Milli şairimiz M. Akif Ersoy’un Milli Mücadele yılları öncesi muhteşem bir ikazı vardır:
“Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.’
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!”
Bu günler, başımızı iki elimiz arasına alıp akl-ı selim ile düşünmek günleridir.
Fert, millet ve devlet işlerimiz şirazeden çıkmış vaziyettedir.
Fert ve cemiyet olarak vahim bir Haçlı fitnesi içinde debelenmekteyiz. Sürüklenmişiz… Yanlışların, zulümlerin, batılların ta dibine kadar!
Üç günlük tarihi ve üç kuruşluk asaleti bile olmayan devlet ve milletlerin maskarası olmuşuz.
Ölçü gitmiş, düzen bozulmuştur.
Hain, emin addedilmiş; zalim, mazlum postuna bürünmüş; katil, masum rolünde pazarlık masasına oturtulmuştur!
Ortalık, eskilerin tabiriyle alametle dolmuştur!
BTP Genel Prof. Dr. Haydar Baş beyden başka uyaran, ayıktıran, yol gösteren ve çözümler sunan da kalmamıştır.
Her hesabın üstünde, Allah’ın da bir hesabı vardır… Öyle buyurur: “Eğer Allah’ın insanlardan bir kısmını, diğerleriyle defedip savması olmasaydı elbette yeryüzü fesada uğrar-altüst olurdu” (Bakara, 251).
Bu bağlamda Hakkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı olmaktır hikmet ve maharet…
Batılın eli veya zalimin maşası olmak değil!
İster hayır, ister şer… her niyet ve fiilin bir bedeli vardır.
Hiçbir şey karşılıksız kalmaz.
Sözümüzün, reyimizin ve yaptıklarımızın faturası öyle veya böyle bize kesilecektir.
Toplumu idare edenlerin mesuliyeti, şüphesiz yetkileri nispetindedir.
Ancak onların mesuliyet ve vebali, onları işbaşına getiren bizleri vebalden kurtarmaz.
Bilakis en az onlar kadar vebal sahibi kılar!
Milyonlarca Türk evladının, açlık, yokluk ve yoksullukla cebelleşmesinde katkımız nedir? Reyimiz nedir?
Milyonlarca insanın evine-barkına haciz ve icralar gelerek şeref ve haysiyetinin beş paralık olmasında, yuvalarının dağılmasında, böylesi takat yetmez haller yüzünden kafayı yiyip intihara sürüklenmesinde rolümüz nedir, reyimiz nedir?
İslam coğrafyasındaki Amerika ve Haçlı işgalleri yüzünden milyonlarca Müslümanın can vermesinde ve katliamların sürmesinde, yüz binlerce masum kadının namuslarının kirletilmesinde direkt veya dolaylı olarak payımız nedir, ortakçılığımız ne kadardır, bu BOP’lu işlerin eş başkanına reyimiz nedir?!
Libya’da, Suriye’de veya bir başka İslam beldesinde Müslümanı Müslümana kırdırtmak için Papa II. Urban edasıyla isyancıları kışkışlayanlara, ellerine silah tutuşturanlara mesafemiz nedir, safımız neredir, reyimiz kimedir?!
Bunlar Arş’ı titreten, gökleri çatlatan türden zulümler… Faturası çok ağır veballer!
Bu vebalin büyüklüğünü idrak etmiş olanlar, Prof. Dr. Baş’ın ikazında ve istikametinde ne kadar doğru olduğunu görür, hakkı teslim eder.
Yarın Hz. Peygamberin(sav) bu bağlamdaki uyarlarına değinelim.
“Dünyâda inanmam, hani görsem de gözümle.
İmânı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, ‘İki el bir baş içindir.’
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!”
Bu günler, başımızı iki elimiz arasına alıp akl-ı selim ile düşünmek günleridir.
Fert, millet ve devlet işlerimiz şirazeden çıkmış vaziyettedir.
Fert ve cemiyet olarak vahim bir Haçlı fitnesi içinde debelenmekteyiz. Sürüklenmişiz… Yanlışların, zulümlerin, batılların ta dibine kadar!
Üç günlük tarihi ve üç kuruşluk asaleti bile olmayan devlet ve milletlerin maskarası olmuşuz.
Ölçü gitmiş, düzen bozulmuştur.
Hain, emin addedilmiş; zalim, mazlum postuna bürünmüş; katil, masum rolünde pazarlık masasına oturtulmuştur!
Ortalık, eskilerin tabiriyle alametle dolmuştur!
BTP Genel Prof. Dr. Haydar Baş beyden başka uyaran, ayıktıran, yol gösteren ve çözümler sunan da kalmamıştır.
Her hesabın üstünde, Allah’ın da bir hesabı vardır… Öyle buyurur: “Eğer Allah’ın insanlardan bir kısmını, diğerleriyle defedip savması olmasaydı elbette yeryüzü fesada uğrar-altüst olurdu” (Bakara, 251).
Bu bağlamda Hakkın gören gözü, işiten kulağı, tutan eli, yürüyen ayağı olmaktır hikmet ve maharet…
Batılın eli veya zalimin maşası olmak değil!
İster hayır, ister şer… her niyet ve fiilin bir bedeli vardır.
Hiçbir şey karşılıksız kalmaz.
Sözümüzün, reyimizin ve yaptıklarımızın faturası öyle veya böyle bize kesilecektir.
Toplumu idare edenlerin mesuliyeti, şüphesiz yetkileri nispetindedir.
Ancak onların mesuliyet ve vebali, onları işbaşına getiren bizleri vebalden kurtarmaz.
Bilakis en az onlar kadar vebal sahibi kılar!
Milyonlarca Türk evladının, açlık, yokluk ve yoksullukla cebelleşmesinde katkımız nedir? Reyimiz nedir?
Milyonlarca insanın evine-barkına haciz ve icralar gelerek şeref ve haysiyetinin beş paralık olmasında, yuvalarının dağılmasında, böylesi takat yetmez haller yüzünden kafayı yiyip intihara sürüklenmesinde rolümüz nedir, reyimiz nedir?
İslam coğrafyasındaki Amerika ve Haçlı işgalleri yüzünden milyonlarca Müslümanın can vermesinde ve katliamların sürmesinde, yüz binlerce masum kadının namuslarının kirletilmesinde direkt veya dolaylı olarak payımız nedir, ortakçılığımız ne kadardır, bu BOP’lu işlerin eş başkanına reyimiz nedir?!
Libya’da, Suriye’de veya bir başka İslam beldesinde Müslümanı Müslümana kırdırtmak için Papa II. Urban edasıyla isyancıları kışkışlayanlara, ellerine silah tutuşturanlara mesafemiz nedir, safımız neredir, reyimiz kimedir?!
Bunlar Arş’ı titreten, gökleri çatlatan türden zulümler… Faturası çok ağır veballer!
Bu vebalin büyüklüğünü idrak etmiş olanlar, Prof. Dr. Baş’ın ikazında ve istikametinde ne kadar doğru olduğunu görür, hakkı teslim eder.
Yarın Hz. Peygamberin(sav) bu bağlamdaki uyarlarına değinelim.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Misafir Kalem (K) / diğer yazıları
- Kongrelerden milli devlete bir iman mücadelesi / 25.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019
- İnsan bu kadar da ucuz değil! / 23.07.2019
- Amerika da Haydar Hoca'ya mahkûm / 22.07.2019
- İşsizliğin çok daha ağır faturaları var / 20.07.2019
- Sosyal patlamalara gebe kronik işsizlik / 17.07.2019
- Türkiye “hard currency”ye muhtaç değil / 13.07.2019
- İşçinin emeği ve sendikaların vebali / 11.07.2019
- Para, faiz ve MB Başkanı / 10.07.2019
- Çin’de-Maçin’de değil, kurtuluş içimizde / 08.07.2019
- Türkiye yeni çağa ayak uydurmalı / 07.07.2019