Başbakan R. T. Erdoğan, talihsiz bir laf etti.
“Üç-beş çapulcu…”
AKP-PKK sürecini Türk milletine hazmettirmek için halkın arasına gönderdiği ukala takıma (akil insanlar) tepki gösteren vatandaşlara ve akl-ı selim sahibi kalem erbabına “çapulcu” nitelemesi yaptı.
Erdoğan’ın yapacağı iki iş var:
Acilen Türk milletinden özür dilemek, bir.
Ardından istifa ederek milletin koltuğunu Türk milletine teslim etmek, iki.
TBMM’nin sahibi, milletvekilleri ve Erdoğan değildir.
Türk milletidir.
Erdoğan’ın “üç-beş çapulcu bunlar” dediği insanlar kim?
Biri, eşini Siirt’te şehit vermiş bağrı yanık bir genç kadın…
Cebimde 1 liram yok benim, diye yüreğini parçalayarak feryat ediyor!
Diğer üçü, şehit Binbaşı Zafer Kılıç’ın babası Ahmet, annesi Şehriban Kılıç ve kız kardeşi Zülfiye Yerlikaya…
Bir diğeri, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Uluslararası İktisat Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Alagöz…
Bir diğeri, 30 yıllık öğretmen…
Bir diğeri, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Yavuz…
Diğeri, Konya şube başkanı, Afyonkarahisar şube başkanı…
Bir diğeri, işadamı, yönetici Hikmet Tınaztepe… Hem de AKP’li!
Diğeri ukala takımının kahvaltı yaptığı restoranın sahibi Şeref Doğan…
Sen, ben, o, biz ve siz… Hepimiz!
Türk milleti!
75 milyon…
Erdoğan’a göre bunlar “üç-beş çapulcu”!
Eğer bunlar çapulcu ise, böyle “çapulcu”ya can kurban!
Kocasını, evladını, kardeşini vatanı uğruna şehit veren hayatını ilim ve irfan yuvalarında geçiren “vatanperver” insanlar “çapulcu” oluyorsa; Erdoğan’a göre çapulcu olmayan kim?
Kendisinin “Sayın Apo” dediği için ceza aldığı Apo mu?
Erdoğan, daha önce yine aynı dava dosyasında geçtiği üzere bu sebeple mi “şehitlere”e “kelle” demişti?
Bu yüzden mi idam ilmeğinden sıyırtılmış Apo, padişah gibi Avrupa’ya, Kandil’e ve Türkiyelilere fermanlar gönderiyor?!
Çapulcu olmayan bir tek Apo ve PKK mı?!
Erdoğan, Türk milletine yönelik sarf ettiği “üç-beş çapulcu” sözünü acilen geri almalı, özür dilemeli ve ardından istifa etmelidir.
Aksi halde biri çıkar da sayın Erdoğan’a, siz de üç-beş çapulcunun vekili ve başbakanı mısınız, diye sorarsa; ne cevap verecek?!
Değilim, mi diyecek?!
Öyleyse Erdoğan, herkesin başbakanı değil mi?
Bu nasıl bir tahammülsüzlük?
Bu nasıl bir demokrasi?!
Apo ve PKK’dan gelen her şeyi hazmeden AKP hükümeti ve Erdoğan, Türk milletinin yüreği yanık vatanperver evlatlarından yükselen sesi ve tepkiyi neden hazmedemiyor?
Erdoğan ve AKP hükümeti, bilerek veya bilmeyerek hem kendilerini, hem de Türkiye’yi içinden çıkılamaz bir batağa sürüklüyor.
Şaşırmış bunlar…
Bunları bu sürüklendikleri bataktan kurtaracak olan yine Türk milletinin kendisidir.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye’nin bu gidişatını 80’lı yıllardan beri öngördü, ikaz etti, anlattı, yazdı, çözümler ve projeler sundu… Onu Rusya gördü, Çin gördü, dünya gördü.
Fakat Türk milleti görmezlikten geldi. Türkiye bu noktaya sürüklendi.
Bu sürüklenişten kurtulmanın tek yolu kaldı; Prof. Dr. Baş’a kulak vermek, BTP’yi bu seçimde iktidara taşımak… Gerisi yoktur, yokluktur!
“Üç-beş çapulcu…”
AKP-PKK sürecini Türk milletine hazmettirmek için halkın arasına gönderdiği ukala takıma (akil insanlar) tepki gösteren vatandaşlara ve akl-ı selim sahibi kalem erbabına “çapulcu” nitelemesi yaptı.
Erdoğan’ın yapacağı iki iş var:
Acilen Türk milletinden özür dilemek, bir.
Ardından istifa ederek milletin koltuğunu Türk milletine teslim etmek, iki.
TBMM’nin sahibi, milletvekilleri ve Erdoğan değildir.
Türk milletidir.
Erdoğan’ın “üç-beş çapulcu bunlar” dediği insanlar kim?
Biri, eşini Siirt’te şehit vermiş bağrı yanık bir genç kadın…
Cebimde 1 liram yok benim, diye yüreğini parçalayarak feryat ediyor!
Diğer üçü, şehit Binbaşı Zafer Kılıç’ın babası Ahmet, annesi Şehriban Kılıç ve kız kardeşi Zülfiye Yerlikaya…
Bir diğeri, Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi Uluslararası İktisat Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Alagöz…
Bir diğeri, 30 yıllık öğretmen…
Bir diğeri, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Kayseri Şube Başkanı Ali Yavuz…
Diğeri, Konya şube başkanı, Afyonkarahisar şube başkanı…
Bir diğeri, işadamı, yönetici Hikmet Tınaztepe… Hem de AKP’li!
Diğeri ukala takımının kahvaltı yaptığı restoranın sahibi Şeref Doğan…
Sen, ben, o, biz ve siz… Hepimiz!
Türk milleti!
75 milyon…
Erdoğan’a göre bunlar “üç-beş çapulcu”!
Eğer bunlar çapulcu ise, böyle “çapulcu”ya can kurban!
Kocasını, evladını, kardeşini vatanı uğruna şehit veren hayatını ilim ve irfan yuvalarında geçiren “vatanperver” insanlar “çapulcu” oluyorsa; Erdoğan’a göre çapulcu olmayan kim?
Kendisinin “Sayın Apo” dediği için ceza aldığı Apo mu?
Erdoğan, daha önce yine aynı dava dosyasında geçtiği üzere bu sebeple mi “şehitlere”e “kelle” demişti?
Bu yüzden mi idam ilmeğinden sıyırtılmış Apo, padişah gibi Avrupa’ya, Kandil’e ve Türkiyelilere fermanlar gönderiyor?!
Çapulcu olmayan bir tek Apo ve PKK mı?!
Erdoğan, Türk milletine yönelik sarf ettiği “üç-beş çapulcu” sözünü acilen geri almalı, özür dilemeli ve ardından istifa etmelidir.
Aksi halde biri çıkar da sayın Erdoğan’a, siz de üç-beş çapulcunun vekili ve başbakanı mısınız, diye sorarsa; ne cevap verecek?!
Değilim, mi diyecek?!
Öyleyse Erdoğan, herkesin başbakanı değil mi?
Bu nasıl bir tahammülsüzlük?
Bu nasıl bir demokrasi?!
Apo ve PKK’dan gelen her şeyi hazmeden AKP hükümeti ve Erdoğan, Türk milletinin yüreği yanık vatanperver evlatlarından yükselen sesi ve tepkiyi neden hazmedemiyor?
Erdoğan ve AKP hükümeti, bilerek veya bilmeyerek hem kendilerini, hem de Türkiye’yi içinden çıkılamaz bir batağa sürüklüyor.
Şaşırmış bunlar…
Bunları bu sürüklendikleri bataktan kurtaracak olan yine Türk milletinin kendisidir.
BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye’nin bu gidişatını 80’lı yıllardan beri öngördü, ikaz etti, anlattı, yazdı, çözümler ve projeler sundu… Onu Rusya gördü, Çin gördü, dünya gördü.
Fakat Türk milleti görmezlikten geldi. Türkiye bu noktaya sürüklendi.
Bu sürüklenişten kurtulmanın tek yolu kaldı; Prof. Dr. Baş’a kulak vermek, BTP’yi bu seçimde iktidara taşımak… Gerisi yoktur, yokluktur!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019