Tam 106 yıl önce, 28 Haziran 1914 günü, Avusturya-Macaristan veliahdı Arşidük François Ferdinand'ın Saraybosna'da bir Sırplı tarafından öldürülmesi, Birinci Dünya Savaşını aniden başlatmıştı.
106 yıl sonra, 3 Ocak 2020'de, bu kez İran'ın Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani, Bağdat'ta uluslararası havalimanında ABD tarafından öldürüldü.
1914'deki suikast Birinci Dünya Savaşı'nı patlatmıştı. Birkaç gün önce 2020'nin hemen başındaki suikast acaba nelere gebe?
Trump'ın yeniden seçilme uğruna ve dış politika zaferi olarak sunmak istediği plan, verdiği suikast emriyle, hesapta gerçekleşecekti. Bu emir yerine getirilirken Süleymani ile birlikte Haşdi Şabi Genel Komutan yardımcısı Ebu Mehdi el Mühendis de öldürüldü.
Ne var ki Trump'ın bu hamlesi ters tepti ve ABD Kongresi muhtemel İran savaşını engelleyecek bir tasarıyı kabul etti. Trump yaptığı açıklamada, İran'la savaşı başlatmak için değil, savaşı önlemek için adım attığını öne sürerek durumu kurtarmaya çalıştı.
İran'da bir halk kahramanı olan Süleymani'nin öldürülmesinin ardından 3 günlük yas ilan edilirken, on binlerce kişinin katıldığı eylemlerde ABD ve İsrail şiddetle protesto edildi. İran'ın dini lideri Hamaney, "Katilleri sert bir intikam bekliyor" dedi.
Ortadoğu'da fitil ateşlenmiş ve hesaplaşma başlamıştır. Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği civarına ve Bedel'deki ABD üssüne füze yağdırıldığı, bu satırların yazıldığı sırada ekranlara düşen son haberdi.
ABD 3000 askeri Ortadoğu'ya göndermiş durumda. Irak Ulusal Güvenlik Konseyi, ABD'nin Irak'taki varlığının sona erdirilebileceğini açıklıyordu. NATO, Irak'taki eğitim faaliyetlerini askıya alırken, kimi Körfez ülkeleri Irak'a uçak seferlerini durdurma kararı alıyor… Bölge ülkeleri ve dünya teyakkuzda. Birleşmiş Milletler (BM), "Dünya bir savaş daha kaldıramaz" açıklamasını yaparken gelebilecek büyük bir tehlike ve felakete karşı uyarıda bulunuyordu.
Peki biz ne yapmalıyız? Duygusal tepkilere ram olmadan ve her türlü dolduruş ve iğfalden uzak durarak soğukkanlılıkla davranmalıyız. Bunun yolu da diplomasiden geçer. Denge politikalarını gözeterek öncelikle bölgede, sonrasında dünya ölçeğinde barış amaçlı, uzlaşmacı yaklaşımlarda yoğunlaşmalıyız. Libya'ya asker gönderme konusunu da, tam da Bölge, hatta dünya savaşın eşiğine gelmişken bir kere daha düşünmeli ve gözden geçirmeliyiz.
- Yerel yönetim / 25.01.2024
- Muhalefet / milli irade / 22.01.2024
- Anayasa Mahkemesi yoksa… / 18.01.2024
- Soykırım davası / 15.01.2024
- Sosyal devlet için / 11.01.2024
- Hukuk devletine başkaldırı / 25.12.2023
- Güç dengesi / 21.12.2023
- Yerel seçime giderken / 14.12.2023
- İnsanlığın anayasası / 11.12.2023