CHP'nin TBMM Grup Toplantısı İstanbul'da yapıldı
CHP'nin cumhurbaşkanı adayı, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından CHP Grup toplantısı İstanbul Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde yapıldı
25.03.2025 18:01:00 / Güncelleme: 25.03.2025 18:06:34
AA
AA





CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde, partisinin TBMM Grup Toplantısı'na katıldı.
Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada, tam kadro İstanbul'da olduklarını belirterek, "7 gündür Türkiye kumpasa karşı meydanlarda, sokaklarda itiraz ediyor. Milyonlar tepkisini gösteriyor. Meydanlarda toplanıyoruz ama miting yapmıyoruz. Karşımızda kendi siyasi çıkarları için Türkiye'nin geleceğine ihanet eden, Türkiye'ye karşı ihanet içinde olan bir avuç insan var. Çünkü arkalarında halk yok, millet yok, kalabalıklar yok" ifadesini kullandı.
Darbelerin, seçilmişe karşı seçilmemişi getirmek için yapıldığını dile getiren Özel, "Birkaç gizli tanık bulup yalancı şahitliklerle Ekrem Başkana yaptıkları karalamayla, esas olarak seçilemedikleri bir belediyeye bir kayyum atamak suretiyle çökmeye niyetlendiler. Bütün darbeler seçilmişe karşı seçilmemişi getirmek üzere yapılır" diye konuştu.
"Bu tanımlama bizim değil"
CHP Genel Başkanı Özel, terör suçlamasına ilişkin ise şunları söyledi:
"Terör suçlamasında üzerine basa basa söyledikleri bir şey var. Diyorlar ki 'CHP, DEM Parti'yle kent uzlaşısı yaptı'. Önce şunu söyleyelim, 'kent uzlaşısı' bizim değil DEM Parti'nin bir tanımlamasıdır. Reddettiğim için değil, doğrusunu herkes bilsin diye söylüyorum.
Biz ittifak yapmak için bütün partilere gittik, baktık, hatta sonra şöyle dedik, 'Partilerle siyasi ittifak yapamadık ama milletimizle sandıkta ittifak yapacağız'. Bu süreçte DEM Parti de kendi adaylarını belirlerken şöyle bir yaklaşımda bulundu.
'Seçimleri kazanacağımız yerlerde aday çıkaracağız. Seçimi kaybedeceğimiz, kazanamayacağımızı düşündüğümüz yerlerde kente karşı suç işlemeyecek, dürüst çalışacak, Kürtlerin de hak ve menfaatlerini gözetecek, insanca hizmet verecek, onların yoğun yaşadığı mahallelere kimliklerinden dolayı ayrımcılık yapmayacak adayları destekleriz ama buna uygun görmediğimiz adayları desteklemez hatta istemediğimize kaybettirecek reflekslerde bulunuruz'."
CHP'nin bazı adaylarının olduğu yerlerde, DEM Parti'nin aday göstermeyerek "destek" yaklaşımında bulunduğunu aktaran Özel, "Bazı yerlerde ise kendi değerlendirmeleri ile kaybettirmeye çalıştılar.
'Kent uzlaşısının' olduğu yerlerde DEM Parti'nin tanımlamasıyla onların adayı olmayan yerde, onların seçmenlerinin CHP'ye oy verdiğini bilmeyen de yok. Bundan utanan da yok, bunun ne utanılacak ne saklanılacak bir tarafı var. Ama bu tanımlama bizim değil çünkü bizim tanımlamamız 'Türkiye ittifakı, İstanbul ittifakı, Şişli ittifakı'.
Yani sadece Kürtlerin değil, hep söylüyoruz ya Kürt demokratların, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, sosyal demokratların bir araya gelmesiyle biz İstanbul ittifakını, Türkiye ittifakını oluşturmuşuz. İstanbul'da resmi yazım var, ilçe başkanlarına yollamışım. Soruşturma dosyalarına mutlaka konmalı, mutlaka mahkemelere gösterilmeli." bilgisini paylaştı.
Özel, savcılığın sorgu tutanağında, basın açıklamasında ve daha önce oluşturulan iddianamelerde yer alan tutuklama talep evrakına değinerek, şunları kaydetti:
Kent uzlaşısı formülü ile batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin belediyeleri kazanamasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek aday karşılığında belediye meclisinde belli sayıda kota elde edilmesi sonucunda belediye meclislerinde söz sahibi olmalarının, yerel yönetimlerde yer almalarının, siyasi bir denge olmalarının amaçlandığı anlaşılmıştır'.
Ben bu cümleyi kent uzlaşısını ya da İstanbul ittifakını suçlamak, kriminalize etmek, hapsetmek için değil, takdir etmek için yazarım. Tam da yapılan budur. Batıdaki Kürtlerin yönetimde temsil edilebilmeleri için belediye meclis üyeliklerine yazılmaları terörse ben terörist olayım kardeşim. Demokrasi, bunun adı demokrasi."
Bugüne kadar seslerini duyuramadıkları Kürt vatandaşlarına seslenen Özel, AK Parti'nin işinin sadece Kürtlerin oyuyla ilgili olduğunu savunarak, "Suçtur bu, 'Oyu bana verirsen seçmensin, ona verirsen teröristsin' diyor. Görün bunları, gömün bunları." sözlerini sarf etti.

"Bizim işimiz hakaretle küfürle değildir"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bizim işimiz hakaretle, küfürle değildir. Tayyip Erdoğan'ın rahmetli anneciğine küfreden de oraya buraya küfür yazan da ya da suçsuz polise suçsuz yere saldıran da emin olun ne Taksim'in ne Saraçhane'nin ne Türkiye'nin dostu değildir. Bütün gençleri provokasyonlara karşı uyarıyorum." dedi.
Özel, Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen CHP TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, bazı medya kuruluşlarının tek elden verilen bilgilerle sürekli yanlı yayın yaptıklarını anlatarak, bazı medya kuruluşlarının ise bu duruma alet olmadığını söyledi.
Özgür Özel, İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu'na yönelik soruşturmalarda ne bir kanıt ne bir delil ne de ortaya konulabilmiş somut bir iddianın olmadığını öne sürdü.
Ellerinde "Meşe, Çınar, Ladin, İlke" gibi gizli tanıkların isimlerinin olduğunu söyleyen Özel, "Meşe'nin dediğine göre, Çınar'ın dediğine göre, Ladin'in dediğine göre.' Somut bir şey var mı? 'Ben öyle olduğunu duymuştum, ben böyle yapıldığını tahmin ediyorum, ihaleleri ben alamadığıma göre rüşvet veren birilerine verildiğini tahmin ediyorum.' Ekrem Başkanı bunlarla tutukladılar." ifadelerini kullandı.
Özel, sürecin erken seçimi ve ülkede değişimin yapılmasını kaçınılmaz kıldığını dile getirerek, "Ben ilk andan itibaren Saraçhane'de arkada bir küçük dinlenme odasında, bir çekyatın üzerinde, kayyuma değil de İstanbul'un bir seçilmişine Belediye Başkanı Ekrem Bey gelene kadar, ona vekalet edecek bir başkan vekiline verene kadar ben o odadayım, yüz binler de o meydanlarda." diye konuştu.
"Bütün gençleri provokasyonlara karşı uyarıyorum"
Saraçhane'yi bırakmayacaklarını anlatan Özel, Taksim'e gitme çağrısında bulunulmasına ilişkin şunları söyledi:
"Kim diyorsa 'Taksim'e gidelim', orayı bölmek için söylüyor, onun için söyletiyorlar, o fikri aşılıyorlar. Bugün Taksim'e gitmek için kemerlere doğru 3-5 bin kişinin gitmesi, oradan püskürtülüp gelmesi, o bahaneyle bütün meydana gaz sıkılması, suçsuz yere, boşu boşuna can yanması doğru bir strateji değil. Ama buradan söz veriyoruz.
Şimdi Saraçhane'yi, İstanbul'un iradesini savunacağız. Nasıl sokakları ve meydanları bütün yasaklara rağmen geri aldıysak o gün gelecek Taksim'i de yüz binler, milyonlar hep birlikte geri alacak. Dün akşam televizyon ekranlarına, sosyal medyaya yansıyan 3-5 kişinin hangi ruh haliyle, hangi saçmalıkla, hangi terbiyeyle yaptıkları belli olmaksızın ağızlarından çıkan bir küfrün, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın annesine yöneldiğini büyük bir üzüntüyle gördüm.
Attığım tweeti aynen gözünüzün içine baka baka söylüyorum. Tayyip Erdoğan'ın ölmüş annesine edilmiş küfrü kendi anneme edilmiş sayıyorum. Bizim işimiz temiz bir dilledir. Bizim işimiz hakaretle küfürle değildir.
Tayyip Erdoğan'ın rahmetli anneciğine küfreden de oraya buraya küfür yazan da ya da suçsuz polise suçsuz yere saldıran da emin olun ne Taksim'in ne Saraçhane'nin ne Türkiye'nin dostu değildir. Bütün gençleri provokasyonlara karşı uyarıyorum."
Özel, "Akşam Saraçhane'de, Saraçhane'ye veda etmeye, Ekrem Başkan'ın emanetini yine İstanbul'un bir seçilmişine emanet etmeye, kayyuma karşı verilen bu büyük mücadelenin son akşamında dünya tarihine geçmek üzere tüm İstanbulluları Saraçhane'ye bekliyoruz." dedi.
Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada, tam kadro İstanbul'da olduklarını belirterek, "7 gündür Türkiye kumpasa karşı meydanlarda, sokaklarda itiraz ediyor. Milyonlar tepkisini gösteriyor. Meydanlarda toplanıyoruz ama miting yapmıyoruz. Karşımızda kendi siyasi çıkarları için Türkiye'nin geleceğine ihanet eden, Türkiye'ye karşı ihanet içinde olan bir avuç insan var. Çünkü arkalarında halk yok, millet yok, kalabalıklar yok" ifadesini kullandı.
Darbelerin, seçilmişe karşı seçilmemişi getirmek için yapıldığını dile getiren Özel, "Birkaç gizli tanık bulup yalancı şahitliklerle Ekrem Başkana yaptıkları karalamayla, esas olarak seçilemedikleri bir belediyeye bir kayyum atamak suretiyle çökmeye niyetlendiler. Bütün darbeler seçilmişe karşı seçilmemişi getirmek üzere yapılır" diye konuştu.
"Bu tanımlama bizim değil"
CHP Genel Başkanı Özel, terör suçlamasına ilişkin ise şunları söyledi:
"Terör suçlamasında üzerine basa basa söyledikleri bir şey var. Diyorlar ki 'CHP, DEM Parti'yle kent uzlaşısı yaptı'. Önce şunu söyleyelim, 'kent uzlaşısı' bizim değil DEM Parti'nin bir tanımlamasıdır. Reddettiğim için değil, doğrusunu herkes bilsin diye söylüyorum.
Biz ittifak yapmak için bütün partilere gittik, baktık, hatta sonra şöyle dedik, 'Partilerle siyasi ittifak yapamadık ama milletimizle sandıkta ittifak yapacağız'. Bu süreçte DEM Parti de kendi adaylarını belirlerken şöyle bir yaklaşımda bulundu.
'Seçimleri kazanacağımız yerlerde aday çıkaracağız. Seçimi kaybedeceğimiz, kazanamayacağımızı düşündüğümüz yerlerde kente karşı suç işlemeyecek, dürüst çalışacak, Kürtlerin de hak ve menfaatlerini gözetecek, insanca hizmet verecek, onların yoğun yaşadığı mahallelere kimliklerinden dolayı ayrımcılık yapmayacak adayları destekleriz ama buna uygun görmediğimiz adayları desteklemez hatta istemediğimize kaybettirecek reflekslerde bulunuruz'."
CHP'nin bazı adaylarının olduğu yerlerde, DEM Parti'nin aday göstermeyerek "destek" yaklaşımında bulunduğunu aktaran Özel, "Bazı yerlerde ise kendi değerlendirmeleri ile kaybettirmeye çalıştılar.
'Kent uzlaşısının' olduğu yerlerde DEM Parti'nin tanımlamasıyla onların adayı olmayan yerde, onların seçmenlerinin CHP'ye oy verdiğini bilmeyen de yok. Bundan utanan da yok, bunun ne utanılacak ne saklanılacak bir tarafı var. Ama bu tanımlama bizim değil çünkü bizim tanımlamamız 'Türkiye ittifakı, İstanbul ittifakı, Şişli ittifakı'.
Yani sadece Kürtlerin değil, hep söylüyoruz ya Kürt demokratların, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, sosyal demokratların bir araya gelmesiyle biz İstanbul ittifakını, Türkiye ittifakını oluşturmuşuz. İstanbul'da resmi yazım var, ilçe başkanlarına yollamışım. Soruşturma dosyalarına mutlaka konmalı, mutlaka mahkemelere gösterilmeli." bilgisini paylaştı.
Özel, savcılığın sorgu tutanağında, basın açıklamasında ve daha önce oluşturulan iddianamelerde yer alan tutuklama talep evrakına değinerek, şunları kaydetti:
Kent uzlaşısı formülü ile batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin belediyeleri kazanamasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek aday karşılığında belediye meclisinde belli sayıda kota elde edilmesi sonucunda belediye meclislerinde söz sahibi olmalarının, yerel yönetimlerde yer almalarının, siyasi bir denge olmalarının amaçlandığı anlaşılmıştır'.
Ben bu cümleyi kent uzlaşısını ya da İstanbul ittifakını suçlamak, kriminalize etmek, hapsetmek için değil, takdir etmek için yazarım. Tam da yapılan budur. Batıdaki Kürtlerin yönetimde temsil edilebilmeleri için belediye meclis üyeliklerine yazılmaları terörse ben terörist olayım kardeşim. Demokrasi, bunun adı demokrasi."
Bugüne kadar seslerini duyuramadıkları Kürt vatandaşlarına seslenen Özel, AK Parti'nin işinin sadece Kürtlerin oyuyla ilgili olduğunu savunarak, "Suçtur bu, 'Oyu bana verirsen seçmensin, ona verirsen teröristsin' diyor. Görün bunları, gömün bunları." sözlerini sarf etti.

"Bizim işimiz hakaretle küfürle değildir"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bizim işimiz hakaretle, küfürle değildir. Tayyip Erdoğan'ın rahmetli anneciğine küfreden de oraya buraya küfür yazan da ya da suçsuz polise suçsuz yere saldıran da emin olun ne Taksim'in ne Saraçhane'nin ne Türkiye'nin dostu değildir. Bütün gençleri provokasyonlara karşı uyarıyorum." dedi.
Özel, Beşiktaş Mustafa Kemal Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen CHP TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasında, bazı medya kuruluşlarının tek elden verilen bilgilerle sürekli yanlı yayın yaptıklarını anlatarak, bazı medya kuruluşlarının ise bu duruma alet olmadığını söyledi.
Özgür Özel, İBB Başkanlığı görevinden uzaklaştırılan ve yolsuzluk soruşturması kapsamında tutuklanan Ekrem İmamoğlu'na yönelik soruşturmalarda ne bir kanıt ne bir delil ne de ortaya konulabilmiş somut bir iddianın olmadığını öne sürdü.
Ellerinde "Meşe, Çınar, Ladin, İlke" gibi gizli tanıkların isimlerinin olduğunu söyleyen Özel, "Meşe'nin dediğine göre, Çınar'ın dediğine göre, Ladin'in dediğine göre.' Somut bir şey var mı? 'Ben öyle olduğunu duymuştum, ben böyle yapıldığını tahmin ediyorum, ihaleleri ben alamadığıma göre rüşvet veren birilerine verildiğini tahmin ediyorum.' Ekrem Başkanı bunlarla tutukladılar." ifadelerini kullandı.
Özel, sürecin erken seçimi ve ülkede değişimin yapılmasını kaçınılmaz kıldığını dile getirerek, "Ben ilk andan itibaren Saraçhane'de arkada bir küçük dinlenme odasında, bir çekyatın üzerinde, kayyuma değil de İstanbul'un bir seçilmişine Belediye Başkanı Ekrem Bey gelene kadar, ona vekalet edecek bir başkan vekiline verene kadar ben o odadayım, yüz binler de o meydanlarda." diye konuştu.
"Bütün gençleri provokasyonlara karşı uyarıyorum"
Saraçhane'yi bırakmayacaklarını anlatan Özel, Taksim'e gitme çağrısında bulunulmasına ilişkin şunları söyledi:
"Kim diyorsa 'Taksim'e gidelim', orayı bölmek için söylüyor, onun için söyletiyorlar, o fikri aşılıyorlar. Bugün Taksim'e gitmek için kemerlere doğru 3-5 bin kişinin gitmesi, oradan püskürtülüp gelmesi, o bahaneyle bütün meydana gaz sıkılması, suçsuz yere, boşu boşuna can yanması doğru bir strateji değil. Ama buradan söz veriyoruz.
Şimdi Saraçhane'yi, İstanbul'un iradesini savunacağız. Nasıl sokakları ve meydanları bütün yasaklara rağmen geri aldıysak o gün gelecek Taksim'i de yüz binler, milyonlar hep birlikte geri alacak. Dün akşam televizyon ekranlarına, sosyal medyaya yansıyan 3-5 kişinin hangi ruh haliyle, hangi saçmalıkla, hangi terbiyeyle yaptıkları belli olmaksızın ağızlarından çıkan bir küfrün, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın annesine yöneldiğini büyük bir üzüntüyle gördüm.
Attığım tweeti aynen gözünüzün içine baka baka söylüyorum. Tayyip Erdoğan'ın ölmüş annesine edilmiş küfrü kendi anneme edilmiş sayıyorum. Bizim işimiz temiz bir dilledir. Bizim işimiz hakaretle küfürle değildir.
Tayyip Erdoğan'ın rahmetli anneciğine küfreden de oraya buraya küfür yazan da ya da suçsuz polise suçsuz yere saldıran da emin olun ne Taksim'in ne Saraçhane'nin ne Türkiye'nin dostu değildir. Bütün gençleri provokasyonlara karşı uyarıyorum."
Özel, "Akşam Saraçhane'de, Saraçhane'ye veda etmeye, Ekrem Başkan'ın emanetini yine İstanbul'un bir seçilmişine emanet etmeye, kayyuma karşı verilen bu büyük mücadelenin son akşamında dünya tarihine geçmek üzere tüm İstanbulluları Saraçhane'ye bekliyoruz." dedi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.