logo
26 MART 2025

Akıl mı aşk mı? İnsanı insan yapan nedir?

25.03.2025 00:00:00
Düşünen bir varlık mıyız, yoksa seven bir varlık mı? Bu soru, insanlık tarihi kadar eski. Bugün, bir yanda yapay zekâya teslim ettiğimiz mantığımız, diğer yanda TikTok'ta viral olan "aşk acısı" videoları arasında sıkışmışken, bu kadim tartışma yeniden güncelleniyor. Batı'nın "düşünüyorum öyleyse varım" diyen akıl çağrısı ile Doğu'nun "aşkın şehrinde merkep gibi saplanmış akıl" eleştirisi… Hangisi bize daha çok yakışıyor?  
 
1. Batı'nın rasyonalist atı: Descartes'ın mirası 
 
Descartes'ın ünlü sözü, modern dünyanın temel taşıdır. Bilim, hukuk, teknoloji… Hepsi bu "akıl" atının sırtında yükseldi. Bugün yapay zekâya bir soru sorduğunuzda, size 1 saniyede mantıklı cevap veren şey, işte bu Batı felsefesinin 400 yıllık mirası. Peki ya duygular? Onlar "veri gürültüsü" olarak görülüyor. İnsan kaynakları departmanları, çalışanları "mantıklı kararlar" vermeye zorluyor. Ama gelin görün ki, insan denen varlık, akılla açıklanamayan şeyler yapıyor: Âşık oluyor, savaşıyor, intihar ediyor.  
 
2. Doğu'nun âşık merkebi: Mevlânâ'nın çamura saplanan aklı  
 
Bir de şu var: Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Yunus Emre gibi Anadolu erenleri, aklı "aşkın şehrinde çamura saplanmış merkebe benzetir. Neden? Çünkü onlar için gerçek hakikat, laboratuvarda değil, gönül sedasında gizli. Bugün İstanbul'da bir mevlitte sema eden dervişi izlerseniz, o kişi size KPMG'nin yıllık raporundan daha derin bir şey anlatıyordur. Aşk, akıl ile anlaşılmaz; ancak yaşanır. Peki, bu, aklı tamamen reddetmek mi? Hayır. Tasavvuf ilmi, (Allah'ı görüyormuşçasına veya o seni görüyormuş yakınlığını insana veren ihsan ilmi)  " Akıl başlangıçtır, aşk sonsuzluktur" diyor.  
 
3. Günümüzde çatışma: Duygusal zekâ vs. yapay zekâ  
 
Bugün şirketler "duygusal zekâ" eğitimleri veriyor. Çünkü fark ettiler: İnsan, Excel tablosuna sığmıyor. Bir çalışan, patronuna mantıklı bir rapor sunarken bile "iç sesini" dinliyor. Öte yandan, Elon Musk'ın beyne çip takma projesi, Descartes'ın rüyasını gerçekleştiriyor: "Düşünceyi saf bilince dönüştürmek!
Ama soru şu: Aşkı da çipe yükleyebilecek miyiz? Sevdiğiniz kişiye "Seni seviyorum" dediğinizde, bunu bir algoritma mı söylüyor yoksa kalbiniz mi?  
 
4. Sentez mümkün mü? Akıl + aşk = insan  
 
İnsan, tek kanatla uçamaz. Batı'nın aklı ile Doğu'nun aşkı, aslında birbirini tamamlıyor. Örneğin:  
Bilim İnsanı; Laboratuvarda aklını kullanır, ama "evrenin gizemi" karşısında hayranlık duyar, sosuz görünen fezanın derinliğini, güzelliğini görünce hayranlığını gizleyemez ve ister istemez Allah, Allah demek durumunda kalır. Allaha teslim olur. İşte bu hayranlık, aşkın ta kendisidir.  
Bir Anne; Çocuğunu yetiştirirken mantıklı kararlar alır, ama ona sarılırken kalbiyle hareket eder.  
Hatta sporda bile… Akıl, skoru, başarıyı, şampiyonluk verilerini hesaplar, neticeye bakar; takım sürekli mağlupta olsa, yıllarca şampiyon da olamazsa da takım aşkı (ya da ihtiras!)  taraftarın takımını değiştirmesini engeller.  
Bırak bu takımı kardeşim dediğimizde de; biz bu takımın renklerine gönül vermişiz! Cevabıyla karşılaşırız. Hadi bakalım; akıl bu gönül işini çöze biliyorsa çözsün!
Sonuç:  
Descartes ile Mevlânâ'yı aynı masaya oturtmak mümkün. Belki de insanı insan yapan şey, bu ikisinin dansıdır. Bu yazıyı yazdığım bilgisayar bir aklın ürünü, ama bu bilgisayarı kullanım amacımı belirleyen, düşüncelerimi etkileyen duygularım, sahip olduğum değer yargılarım ve inançlarım.  Şu hakkı teslim edelim Mevlana'da ki akıl haddini bilmiş, sınırlarını anlamış. Ancak insanın akıl gibi bir kabın içine sığamayacak kadar da yüce bir varlık olduğunu da idrak etmiş. İnsanın bu yüceliğine de gönül ayağıyla gidilmesi gerektiğini anlamıştır.         
"AŞK İMİŞ HER NE VÂR ÂLEMDE"
"Aşkında yok olmuşuz O'nun, ayaklarının tozuyuz,
Serâpa aşk, hep aşk, başka bir şey değiliz."(Mevlana)
Akıl insana lazım. Akıllı insan sorumluluk sahibi olur. Bazıları aklı kurban etmek deyince, akılsız kalmak, deli olmak gibi şeyler sanıyor. O demek değil. Burada kast edilen akıl, basit akıldır, düz mantıktır. Hakikatin karşısına akıl yürütmeyi bırakmak demektir. Zira insanın aklı sınırlıdır. Hatta biz çoğu zaman dünkü aklımızı bile beğenmeyiz.
Bugün Türkiye'de gençler, Tinder'da "aşk" ararken bir yandan da YKS sınavına hazırlanıyor. Yani hem Batı'nın atına biniyorlar, hem Doğu'nun merkebine… Asıl mesele, bu iki hayvanı aynı yönde koşturabilecek, ahlakı, gönlü, bilinci inşa etmektir. Yoksa biri sizi laboratuvara, diğeri çamura sürükler. Akıl insanda ki beden gibi, Aşk insanda ki Ruh gibidir. Ruhsuz beden bir kadavradır.
Şöyle bitirelim: "Akıl ile aşkı aynı kazanda kaynatırsan, insan olursun. Ayrı kaynatırsan, ya robot ya da çılgın…"  
 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--
 
Ergül Güner / diğer yazıları
"Başları dik, alınları açık"
Özel'den İmamoğlu'na cezaevinde ziyaret
İBB Meclisi'nde seçim yapıldı
İmamoğlu'nun yerine kim geçti?
'Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında'
Erdoğan'dan CHP'ye sert sözler
Havada şok!
İki gösteri uçağı çarpıştı... O anlar kamerada
Temelli gitmiyorlar, bayrama gidiyorlar
Bayram öncesi sınır kapılarında yoğunluk
Anadolu Grubu'nda tarihi değişim
Özilhan veda ediyor
Beylikdüzü'nde başkanvekili seçildi
Çalık'ın yerine Önder Serkan Çebi geldi
Kanser hastası çiftçi dev şirketi yendi
Morsanto rekor tazminat ödeyecek
ABD'de yeni yönetimle ilk görüşme
Fidan - Rubio görüşmesinde ne konuşuldu
Gazze'deki soykırıma destek veren şirketleri neden boykot etmedin?
Cevdet Yılmaz'dan Özel'e ağır soru
Mardin'de kanlı gece
İki grup arasında silahlı kavga: 1 ölü, 6 yaralı
Bir kilometrelik konvoy
Gençler 'derdimiz parti değil, özgürlük'
ABD, Rusya'ya yaptırımları kaldırmaya hazırlanıyor
Tarım ihracatının önündeki engeller kalkacak
CHP Grup Toplantısı İstanbul'da yapıldı
'İstanbul'a çökmeye niyetlendiler'
Meltem TV’den büyük atak
Ünlü isimler artık Meltem TV’de
"Başları dik, alınları açık"
Özel'den İmamoğlu'na cezaevinde ziyaret
İBB Meclisi'nde seçim yapıldı
İmamoğlu'nun yerine kim geçti?
123456789101112131415
"Başları dik, alınları açık"
Özel'den İmamoğlu'na cezaevinde ziyaret
İBB Meclisi'nde seçim yapıldı
İmamoğlu'nun yerine kim geçti?
'Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında'
Erdoğan'dan CHP'ye sert sözler
Havada şok!
İki gösteri uçağı çarpıştı... O anlar kamerada
Temelli gitmiyorlar, bayrama gidiyorlar
Bayram öncesi sınır kapılarında yoğunluk
Anadolu Grubu'nda tarihi değişim
Özilhan veda ediyor
Beylikdüzü'nde başkanvekili seçildi
Çalık'ın yerine Önder Serkan Çebi geldi
Kanser hastası çiftçi dev şirketi yendi
Morsanto rekor tazminat ödeyecek
ABD'de yeni yönetimle ilk görüşme
Fidan - Rubio görüşmesinde ne konuşuldu
Gazze'deki soykırıma destek veren şirketleri neden boykot etmedin?
Cevdet Yılmaz'dan Özel'e ağır soru
Mardin'de kanlı gece
İki grup arasında silahlı kavga: 1 ölü, 6 yaralı
Bir kilometrelik konvoy
Gençler 'derdimiz parti değil, özgürlük'
ABD, Rusya'ya yaptırımları kaldırmaya hazırlanıyor
Tarım ihracatının önündeki engeller kalkacak
CHP Grup Toplantısı İstanbul'da yapıldı
'İstanbul'a çökmeye niyetlendiler'
Meltem TV’den büyük atak
Ünlü isimler artık Meltem TV’de
"Başları dik, alınları açık"
Özel'den İmamoğlu'na cezaevinde ziyaret
İBB Meclisi'nde seçim yapıldı
İmamoğlu'nun yerine kim geçti?
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.