Müslüman Osmanlı Türkü, 1453 yılında Avrupa'nın muhteşem şehri, hülyalarının kenti, düşürülemez diye düşündükleri İstanbul'u fethetti. Aynı zamanda bu dönemlerde İslam dünyası hem siyasi hem ekonomik hem de kültür bakımdan zirve dönemini yaşıyordu. Hıristiyan Avrupa ise üç-beş çapulcu şövalyenin baskı ve tehdidi altında eziliyor ve hayvanlara bile razı olunmayacak şartlarda hayatlarını geçiriyordu. İşte bu dönemde Hıristiyan Avrupa bu eziklik psikolojisi ile Müslümanlar'ın elinde bulunan zenginlikleri almak için denizlere açıldı. Zira karada Osmanlı'yı yenmenin imkânsız olduğunu düşünüyordu. Avrupalı, zenginlik budalası çapulcuları, bu şartlarda birçok ada ve kıtaya ulaştılar. Gittikleri yerlerde insanları korkuttular hatta öldürdüler. Gittikleri beldelerdeki medeniyetleri yok ettiler. Tam bir soykırıma başladılar. Böylece hem o insanların mallarını yağmalıyor talan ediyor, hem de Avrupa'daki ezilmişlik psikolojisin bu insanlar üzerine yansıtıyorlardı. Böylece Avrupa'da öncülüğünü İngiliz ve Fransızların yaptığı soykırım ve başka medeniyetlerin miraslarını talan etmekle hem zengin oldular hem emir verir duruma geldiler. Bu zenginliklerle Avrupa'da bir talan ve yalan medeniyeti kurdular. Zaman zaman menfaat çatışmasından kaynaklanan büyük kavgaların içine girdiler ve yüzlerce yıl hiç bitmeyen savaşlar yaptılar. En sonunda İngiltere ve Fransa katliam ve vahşette baskın çıkınca diğer Avrupalı devletleri susturdular. Dünya üzerinde bu iki devlet küresel sömürü imparatorlukları kurdular. Bu dönemlerde Osmanlı artık zayıflamış ve güç kaybeder duruma gelmişti. Hatta Mısır, Kıbrıs İngilizler tarafından Cezayir, Tunus Fransızlar tarafından işgal edilmişti.
İşte bu şartlarda (1850) Avrupa'da yeni sömürge heveslisi bir devlet daha çıktı. Mazlumun sırtına basarak yükselmeyi marifet sayan bu devlet Almanya'ydı. Almanya diğer Avrupa devletleri gibi hazır lokma (sömürge) isteyince işler karıştı. Avrupa'da sömürü üzerine kurulmuş olan Almanya'ya karşı ellerinde sömürgesi bulunan ve halen oraları sömüren diğer Avrupa devletleri karşı çıktı. Böylece Avrupa'da yeni pasta paylaşımı yarışı, sömürge kavgası başladı. İnglitere-Fransa yanına Rusya'yı da alarak bir blok oluşturdu. Almanya ise aynı etnik kökenden geldiğini ileri sürdüğü Avusturya-Macaristan devletiyle ittifak kurdu. Osmanlı önceleri bağımsızdı. Fakat Almanya Osmanlı'yı savaşa razı etmenin yollarını arıyordu. Çok geçmedi aradığını buldu. Bunlar Ulu Hakan Abdulhamid'i (II) tahttan indiren İttihat Terakki liderleriydi. Bu kişiler önce Osmanlı'nın bütünlüğünün teminatı olan Abdulhamid'i tahttan indirdiler. Sonra da vatanı başkalarının rant kavgasının içinde taraf yaptılar. Bu konuda II. Abdulhamid hatıratlarında şunu söylemektedir: "Otuz yıllık hükümranlık dönemimde bütün hayalim Avrupa'nın birbirine girmesiydi. Bu hayalim birgün gerçekleşti ama iş işten geçmişti. Çünkü ben de tahttan indirilmiştim". İşte ülkenin başında çobanın olmadığı çakalların çobanlığa soyunduğu bir dönemde Avrupa birbirine girdi. Almanya ülke içinde İttihatçı diye geçinen Alman işbirlikçileriyle bağlantı kurdu. Sözümona İngiltere'nin önünden kaçan Alman gemileri satın alındı. Bir geceyarısı harakatıyla Rus limanları bombalandı. Böylece Osmanlı kendini bir kızıl kıyametin içinde buldu. Osmanlı böylece Anadolu'nun karayağız delikanlılarının kelebeklerin ışığa koştuğu gibi Kafkasya'ya, Makedonya'ya, Galiçya'ya, Yemen'e, Hicaz'a, Çanakkale'ye koşmaya başladılar. Bu koşunun sonunda şehadet şerbetini içeceklerini bile bile koştular.
Yazımıza yarın devam edeceğiz.
İşte bu şartlarda (1850) Avrupa'da yeni sömürge heveslisi bir devlet daha çıktı. Mazlumun sırtına basarak yükselmeyi marifet sayan bu devlet Almanya'ydı. Almanya diğer Avrupa devletleri gibi hazır lokma (sömürge) isteyince işler karıştı. Avrupa'da sömürü üzerine kurulmuş olan Almanya'ya karşı ellerinde sömürgesi bulunan ve halen oraları sömüren diğer Avrupa devletleri karşı çıktı. Böylece Avrupa'da yeni pasta paylaşımı yarışı, sömürge kavgası başladı. İnglitere-Fransa yanına Rusya'yı da alarak bir blok oluşturdu. Almanya ise aynı etnik kökenden geldiğini ileri sürdüğü Avusturya-Macaristan devletiyle ittifak kurdu. Osmanlı önceleri bağımsızdı. Fakat Almanya Osmanlı'yı savaşa razı etmenin yollarını arıyordu. Çok geçmedi aradığını buldu. Bunlar Ulu Hakan Abdulhamid'i (II) tahttan indiren İttihat Terakki liderleriydi. Bu kişiler önce Osmanlı'nın bütünlüğünün teminatı olan Abdulhamid'i tahttan indirdiler. Sonra da vatanı başkalarının rant kavgasının içinde taraf yaptılar. Bu konuda II. Abdulhamid hatıratlarında şunu söylemektedir: "Otuz yıllık hükümranlık dönemimde bütün hayalim Avrupa'nın birbirine girmesiydi. Bu hayalim birgün gerçekleşti ama iş işten geçmişti. Çünkü ben de tahttan indirilmiştim". İşte ülkenin başında çobanın olmadığı çakalların çobanlığa soyunduğu bir dönemde Avrupa birbirine girdi. Almanya ülke içinde İttihatçı diye geçinen Alman işbirlikçileriyle bağlantı kurdu. Sözümona İngiltere'nin önünden kaçan Alman gemileri satın alındı. Bir geceyarısı harakatıyla Rus limanları bombalandı. Böylece Osmanlı kendini bir kızıl kıyametin içinde buldu. Osmanlı böylece Anadolu'nun karayağız delikanlılarının kelebeklerin ışığa koştuğu gibi Kafkasya'ya, Makedonya'ya, Galiçya'ya, Yemen'e, Hicaz'a, Çanakkale'ye koşmaya başladılar. Bu koşunun sonunda şehadet şerbetini içeceklerini bile bile koştular.
Yazımıza yarın devam edeceğiz.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Recep Sarıhan / diğer yazıları
- Millet zengin olursa, devlet de zengin olur / 07.01.2011
- ABD ile ilişkilerde hazan dönemi / 14.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları-III / 12.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları-II / 11.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları / 10.07.2003
- Beyaz goncaların kızıla boyandığı mukaddes topraklar-II / 06.04.2003
- Beyaz goncaların kızıla boyandığı mukaddes topraklar-I / 05.04.2003
- AB Uyum Yasaları ve Filistin manzarası / 27.09.2002
- Mukayeseli tarım politikaları / 25.09.2002
- Emir Karatekin diyarından selamlar / 21.09.2002
- ABD ile ilişkilerde hazan dönemi / 14.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları-III / 12.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları-II / 11.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları / 10.07.2003
- Beyaz goncaların kızıla boyandığı mukaddes topraklar-II / 06.04.2003
- Beyaz goncaların kızıla boyandığı mukaddes topraklar-I / 05.04.2003
- AB Uyum Yasaları ve Filistin manzarası / 27.09.2002
- Mukayeseli tarım politikaları / 25.09.2002
- Emir Karatekin diyarından selamlar / 21.09.2002