22 Mayıs 2016 Pazar günü; 81 vilayetin Bağımsız Türkiye Partisi İl-İlçe Teşkilatları ve 1.252 Üst Kurul Delegesi, Ankara'daydık.
Bağımsız Türkiye Partisi'nin, aylar önceden planlanmış ve duyurulmuş olan 6. Olağan Kongresi yapılacaktı...
Tevafuk mu, tesadüf mü bilemem ama o gün, AKP'nin de Olağanüstü -bilmem kaçıncı- Kongresi vardı!
Ankara şehir merkezi hudutlarına girdiğimiz anda, fevkaladeliği fark ettik!
Özel zamanlarda, kendi haline terk edilen; Türkiye'nin kalbi Ankara'nın kalbinde, Genelkurmay Başkanlığı'na bir-kaç metre mesafede, Kızılay'ın göbeğinde bombalar patlamışken alınmamış veya alınamamış olan olağanüstüden de müthiş güvenlik önlemleri vardı!
Bu olağanüstüden de müthiş güvenlik tedbirlerinin bize yaradığını samimiyetle söylemeliyim!
Ankara'nın bir ucundan girmiş ve öteki ucuna gidecektik. Sadece bir yerdeki yol çalışması haricinde, bom-boş caddelerden geçerek Kongre Salonumuza ulaştık!
Bu konuda teşekkür etmeli miyiz, bilemiyorum!
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın Kongre öncesi ve 1.252 Delegenin tamamının oyunu alarak yeniden Genel başkan seçildikten sonra yaptığı teşekkür konuşmalarındaki öğreticiliği, Millî Uyarıcılığı Meltem Medya ekranlarından ve Gazetemiz haber sayfalarından görmüş, okumuşsunuzdur.
BTP Genel Başkanı Prof. Haydar BAŞ Hoca'nın Kongre öncesi konuşmalarında, herkesin nasibi vardı! Duyanların zaten orada olduklarını, orada olamayanların evlerinde ekrana kilitlenerek Kongre heyecanını paylaştıklarını biliyorum.
Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'nın, Genel Başkan sıfatları ile; "Arkadaşlara talimat verdim, bir Anayasa Taslağı hazırlamaya başladılar" haberini, şahsen bir müjde olarak algıladım!
Salonun muhteşem kalabalığı ve kalabalığın muhteşem üstü heyecanı dolayısıyla Genel Başkan'a tekrar yakınlaşarak, "Benim de bir Anayasa taslağım var" diyemedim!
Birazdan Anayasa Taslağımı arz edeceğim.
Ama ondan önce bazı kısa hatırlatmalar yapacağım.
Kongre Divan Başkanı, deneyimli Hukuk Adamı Prof. Dr. Sayın Ünal EMİROĞLU Hoca'nın özetleyerek söyledikleri ders mahiyetli bilgilerden; Anayasa yapmaya hak ve yetkileri olanları öğrendik ayrıca; "Yumuşak Anayasa" ve "Katı Anayasa" türlerinin var olduğunu ve ayrıca Katı-sert Anayasalarda; değiştirilemeyecek maddelerin olduğunu, değiştirilebilmesi için Meclis çoğunluğunun gerektiğini, Meclis'te çoğunluk sağlanamazsa Halk Oylaması'na yer verildiğini öğrendik!
Yani bizim Anayasamız'ın "Katı Anayasa" olduğunu ve eğer bir değişiklik yapılacaksa onun da mevcut Anayasa'ya göre yapılmasının mümkün olduğunu, aksinin Anayasa ve yasalara göre suç olduğunu öğrendik.
Allah'ın Kitâb-ı Ekmel'deki; "De ki: 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?' Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar" (Zümer-9) buyruklarının hikmeti tezâhür etti..
Şimdi de izninizle ve sözü fazla uzatmadan, benim Anayasa Taslağımı arz edeyim:
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez maddeler:
Madde I:
a) Anadolu coğrafyasını Vatan edinmiş Türk Milleti'nin Devleti, Cumhuriyettir.
b) Türkiye Cumhuriyeti; insan temel haklarına dayanan millî, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
c) Türkiye Cumhuriyeti, vatanı ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
Resmi dili Türkçe'dir.
Başkenti, Ankara'dır.
Madde II:
a) Hakimiyet, milletindir.
b) Millet, hakimiyetini yasalarla belirlenen şekilde kullanır.
Madde III:
DEVLETİN GÖREVLERİ
a) Sınırlar dışında, dört yanda düşman bırakmayacaktır.
b) Sınırlar içinde:
1- Başlıya baş eğdirecek, dizliye diz çöktürecektir.
2- Baş eğmiş başlılardan ve diz çöktürülmüşlerden; yoksulları varsıl edecek (zenginleştirecek), açları doyuracak, çıplakları giyindirecektir.
3- Başkaldıranın başını alacak, ayaklananın behmehal dizlerini kıracaktır."
Benim Anayasa Taslağım bu kadar!
Tarihten okuduğum ve izlediğim belgeseller vasıtasıyla öğrendiğim bu!
Vatandaş, tâbi olduğu Devletini sevmezse ve en az sevdiği kadar da saymazsa, o ülkede düzen sağlanamaz.
Devletin asıl kurucuları ve gerçek sahipleri olan ve Anayasa'ya göre de hakimiyetin sahibi olan milleti dinlemeyen yöneticiler, ülke yönetemezler!
Veya yöneticilik oynayarak, tarih yapıcısı Türk Milleti'ni günümüzdeki zavallılıklarla muhatap ederler!
Dindârlıkla kindârlığı, milletçilik ile milliyetçiliği/ırkçılığı/şövenizmi/faşizmi; halkçılık ile sosyalizmi/komünizmi karıştırırlar!
İnsanlık tarihinin en güçlü sermayesi sevgiyi; silahlı kuvvetler desteği ile korkuya yendirmek isterler!
O zaman da; anarşi başlar, terör ve terörizm baş gösterir!
İnsanını, halkını, milletini sevmeyen, kucaklamayan bir despot devleti Vatandaşları sevmez!
Despot yönetimlerde genellikle Hz. Ebu Bekir (r.a.)'in dedikleri gibi; para, cimrilerde; silah korkaklar ve zenginlerde; yönetim de câhillerde olur ve düzen bozulur!
Böyle bir ülkeyi tanımıyor muyuz, bilmiyor muyuz?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Bağımsız Türkiye Partisi'nin, aylar önceden planlanmış ve duyurulmuş olan 6. Olağan Kongresi yapılacaktı...
Tevafuk mu, tesadüf mü bilemem ama o gün, AKP'nin de Olağanüstü -bilmem kaçıncı- Kongresi vardı!
Ankara şehir merkezi hudutlarına girdiğimiz anda, fevkaladeliği fark ettik!
Özel zamanlarda, kendi haline terk edilen; Türkiye'nin kalbi Ankara'nın kalbinde, Genelkurmay Başkanlığı'na bir-kaç metre mesafede, Kızılay'ın göbeğinde bombalar patlamışken alınmamış veya alınamamış olan olağanüstüden de müthiş güvenlik önlemleri vardı!
Bu olağanüstüden de müthiş güvenlik tedbirlerinin bize yaradığını samimiyetle söylemeliyim!
Ankara'nın bir ucundan girmiş ve öteki ucuna gidecektik. Sadece bir yerdeki yol çalışması haricinde, bom-boş caddelerden geçerek Kongre Salonumuza ulaştık!
Bu konuda teşekkür etmeli miyiz, bilemiyorum!
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar BAŞ'ın Kongre öncesi ve 1.252 Delegenin tamamının oyunu alarak yeniden Genel başkan seçildikten sonra yaptığı teşekkür konuşmalarındaki öğreticiliği, Millî Uyarıcılığı Meltem Medya ekranlarından ve Gazetemiz haber sayfalarından görmüş, okumuşsunuzdur.
BTP Genel Başkanı Prof. Haydar BAŞ Hoca'nın Kongre öncesi konuşmalarında, herkesin nasibi vardı! Duyanların zaten orada olduklarını, orada olamayanların evlerinde ekrana kilitlenerek Kongre heyecanını paylaştıklarını biliyorum.
Prof. Dr. Haydar BAŞ Hoca'nın, Genel Başkan sıfatları ile; "Arkadaşlara talimat verdim, bir Anayasa Taslağı hazırlamaya başladılar" haberini, şahsen bir müjde olarak algıladım!
Salonun muhteşem kalabalığı ve kalabalığın muhteşem üstü heyecanı dolayısıyla Genel Başkan'a tekrar yakınlaşarak, "Benim de bir Anayasa taslağım var" diyemedim!
Birazdan Anayasa Taslağımı arz edeceğim.
Ama ondan önce bazı kısa hatırlatmalar yapacağım.
Kongre Divan Başkanı, deneyimli Hukuk Adamı Prof. Dr. Sayın Ünal EMİROĞLU Hoca'nın özetleyerek söyledikleri ders mahiyetli bilgilerden; Anayasa yapmaya hak ve yetkileri olanları öğrendik ayrıca; "Yumuşak Anayasa" ve "Katı Anayasa" türlerinin var olduğunu ve ayrıca Katı-sert Anayasalarda; değiştirilemeyecek maddelerin olduğunu, değiştirilebilmesi için Meclis çoğunluğunun gerektiğini, Meclis'te çoğunluk sağlanamazsa Halk Oylaması'na yer verildiğini öğrendik!
Yani bizim Anayasamız'ın "Katı Anayasa" olduğunu ve eğer bir değişiklik yapılacaksa onun da mevcut Anayasa'ya göre yapılmasının mümkün olduğunu, aksinin Anayasa ve yasalara göre suç olduğunu öğrendik.
Allah'ın Kitâb-ı Ekmel'deki; "De ki: 'Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?' Ancak temiz akıl sahibi olanlar anlar" (Zümer-9) buyruklarının hikmeti tezâhür etti..
Şimdi de izninizle ve sözü fazla uzatmadan, benim Anayasa Taslağımı arz edeyim:
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI
Değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif bile edilemez maddeler:
Madde I:
a) Anadolu coğrafyasını Vatan edinmiş Türk Milleti'nin Devleti, Cumhuriyettir.
b) Türkiye Cumhuriyeti; insan temel haklarına dayanan millî, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.
c) Türkiye Cumhuriyeti, vatanı ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
Resmi dili Türkçe'dir.
Başkenti, Ankara'dır.
Madde II:
a) Hakimiyet, milletindir.
b) Millet, hakimiyetini yasalarla belirlenen şekilde kullanır.
Madde III:
DEVLETİN GÖREVLERİ
a) Sınırlar dışında, dört yanda düşman bırakmayacaktır.
b) Sınırlar içinde:
1- Başlıya baş eğdirecek, dizliye diz çöktürecektir.
2- Baş eğmiş başlılardan ve diz çöktürülmüşlerden; yoksulları varsıl edecek (zenginleştirecek), açları doyuracak, çıplakları giyindirecektir.
3- Başkaldıranın başını alacak, ayaklananın behmehal dizlerini kıracaktır."
Benim Anayasa Taslağım bu kadar!
Tarihten okuduğum ve izlediğim belgeseller vasıtasıyla öğrendiğim bu!
Vatandaş, tâbi olduğu Devletini sevmezse ve en az sevdiği kadar da saymazsa, o ülkede düzen sağlanamaz.
Devletin asıl kurucuları ve gerçek sahipleri olan ve Anayasa'ya göre de hakimiyetin sahibi olan milleti dinlemeyen yöneticiler, ülke yönetemezler!
Veya yöneticilik oynayarak, tarih yapıcısı Türk Milleti'ni günümüzdeki zavallılıklarla muhatap ederler!
Dindârlıkla kindârlığı, milletçilik ile milliyetçiliği/ırkçılığı/şövenizmi/faşizmi; halkçılık ile sosyalizmi/komünizmi karıştırırlar!
İnsanlık tarihinin en güçlü sermayesi sevgiyi; silahlı kuvvetler desteği ile korkuya yendirmek isterler!
O zaman da; anarşi başlar, terör ve terörizm baş gösterir!
İnsanını, halkını, milletini sevmeyen, kucaklamayan bir despot devleti Vatandaşları sevmez!
Despot yönetimlerde genellikle Hz. Ebu Bekir (r.a.)'in dedikleri gibi; para, cimrilerde; silah korkaklar ve zenginlerde; yönetim de câhillerde olur ve düzen bozulur!
Böyle bir ülkeyi tanımıyor muyuz, bilmiyor muyuz?
"OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN." Vesselâm...
Selâm, sevgi, duâ...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017