hz. Ömer’e, ne de Hz. Osman’a karşı olmak değil, bilakis onlarla bütünleşmektir. Hz. Ebubekir’in vefatından sonra Hz. Esma annemizin İmam Ali’nin yanında olması ve Ebubekir’in oğlu Muhammed’i de Hz. Ali’nin Ehl-i Beyt çizgisinde yetiştirmesi ve Muhammed’in de Hz. Ali’ye bir baba gibi sahip çıkması bu İslam kardeşliğinin ortaya çıkan görüntüsüdür.”
Prof. Dr. Haydar Baş’ın bu ifadeleri, Ehl-i Beyt sempozyumu ve Ehl-i Beyt külliyatı ile verilmek istenen mesajı anlamaktan aciz kalıp, olayı art niyetli bir şekilde farklı yerlere çekmeye çalışanlara mükemmel bir cevaptı.
“Onların da içinde olmak istediği Ehl-i Beyt çizgisinde bir bilek ve bir yürek olmaktır” ifadesi oldukça önemli…
Bu cümlede ifade edilen gerçeği Hz. Fatıma’nın evliliğinde açıkça görmekteyiz.
Hatırlayalım. Hz. Fatıma, Peygamber Efendimizin (SAV) nezdinde o kadar mümtaz bir yere sahip ki, evlenme aşamasına geldiğinde Onunla evlenebilmek için birçok Sahabi sıraya giriyor. Bunların içerisinde Hz. Ebubekir var, Hz. Ömer ve Hz. Osman var ve daha birçokları…
Hz. Ali ise çekindiği için önce müracaat edemiyor sonra bazı Sahabilerin ısrarıyla cesaret bulup o da Allah Resulü’ne (SAV) müracaat ediyor. Herkes Ehl-i Beyt olmaya talip ama o makamın sahipleri Bezm-i Elest’ten belli… Ehl-i Beyt’in birinci ismi Hz. Peygamber (SAV), ikinci ismi Hz. Fatıma annemiz, üçüncü isim için en büyük Sahabiler sırada…
Sonuç, hutbede açıklanıyor. Peygamber Efendimiz (SAV) bizzat Cenab-ı Hakk’ın belirlediği üçüncü ismi Cebrail (AS) vasıtasıyla Peygamber Efendimize bildiriyor.
Peygamber Efendimizin (SAV) mübarek soyunu devam ettirecek, “Kevser” süresinin nüzul sebebi olan Hz. Fatıma ile hayatlarını birleştirecek ve İslam’ın kıyamete kadar anlaşılmasında ve yaşanmasında ölçü sahibi imamları dünyaya getirecek olan o mübarek üçüncü isim, bizzat Hz. Peygamber’in (SAV) mübarek ağızlarından “İmam Ali” olarak ilan ediliyor.
Mekke’nin, Medine’nin seçilmişliği Cidde’nin değerini düşürmez. Kadir Gecesi’nin seçilmişliği diğer gecelerin kötü olduğu anlamına gelmez. Seçilmişlik Allah’ın lütfünün gereğidir, gazabının değil. Allah Kadir Gecesi’ni seçmiştir, çünkü insanlar o gün yaptığı ibadetle 1000 ay yaptığından daha fazla sevap kazanır. Allah Kadir Gecesi’ni seçti de şu günü niye seçmedi demek, Allah’ın kuluna sunduğu büyük ihsanı sorgulamaktır.
Bu gerçek Allah’ın sevip seçtiği her şey için geçerlidir.
Bu açıdan da bakıldığında Hz. Ali’nin Ehl-i Beyt’in bir mensubu olarak seçilmişliği, ilmin kapısı, velayetin şahı olması, imam olarak atanması insanlar için Allah’ın bir zulmü değil bir nimetidir. Bu, “Siz başıboş yaratıldığınızı mı zannettiniz” ayetinin Peygamber Efendimizden (SAV) sonraki tezahürüdür. Cenab-ı Hak Peygamber Efendimizi “Hatem’ü-l Enbiya” olarak göndermiştir ama insanları asla başıboş bırakmamıştır.
Ehl-i Beyt ve bizzat Cenab-ı Hak tarafından tayin edilen, Peygamber Efendimizin de Gadir Hum hutbesinde beyan ettiği Hz. Ali’nin evlatları, 12 İmam, Peygamber Efendimizden sonra İslam’ın Allah’ın murad ettiği şekilde anlaşılmasının ve yaşanmasının örnekleridir, önderleridir.
Bunu reddeden kimse kendine zulmetmektedir. Kendi heva ve hevesini Allah’ın muradının üstüne çıkarmaktadır. Bu sebeple Ehl-i Beyt gemisi Nuh’un gemisi gibidir, ona binen kurtulur, binmeyen helak olur gider.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- ‘Güçlü’nün hukukuyla ‘adalet’ sağlanır mı? / 08.02.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025
- Bir daha 6 Şubat’ları yaşamamak için… / 07.02.2025
- Ahmed Şara’nın Türkiye ziyareti ne anlama geliyor? / 05.02.2025
- Yatırımcılar, ‘demokrasi’ ve ‘hukuk’ arar / 04.02.2025
- Türkiye’de tarım BTP ile zirveye ulaşır / 01.02.2025
- İsrail, işgallerini kalıcı hale getirmeye çalışıyor / 31.01.2025
- Trump hızlı başladı; ne değişecek? / 29.01.2025
- İnsan bozulunca, her şey bozuluyor / 28.01.2025
- Gazze’deki ateşkes ABD’ye mi emanet? / 25.01.2025
- Kartalkaya’da yüreğimiz yandı / 24.01.2025