Dünya gündemi İdlib operasyonuna kilitlendi ve bugün Tahran'da bu gündemi konu olan çok önemli bir zirve var. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin, İran Cumhurbaşkanı Ruhani Astana sürecinin devamı mahiyetinde bugün bir araya geliyorlar ve İdlib oprasyonunun nihai görüşmelerini yapacaklar.
ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail süreçten oldukça rahatsızlar, çünkü İdlib konusu çözüme kavuşur da teröristler bu bölgeden çıkartılırsa, İdlib terörden temizlenirse, Suriye'deki varlıkları tehlikeye giriyor, bütün bahaneleri ortadan kalkıyor.
Bu sebeple Suriye ve destekçisi Rusya aleyhinde sürekli olarak asılsız suçlamalar yapıyorlar, operasyonu kötülemeye çalışıyorlar ve Türkiye'ye her türlü baskıyı uygulayarak Astana sürecine darbe vurmaya çalışıyorlar.
Rusya önceki gün İdlib'e hava operasyonu düzenledi ve Suriye ordusu da topçu ateşiyle bu operasyona dahil oldu.
Herkes, acaba İdlib operasyonu başladı mı diye merak ediyordu ama yapılan açıklamalar asıl operasyonunun bugünkü zirvede şekillendikten sonra yapılacağı noktasında?
Rus uçaklarının hava operasyonu sonrası, basın yayın organlarımıza bakıyorum hemen ABD ağzıyla yalan haberler yapmaya başladılar. Rusya ise bu iddiaları yalanlar mahiyette resmi bir açıklama yaptı ve operasyonların görüntülerini paylaştı.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, gazetecilere yaptığı açıklamada "4 Eylül'de Hmeymim Hava Üssü'nden havalanan 4 Rus uçağı ile İdlib'de El Nusra'ya ait mevzilere hassas mühimmatlarla saldırı gerçekleştirildi" dedi.
Konaşenkov, Rus uçaklarının teröristlerin yerleşim birimleri dışındaki ve içlerinde insansız hava araçlarının (İHA) bulunduğu silah depolarının yanı sıra ve teröristlerin Hmeymim üssü ile Halep ve Hama'ya saldırı için İHA'larını gönderildiği yerlere yapıldığını ifade etti.
Saldırıyı gerçekleştiren Su-35 uçaklarının vurduğu silah depolarında teröristlerin uçaksavar sistemlerinin de bulunduğunu belirten Konaşenkov, bombardıman öncesinde mevzilerin teröristlere ait olduğunun doğrulandığını ve nokta atışı yapıldığını vurguladı.
Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye'nin İdlib Bölgesi'ndeki Nusra hedeflerine hassas mühimmatla yapılan saldırının videosunu yayınladı.
İdlib operasyonu ile ilgili istişare ve bilgi paylaşımı bugün Tahran'da yapılacak olan zirveyle sınırlı değil elbette? Türkiye, Rusya ve İran'ın dışişleri bakanları, genelkurmay ve istihbarat yetkilileri sürekli olarak istişare halindeler?
Bu da operasyonun risklerini minimuma indiriyor.
Türkiye'nin Astana süreci çerçevesinde, bölgede 12 adet kontrol noktası bulunuyor.
Operasyon sebebiyle bu kontrol noktalarındaki güvenlik de had safhaya çıkarıldı, sınıra yığınak yapılarak her türlü risklere karşı tedbir alındı.
Türkiye'nin İdlib konusundaki hassasiyetleri; burada bulunan 3,5-4 milyon sivilin zarar görmemesi, ılımlı muhalefetin korunması, operasyon sonrası bu bölgede terör örgütü PYD/YPG varlığına müsaade edilmemesi?
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan Kırgızistan dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bizim orada 12 gözlem noktamız var. Oradaki güvenlik güçlerimiz kararlılıkla çalışmalarını sürdürüyor. Hepsinden öte şu anda bizim Rusya ile olan işbirliğimiz çok önemli. Bunu silahlı kuvvetlerimiz ve Savunma Bakanımız, istihbaratımız aynı şekilde sürdürüyor. Burada 3.5 milyon insan var. ABD Rusya'ya, Rusya ABD'ye topu atıyor. Ama Allah göstermesin, buralara füzeler yığdırılacak olursa çok ciddi bir katliam yaşanır."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Alman mevkidaşı ile yaptığı görüşmede şunları ifade etti: "Rejimin İdlib'e saldırmak istediği açık. Rejimin garantörleri var. Rusya ve İran'la temaslarımızı sürdürüyoruz? Radikal ve terörist grupların buradan çıkması konusunda hemfikiriz? İdlib'le ilgili özellikle ihlalin engellenmesine yönelik bir karar çıkması için çaba sarfedeceğiz."
Türkiye'nin bütün endişelerini dikkate alan Rusya, Suriye'nin diğer bölgelerinde Suriye ordusuna bugüne kadar hep sadece hava operasyonu desteği sağlarken, ilk defa özel birliklerini kara harekatında kullanma kararı aldı.
Bu hamle hem sivil kayıp riskini azaltırken, hem de ABD, Fransa ve İngiltere'nin sürekli geveledikleri kimyasal saldırı provokasyonunu da önleyecek mahiyette?
Görünen o ki, Suriye ve Ortadoğu coğrafyasında, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır altını çizdiği gibi, "vatan hesabı olan ABD'nin, "büyük İsrail hesabı" olan İsrail'in ve kaynakları sömürme hesabı olan Fransa ve İngiltere'nin hesapları bu sefer tutmayacak.
Herkesin hesabı olabilir ama bütün bu hesapların üzerinde bir Hesabı Olan var. Ve O'nun hesabı her zaman galip gelecektir.
Ama onun eliyle, ama bunun eliyle?
ABD, İngiltere, Fransa ve İsrail süreçten oldukça rahatsızlar, çünkü İdlib konusu çözüme kavuşur da teröristler bu bölgeden çıkartılırsa, İdlib terörden temizlenirse, Suriye'deki varlıkları tehlikeye giriyor, bütün bahaneleri ortadan kalkıyor.
Bu sebeple Suriye ve destekçisi Rusya aleyhinde sürekli olarak asılsız suçlamalar yapıyorlar, operasyonu kötülemeye çalışıyorlar ve Türkiye'ye her türlü baskıyı uygulayarak Astana sürecine darbe vurmaya çalışıyorlar.
Rusya önceki gün İdlib'e hava operasyonu düzenledi ve Suriye ordusu da topçu ateşiyle bu operasyona dahil oldu.
Herkes, acaba İdlib operasyonu başladı mı diye merak ediyordu ama yapılan açıklamalar asıl operasyonunun bugünkü zirvede şekillendikten sonra yapılacağı noktasında?
Rus uçaklarının hava operasyonu sonrası, basın yayın organlarımıza bakıyorum hemen ABD ağzıyla yalan haberler yapmaya başladılar. Rusya ise bu iddiaları yalanlar mahiyette resmi bir açıklama yaptı ve operasyonların görüntülerini paylaştı.
Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü İgor Konaşenkov, gazetecilere yaptığı açıklamada "4 Eylül'de Hmeymim Hava Üssü'nden havalanan 4 Rus uçağı ile İdlib'de El Nusra'ya ait mevzilere hassas mühimmatlarla saldırı gerçekleştirildi" dedi.
Konaşenkov, Rus uçaklarının teröristlerin yerleşim birimleri dışındaki ve içlerinde insansız hava araçlarının (İHA) bulunduğu silah depolarının yanı sıra ve teröristlerin Hmeymim üssü ile Halep ve Hama'ya saldırı için İHA'larını gönderildiği yerlere yapıldığını ifade etti.
Saldırıyı gerçekleştiren Su-35 uçaklarının vurduğu silah depolarında teröristlerin uçaksavar sistemlerinin de bulunduğunu belirten Konaşenkov, bombardıman öncesinde mevzilerin teröristlere ait olduğunun doğrulandığını ve nokta atışı yapıldığını vurguladı.
Rusya Savunma Bakanlığı, Suriye'nin İdlib Bölgesi'ndeki Nusra hedeflerine hassas mühimmatla yapılan saldırının videosunu yayınladı.
İdlib operasyonu ile ilgili istişare ve bilgi paylaşımı bugün Tahran'da yapılacak olan zirveyle sınırlı değil elbette? Türkiye, Rusya ve İran'ın dışişleri bakanları, genelkurmay ve istihbarat yetkilileri sürekli olarak istişare halindeler?
Bu da operasyonun risklerini minimuma indiriyor.
Türkiye'nin Astana süreci çerçevesinde, bölgede 12 adet kontrol noktası bulunuyor.
Operasyon sebebiyle bu kontrol noktalarındaki güvenlik de had safhaya çıkarıldı, sınıra yığınak yapılarak her türlü risklere karşı tedbir alındı.
Türkiye'nin İdlib konusundaki hassasiyetleri; burada bulunan 3,5-4 milyon sivilin zarar görmemesi, ılımlı muhalefetin korunması, operasyon sonrası bu bölgede terör örgütü PYD/YPG varlığına müsaade edilmemesi?
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan Kırgızistan dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bizim orada 12 gözlem noktamız var. Oradaki güvenlik güçlerimiz kararlılıkla çalışmalarını sürdürüyor. Hepsinden öte şu anda bizim Rusya ile olan işbirliğimiz çok önemli. Bunu silahlı kuvvetlerimiz ve Savunma Bakanımız, istihbaratımız aynı şekilde sürdürüyor. Burada 3.5 milyon insan var. ABD Rusya'ya, Rusya ABD'ye topu atıyor. Ama Allah göstermesin, buralara füzeler yığdırılacak olursa çok ciddi bir katliam yaşanır."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Alman mevkidaşı ile yaptığı görüşmede şunları ifade etti: "Rejimin İdlib'e saldırmak istediği açık. Rejimin garantörleri var. Rusya ve İran'la temaslarımızı sürdürüyoruz? Radikal ve terörist grupların buradan çıkması konusunda hemfikiriz? İdlib'le ilgili özellikle ihlalin engellenmesine yönelik bir karar çıkması için çaba sarfedeceğiz."
Türkiye'nin bütün endişelerini dikkate alan Rusya, Suriye'nin diğer bölgelerinde Suriye ordusuna bugüne kadar hep sadece hava operasyonu desteği sağlarken, ilk defa özel birliklerini kara harekatında kullanma kararı aldı.
Bu hamle hem sivil kayıp riskini azaltırken, hem de ABD, Fransa ve İngiltere'nin sürekli geveledikleri kimyasal saldırı provokasyonunu da önleyecek mahiyette?
Görünen o ki, Suriye ve Ortadoğu coğrafyasında, Prof. Dr. Haydar Baş'ın yıllardır altını çizdiği gibi, "vatan hesabı olan ABD'nin, "büyük İsrail hesabı" olan İsrail'in ve kaynakları sömürme hesabı olan Fransa ve İngiltere'nin hesapları bu sefer tutmayacak.
Herkesin hesabı olabilir ama bütün bu hesapların üzerinde bir Hesabı Olan var. Ve O'nun hesabı her zaman galip gelecektir.
Ama onun eliyle, ama bunun eliyle?
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Murat Çabas / diğer yazıları
- Prof. Dr. Haydar Baş’ı tanımak sorumluluk gerektirir / 16.04.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025
- 'O'nun yetiştirdikleri bu vatanın garantörleri, bu milletin yılmaz savunucularıdır' / 14.04.2025
- Birlik ve beraberliğe adanmış bir ömür / 12.04.2025
- Öcalan açılımı, terörsüz Türkiye’ye götürür mü? / 10.04.2025
- Siyasette 3. yol tek seçenek / 09.04.2025
- Milli Ekonomi Modeli’ne artık duyarsız kalabilir miyiz? / 08.04.2025
- Trump yeni gümrük tarifeleriyle neyi amaçlıyor? / 05.04.2025
- Kıbrıs sürecinde düşmanlık ve müzakere aynı anda! / 04.04.2025
- Orta Doğu’da Trump’ın planı işliyor / 03.04.2025
- Tepki, demokrasinin zarar görmesinedir / 28.03.2025