Son birkaç gün içinde yaşanan hadiseler terör olaylarındaki tırmanışı gözler önüne serdi.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde güvenlik güçleriyle PKK’lı teröristler çatıştı. 1 özel harekat polisi şehit olurken, 3 asker ile 1 korucu da yaralandı.
Önceki gün Kayseri’de canlı bomba eylemi gerçekleşti. PKK’lı bir terörist Pınarbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına otomobiliyle dalınca çatışma çıktı, ardından otomobildeki patlayıcıyı infilak ettirince 1 polis memuru şehit oldu, 19 kişi de yaralandı.
Aynı gün PKK’lı teröristler Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Bayırlı köyünde bulunan Çelik ve Yılmaz ailelerinin evlerine baskın düzenledi, 1’i kadın olmak üzere 10 kişiyi dağa kaçırdı. Engel olmak isteyen köylülere ise tehditler savurdular.
Bu terör olayları başka bir ülkede değil, Türkiye’de yaşanıyor.
Bütün bunlar artarak devam etmesine rağmen, bu terörün arkasında olan batılı ülkelerden akıl almaya devam eden siyasi irade, terörün amacı olan “genel af” ve “eyalet sistemi”nin gerçekleşmesi konusunda çalışmalar yürütüyor.
Geçtiğimiz günlerde gündeme bomba gibi düşen AKP Milletvekili Abdurrahim Akdağ’ın açıklamalarını tekrar hatırlatalım:
“Barış ortamı tesis edilirse bu atmosferde af da gündeme gelebilir. Örgüt üst yönetiminden 250-300 kişi üçüncü ülkelere gidebilir. Diğerlerinin de demokratik bir ortama katılarak siyaset alanında faaliyet gösterme zemini oluşabilir. Zira geçmişte devlet ile PKK arasında istenen bir çatışma ortamı vardı ama artık bunun zemini kalmamıştır.”
Eğer çatışma zemini kalmamışsa, yukarıda birkaç gün içinde yaşananlar neyin nesi oluyor? Yoksa siyasi irade, yaşanan terör olaylarını PKK’nın devletle ve milletle kaynaşması, kucaklaşması olarak mı değerlendiriyor?
Tarihte yaşanan ve yüzbinlerce insanın katliamıyla sonuçlanan Haçlı seferlerini “kaynaşma” olarak tanımlayan bir siyasi iradeden başka bir şey de beklenmez herhalde…
Örgütün üst yönetiminde bulunan 250-300 kişi üçüncü ülkelere gönderilip geride kalanlar için bir genel af çıkartılabilirmiş!
Yahu, Diyarbakır’daki çatışmayı, Kayseri’deki intihar eylemini ve de Lice’deki adam kaçırmayı PKK üst yöneticileri mi yaptı yoksa siyasilerimizin genel af kapsamına alacakları PKK’lı teröristler mi?
Neticede suç, suç değil mi? Ha üst düzeydeki yönetici yapmış ha alttaki talimat alarak yapmış. Neticede bu PKK’lı teröristlerin her biri pişman olup, işlediği terör suçunun cezasını çekmek üzere devlete teslim olabilir ama bugüne kadar bunu yapmadılar, canlarını da ortaya koyarak ülkemizi bölmek, güvenliğimizi sarsmak için ellerinden geleni yaptılar ve insanlarımızı acımadan katlettiler.
Bir diğer konu ise suçlu hak ettiği cezasını çekmeden genel af kapsamında serbest bırakıldığı zaman hatasından asla vazgeçmez. Daha organizeli ve cesaret almış olarak devam eder.
Üstelik PKK’lı teröristleri gerçekte devletin ve de onu idare eden siyasi iradenin affetme yetkisi yoktur. Bu tür terör eylemleri sadece devleti hedef almamış, onbinlerce insanımızı da katletmiştir. Katledilen insanlarımızın yakınlarının ve de terörden zarar gören milyonların rızası alınmadan böyle bir af çıkarmak büyük bir adaletsizlik örneğidir.
Siyasi irade bir taraftan sırf batılılar istiyor diye teröristlerini affederse, bu sefer varlıklarının sebebi olan kendi milletini saf dışı bırakmış olurlar.
Eğer millet adına zerre kadar kendilerinde bir vicdan kaldıysa, terörün amacına hizmet eden böyle bir adımı asla atmazlar.
Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde güvenlik güçleriyle PKK’lı teröristler çatıştı. 1 özel harekat polisi şehit olurken, 3 asker ile 1 korucu da yaralandı.
Önceki gün Kayseri’de canlı bomba eylemi gerçekleşti. PKK’lı bir terörist Pınarbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğü binasına otomobiliyle dalınca çatışma çıktı, ardından otomobildeki patlayıcıyı infilak ettirince 1 polis memuru şehit oldu, 19 kişi de yaralandı.
Aynı gün PKK’lı teröristler Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Bayırlı köyünde bulunan Çelik ve Yılmaz ailelerinin evlerine baskın düzenledi, 1’i kadın olmak üzere 10 kişiyi dağa kaçırdı. Engel olmak isteyen köylülere ise tehditler savurdular.
Bu terör olayları başka bir ülkede değil, Türkiye’de yaşanıyor.
Bütün bunlar artarak devam etmesine rağmen, bu terörün arkasında olan batılı ülkelerden akıl almaya devam eden siyasi irade, terörün amacı olan “genel af” ve “eyalet sistemi”nin gerçekleşmesi konusunda çalışmalar yürütüyor.
Geçtiğimiz günlerde gündeme bomba gibi düşen AKP Milletvekili Abdurrahim Akdağ’ın açıklamalarını tekrar hatırlatalım:
“Barış ortamı tesis edilirse bu atmosferde af da gündeme gelebilir. Örgüt üst yönetiminden 250-300 kişi üçüncü ülkelere gidebilir. Diğerlerinin de demokratik bir ortama katılarak siyaset alanında faaliyet gösterme zemini oluşabilir. Zira geçmişte devlet ile PKK arasında istenen bir çatışma ortamı vardı ama artık bunun zemini kalmamıştır.”
Eğer çatışma zemini kalmamışsa, yukarıda birkaç gün içinde yaşananlar neyin nesi oluyor? Yoksa siyasi irade, yaşanan terör olaylarını PKK’nın devletle ve milletle kaynaşması, kucaklaşması olarak mı değerlendiriyor?
Tarihte yaşanan ve yüzbinlerce insanın katliamıyla sonuçlanan Haçlı seferlerini “kaynaşma” olarak tanımlayan bir siyasi iradeden başka bir şey de beklenmez herhalde…
Örgütün üst yönetiminde bulunan 250-300 kişi üçüncü ülkelere gönderilip geride kalanlar için bir genel af çıkartılabilirmiş!
Yahu, Diyarbakır’daki çatışmayı, Kayseri’deki intihar eylemini ve de Lice’deki adam kaçırmayı PKK üst yöneticileri mi yaptı yoksa siyasilerimizin genel af kapsamına alacakları PKK’lı teröristler mi?
Neticede suç, suç değil mi? Ha üst düzeydeki yönetici yapmış ha alttaki talimat alarak yapmış. Neticede bu PKK’lı teröristlerin her biri pişman olup, işlediği terör suçunun cezasını çekmek üzere devlete teslim olabilir ama bugüne kadar bunu yapmadılar, canlarını da ortaya koyarak ülkemizi bölmek, güvenliğimizi sarsmak için ellerinden geleni yaptılar ve insanlarımızı acımadan katlettiler.
Bir diğer konu ise suçlu hak ettiği cezasını çekmeden genel af kapsamında serbest bırakıldığı zaman hatasından asla vazgeçmez. Daha organizeli ve cesaret almış olarak devam eder.
Üstelik PKK’lı teröristleri gerçekte devletin ve de onu idare eden siyasi iradenin affetme yetkisi yoktur. Bu tür terör eylemleri sadece devleti hedef almamış, onbinlerce insanımızı da katletmiştir. Katledilen insanlarımızın yakınlarının ve de terörden zarar gören milyonların rızası alınmadan böyle bir af çıkarmak büyük bir adaletsizlik örneğidir.
Siyasi irade bir taraftan sırf batılılar istiyor diye teröristlerini affederse, bu sefer varlıklarının sebebi olan kendi milletini saf dışı bırakmış olurlar.
Eğer millet adına zerre kadar kendilerinde bir vicdan kaldıysa, terörün amacına hizmet eden böyle bir adımı asla atmazlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025