AYM'nin hukuk önündeki yeni sınavı: 30 Mart seçimlerinin iptali

Yerel seçimlerdeki şaibenin hukuktaki ayak izleri Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) son bulacak gibi. Seçim sonuçlarına yapılan itirazlar, bazı yerlerde seçimlerin iptali? Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK) başvuruları süzerken, pirincin taşını ayıklayamaması ya da güvenilirliğinden kuşku duyulması, verdiği kararların iptali için Anayasal Yargı'nın yolunu açmaktadır. Şaibeye bulaşanların vicdanlarının rengi bellidir de biz, işin çoktan tükenmiş olan ahlâki yönünü değil, hukuk vicdanındaki yerini yoklamak istiyoruz.Gerekçemiz, Türkiye'nin kabul etmiş olduğu seçim sistemi SEÇSİS'in güvenilir olmayışıdır;SEÇSİS projesine 1986'da Hacettepe Üniversitesi'nde başlanmıştır. 1989 yılında YSK tarafından sistemin geliştirilmesi benimsenmiştir.Sistem, 2007 Milletvekili seçimi, 2009 Yerel Yönetim seçimi, 2010 halk oylaması ve 2011 yılındaki Milletvekili seçimlerinde kullanılmıştır. Ancak, 2007 yılından 2011 yılına kadar geçen sürede artan nüfus sayısı ile seçmen sayısı arasındaki orantısızlık kuşkuları dâvet etmiş; sistemin sorgulanmasına neden olmuştur. Nüfus artış oranı % 5.86, seçmen artış oranı % 23.38'dir; nüfus 4 milyon dolaylarında artmışken, seçmen sayısının artışı 10 milyonu geçmiştir. Bu orantısızlık nasıl açıklanabilir, fazlalıklar uzaydan mı sökün etmiştir?Türkiye'nin en büyük e-devlet projelerinden biri olan SEÇSİS Projesinin amacı; Yasalara uygun olarak seçmen vatandaşın eksiksiz belirlenmesi, mükerrer yazımın önlenmesi, listelerin hazırlanması, seçmenin kolay ve hızlı oy vermesi, seçimin çabuk sonuçlanması, itirazların en aza indirilmesi, vatandaşlarımızın görev ve sorumluluk bilinci ile siyasal haklarını yüksek oranda kullanmasını sağlayacak düzenlemeler için gerekli bilginin toplanması, bilgisayar ortamında doğru, güncel ve tutarlı bir bütün olarak saklanması, seçimlerde bu bilgilerin ve teknolojik olanakların kullanılarak seçim sonuçlarının ilçelerden güvenli ve hızlı bir şekilde merkeze aktaracak, internet üzerinden kolayca izlenebilecek yapının gerçekleştirilmesi ve elektronik seçime geçişin temelini oluşturmaktır.Sistemin temel amacına ne kadar ulaştığı; seçmen sayısının belirlenmesindeki şüpheler, sandık sonuçlarının uğradığı yoğun itirazlar nedeniyle ortadadır. Güvenilirliği tartışmalıdır.Ayrıca sistemin sertifikası var mıdır? Durumu açıklığa kavuşturalım; bireysel olarak örnek verelim, bir okuldan, bir kurstan mezuniyetinizi aldığınız diploma ya da sertifika gösterir. Peki, bu noktada oylarımızı emanet ettiğimiz SEÇSİS'in durumu nedir?İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Bilişim Enstitüsü Ulusal Yazılım ve Sertifikasyon Merkezi(UYSM)'nin raporunda SEÇSİS bilgi sisteminin sertifikalandırılmadığı ve Kriptolojisi konusunda bilgilerinin olmadığı tespit edilmiştir.SEÇSİS sistemine ilişkin tüm inceleme ve soruşturmalar, ilgili bakanlıklar tarafından sonuçsuz bırakılmıştır.Sistem güven vermemekte, denetlenememektedir; ilçe seçim kurullarındaki donanım üzerinde verilerin farklı aktarılmasını sağlayacak korsan yazılım olup olmadığı kontrol edilememektedir.Bu nedenle;* Kullanılan yazılımın kaynak kodları siyasi partilerin denetimine açılmalıdır.* YSK'nın denetimindeki bilgi işlem merkezinde tüm siyasi partiler temsilci bulundurabilmelidir; Belçika, Almanya, İngiltere, Fransa, ABD, İtalya, Avustralya ve Brezilya gibi bazı ülkelerde seçim değerlendirme merkezlerinde temsilci bulunmaktadır.* Kullanılan kripto yeniden gözden geçirilmeli, güvenlik katsayısı arttırılarak, her seçim döneminde yenilenmelidir.* Bazı kurumlara verilen sorgulama hakkı siyasi partilere de verilmelidir.* Veri akışı biter bitmez hârici disk internet yolu ile tüm vatandaşlarımıza açılmalı, her bireye kendi sandığını görme imkânı sağlanmalıdır.Görülüyor ki, hiçbir şekilde güvenilmesi mümkün olmayan bu sistem kullanılmak suretiyle yapılan 30 Mart Yerel Seçimleri'nin iptali, Anayasa Mahkemesi'nin hukuk önündeki yeni ve önemli bir sınavı olacaktır!