"Volkan Konak. Bir veda: Türküsüz kalan topraklar."
"Volkan Konak, memleketi türküyle anlattı. Şimdi sessiz."
"Karadeniz'in yiğit sanatçısı, evladı"
Bu başlıklardan birini yazıya koyayım dedim ama sonra, bu atacağım başlıkları ve yazacaklarımın bir ceviz ağacı tohumu gibi toprağa düşen Volkan Konak başlığının her şeyi özetleyeceğini ve yeterli olacağını düşündüm. Ne dersiniz?
Geçtiğimiz günlerde Volkan Konak aramızdan ayrıldı. Memleketin dağını, taşını, Karadeniz'in azgın dalgalarını türküye döken adam sessizliğe gömüldü.
Ama ne oldu?
Sosyal medyanın dip balıkları hemen ortaya çıktı. "Şöyle demişti, böyle yazmıştı" diye ahkâm kesmeye başladılar. Ölünün ardından kötü konuşulmaz, hayırla yâd ediniz denmiş, ancak adamın ardından kin kusmaya başladılar.
Sormak lazım: Bu kadar mı vicdanınız kurudu? Bu kadar mı düşmansınız farklı sese?
Adam sahne sanatçısı, sahnede demiş ki, "Siz sevenlerime vasiyetimdir ne olur beni gömmesinler, yaksınlar benim tüm bedenimi. Bir kutuya koyup Karadeniz'imin üstüne bir helikopter ile savursunlar tüm küllerimi özellikle Trabzon'umun üstüne" ifadelerinden dolayı saldırdılar.
Ancak bu ifadeleri niye kullandığını da sonra rahmetli Volkan Konak şöyle ifade ediyor; "'Beni yakın Trabzon üzerine serpin' şeklinde sözlerinin konser sırasında şov amaçlı söylediğini, 'Sahnede söylediklerim gösteri amaçlı. Benim yerim babamın yanı; Maçka mezarlığı' dediği ortaya çıktı.
Vefatından üç ay öncede ailesine vasiyet etmiş, ölürsem babamın yanına, ceviz ağacının altına defnedin. Nokta.
Volkan Konak senin gibi düşünmeyebilir, sen de onun fikirlerini tasvip etmeyebilirsin. Bu durum gayet normal, insanlığımızın bir sonucu. Ne demiş Aşık Veysel:
Kim okurdu kim yazardı
Bu düğümü kim çözerdi
Koyun kurt ile gezerdi
Fikir başka başka olmasa.
Ancak bu fikir farklılıkları bizi birbirimize düşman etmemeli. Ne diyor Rahmetli Volkan Konak; "sanatçı söylenmemiş sözü söylemeli" düşüncesine ithafen paylaştığı görüşü…
"Zevklerimi, bestelerimi hatta kadınımı sevmeyen insanla ahbaplık ederim, ama bu ülkede inandığı uğurda anasını, sevdiğini, istikbalini feda edip ölen insanlara, en başta Mustafa Kemal Atatürk'e saygısızlık yapan ve sevmeyen bir insanla ahbaplık edemem." "Ahbaplık" zaten fikir birliği ve/veya duygu birliği olan kişiler ile olacağı için, gayet mantıklı bir söylemdir.
Duymadın mı, öğretmediler mi Hz. Ebubekir'e atfedilen şu sözü; Oysaki Cami kürsülerinde, Ekran hocalarından duymuş olmanız gerekiyor.
Bir yürek: Ebubekir. Bir dua: Cehenneme kimse girmesin,cehennemde kimseye yer kalmasın.
Hz. Ebubekir'in bu sözü, özellikle farklı seslerin arkasından konuşacağımız zaman her zaman kulaklarımızda çınlamalı:
"Ya Rabbi, bedenimi o kadar büyüt ki; cehennemi tamamen doldursun. Başka kimse oraya girmesin."
Düşünebiliyor musunuz, insanlık için kendini cehenneme konulmasını isteyen bir kalp bu. Affedilmek değil, affettirmek istiyor. "Ben yanayım ama başkası kurtulsun" diyor. Bu, bir medeniyetin temelidir. Merhamet, empati, yücelik...
Peki biz?
Bugün sosyal medyada ne görüyoruz?
Bir sanatçı ölüyor. Bir türkü susuyor.
İnsanlar, onun ardından "cehenneme gitmiştir" diye klavye başında hüküm veriyor.
Adeta diyorlar ki, "Ben kurtulayım, o yansın.
Nerde kaldı, "Yaratılanı severim yaratandan ötürü" İlkesi.
Ama biz, sevdiklerini kaybeden bir ailenin acısına bile saygı duymaktan aciziz.
Aynı refleks, aynı yanlış: Biz maalesef etiketi, dış görünüşü seviyoruz, insanı değil.
Bu ülkede biri ölür, hemen bakılır: "Hangi cenahtanmış?" Şehit mi olmuş? Önce ailesine bakılır. Türban var mı? Sakal ne uzunlukta? Adamın vatan için canını vermesi önemli değil, "bizden mi" olup olmadığı önemli.
Volkan Konak, bu halkın türküsünü söyledi. Bizden biriydi. Ağlamasını bilen aşk adamıydı. Birleştiriciydi. Ömrü boyunca, 'tam bağımsızlık, vatan, bayrak, kardeşlik' dedi. Ama bazıları için bu yetmez. Çünkü "bizim cenahtan değilse" türkü de anlamsız, ölüm de.
Ölünün arkasından söylenecek tek şey vardır: Allah rahmet etsin.
Ama siz hâlâ sosyal medya penceresinden bakıyorsanız, mesele Volkan değil, sizsiniz. Ve unutmayın…
Bazı insanlar geçmişi değil, geleceği temsil eder.
Bazı sesler susar, ama yankısı vatanın her karışında duyulur.
Volkan Konak'a Allah'tan rahmet, sevenlerine sabır diliyorum.
Onu sevmeseniz bile, onu susarak uğurlayacak kadar insan olun.
Hz. Peygamber (s.a.s.), yanından geçen bir cenaze için ayağa kalkmış, orada bulunanların kendisine bunun bir Yahudi cenazesi olduğunu haber vermeleri üzerine, "O da bir insan değil miydi?" buyurmuştur.
Volkan Konak, tam bağımsızlıktan yana, inanmadığını söylemeyen, Anadolu'nun farklılıklarını eserleriyle, türküleriyle birleştiren, "Cerrahpaşa" ile hepimizin gönlüne dokunan, bu topraklara, bu millete, Pir Sultana, Aşık Veysel'e, Yunus Emre'ye, Mevlana'ya, Mustafa Kemal Atatürk'e aşık, onları, büyüğü, dedesi olarak gören bir sanatçı ve bir vatan evladıydı. Güzel bir insandı, aşk adamıydı. Allah Rahmet Eylesin.
Unutmayalım!
O da bir insan değil miydi? Hem de bizim insanımız…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Ergül Güner / diğer yazıları
- Volkan Konak / 08.04.2025
- Mustafa Kemal Atatürk bir Osmanlı paşasıydı / 01.04.2025
- Bayram, şeker ve ruhsuzluk / 29.03.2025
- Akıl mı aşk mı? İnsanı insan yapan nedir? / 25.03.2025
- Akıl ve inanç: Haritasız yolculuk olur mu? / 22.03.2025
- Ehlibeyt ve Ramazan: Oruç, sadece bir açlık mıdır? / 21.03.2025
- Boğaz kanla dolu, ama geçilmez! / 18.03.2025
- Unutulan hakikat, kaybolan insanlık / 16.03.2025
- İnsanın, insan-ı kâmil olduğu ay: Ramazan / 14.03.2025
- İstiklal’in sesi: Bir milletin ruhuna kazınan marş / 12.03.2025
- Mustafa Kemal Atatürk bir Osmanlı paşasıydı / 01.04.2025
- Bayram, şeker ve ruhsuzluk / 29.03.2025
- Akıl mı aşk mı? İnsanı insan yapan nedir? / 25.03.2025
- Akıl ve inanç: Haritasız yolculuk olur mu? / 22.03.2025
- Ehlibeyt ve Ramazan: Oruç, sadece bir açlık mıdır? / 21.03.2025
- Boğaz kanla dolu, ama geçilmez! / 18.03.2025
- Unutulan hakikat, kaybolan insanlık / 16.03.2025
- İnsanın, insan-ı kâmil olduğu ay: Ramazan / 14.03.2025
- İstiklal’in sesi: Bir milletin ruhuna kazınan marş / 12.03.2025