Avrupa medeniyetinin (!) temelinde kan ve gözyaşı vardır. Avrupalının hayat felsefesine göre 'hak' verilmez, alınır. Ortaçağ karanlığında Avrupa'da bu olaylar hep böyle olmuştur. İnsanlar, haklarını kendi gayretleri ile almaya çalışmışlar. Bu tarihi gerçekleri kimi zaman tarih kitaplarından kimi zaman da Avrupalıların çevirmiş oldukları filmlerden seyredebiliyoruz. İşte bu dramatik olayların en önemlisi 1780'li yıllarda Fransa'da yaşandı. Fransa kralı, kendi halkına karşı vahşi ve acımasız davranınca halk, krala karşı isyan etti. Bu isyanlar sonunda kral tahtından oldu. Avrupa'da daha önce hiç duyulmayan düşünceler duyulmaya başladı (Özgürlük, adalet, kardeşlik, insan hakları, milliyetçilik... gibi). Daha önce Avrupa da duyulmayan bu fikirler, halk arasında yayılmaya başlayınca büyük bir rağbet buldu. Halk, daha önce hiç duymadıkları ve yaşamadıkları bu düşüncelere gereğinden fazla alakadar olunca, hatta biraz da abartınca, Avrupa da olanlar oldu. Halk bu düşüncelerini diğer devletlere zorla kabul ettirmeye başlayınca Avrupa da büyük bir curcuna koptu. Fransa'da ihtilal oldu. Bu ihtilalden sonra Avrupa'da Fransa'ya karşı bir ittifak oluşturuldu.
İşte görünürde Fransa'ya, asılda Müslüman olan Osmanlı'ya karşı bir ittifak kurulmuştu. Bu ittifakın adı 'Kutsal İttifak'tı. Fakat Osmanlı'yı uyandırmamak için adını Viyana Kongresi (1815) koydular. Kongrenin asıl amacı Fransa'nın Avrupa da ki yayılmasını engellemek ve Avrupa'nın eski statüsünü korumaktı. İlk dönemde Fransa bu ittifaka çağırılmadı. Çünkü senaryo onun üzerine kurulmuştu. Sözde bu birlik sadece Avrupa'yı kapsayacaktı. Fakat daha sonra Avrupa'nın dışından olan ABD'de davet edildi. Fakat bu öneriye ABD'nin sıcak bakmaması üzerine olay Avrupa içerisinde kaldı.
İşin ilginç tarafı, Osmanlı Devleti kongreye katılmayı talep etmiş olmasına rağmen Osmanlı bu kongreye kabul edilmedi. Gerekçe olarak da Osmanlı'nın bir Avrupa devleti olmadığı ileri sürülüyordu. ABD'nin Avrupa ile hiç bağlantısının olmamasına rağmen çağırılıp, Osmanlı topraklarının büyük bir kısmının Avrupa'da olmasına rağmen çağırılmamasının bir açıklaması olmalıydı. Hatta daha sonra görünürdeki kurulma nedeni olan Fransa bile bu birlikteliğe kabul edildi. Fakat Osmanlı kabul edilmedi.
Önceleri kongreye İngiltere, Prusya, Rusya, Avusturya-Macaristan imparatorlukları katılmıştı. Daha sonra kongre Fransa'nın da katılımıyla bir Avrupa ittifakı (kutsal ittifak) şekline dönüştü. Kutsal ittifak diyorum, çünkü: "Bu ülke hükümdarları, Hıristiyan dininin kurallarını kendilerine rehber olarak alacaklardı. Birbirleriyle olan ilişkilerinde ve toplumu yönetmede, Tanrının emrettiği yolda hareket edecekler ve barış yolundan ayrılmayacaklardı. Kendilerini, bir tek ve aynı Hıristiyan toplumun üyesi sayacaklardı. Ayrıca, bu Tanrı prensiplerini benimseyen diğer bütün devletleri de, eşit koşullar ve duygularla ittifaka dahil edeceklerdi." (Siyasi tarih-Rıfat UÇAROL)
Devam edecek...
İşte görünürde Fransa'ya, asılda Müslüman olan Osmanlı'ya karşı bir ittifak kurulmuştu. Bu ittifakın adı 'Kutsal İttifak'tı. Fakat Osmanlı'yı uyandırmamak için adını Viyana Kongresi (1815) koydular. Kongrenin asıl amacı Fransa'nın Avrupa da ki yayılmasını engellemek ve Avrupa'nın eski statüsünü korumaktı. İlk dönemde Fransa bu ittifaka çağırılmadı. Çünkü senaryo onun üzerine kurulmuştu. Sözde bu birlik sadece Avrupa'yı kapsayacaktı. Fakat daha sonra Avrupa'nın dışından olan ABD'de davet edildi. Fakat bu öneriye ABD'nin sıcak bakmaması üzerine olay Avrupa içerisinde kaldı.
İşin ilginç tarafı, Osmanlı Devleti kongreye katılmayı talep etmiş olmasına rağmen Osmanlı bu kongreye kabul edilmedi. Gerekçe olarak da Osmanlı'nın bir Avrupa devleti olmadığı ileri sürülüyordu. ABD'nin Avrupa ile hiç bağlantısının olmamasına rağmen çağırılıp, Osmanlı topraklarının büyük bir kısmının Avrupa'da olmasına rağmen çağırılmamasının bir açıklaması olmalıydı. Hatta daha sonra görünürdeki kurulma nedeni olan Fransa bile bu birlikteliğe kabul edildi. Fakat Osmanlı kabul edilmedi.
Önceleri kongreye İngiltere, Prusya, Rusya, Avusturya-Macaristan imparatorlukları katılmıştı. Daha sonra kongre Fransa'nın da katılımıyla bir Avrupa ittifakı (kutsal ittifak) şekline dönüştü. Kutsal ittifak diyorum, çünkü: "Bu ülke hükümdarları, Hıristiyan dininin kurallarını kendilerine rehber olarak alacaklardı. Birbirleriyle olan ilişkilerinde ve toplumu yönetmede, Tanrının emrettiği yolda hareket edecekler ve barış yolundan ayrılmayacaklardı. Kendilerini, bir tek ve aynı Hıristiyan toplumun üyesi sayacaklardı. Ayrıca, bu Tanrı prensiplerini benimseyen diğer bütün devletleri de, eşit koşullar ve duygularla ittifaka dahil edeceklerdi." (Siyasi tarih-Rıfat UÇAROL)
Devam edecek...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Recep Sarıhan / diğer yazıları
- Millet zengin olursa, devlet de zengin olur / 07.01.2011
- ABD ile ilişkilerde hazan dönemi / 14.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları-III / 12.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları-II / 11.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları / 10.07.2003
- Beyaz goncaların kızıla boyandığı mukaddes topraklar-II / 06.04.2003
- Beyaz goncaların kızıla boyandığı mukaddes topraklar-I / 05.04.2003
- AB Uyum Yasaları ve Filistin manzarası / 27.09.2002
- Mukayeseli tarım politikaları / 25.09.2002
- Emir Karatekin diyarından selamlar / 21.09.2002
- ABD ile ilişkilerde hazan dönemi / 14.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları-III / 12.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları-II / 11.07.2003
- Dünden bugüne Avrupa'ya uydurulma yasaları / 10.07.2003
- Beyaz goncaların kızıla boyandığı mukaddes topraklar-II / 06.04.2003
- Beyaz goncaların kızıla boyandığı mukaddes topraklar-I / 05.04.2003
- AB Uyum Yasaları ve Filistin manzarası / 27.09.2002
- Mukayeseli tarım politikaları / 25.09.2002
- Emir Karatekin diyarından selamlar / 21.09.2002